Salonundaki üçlü koltukta bacaklarını uzatmış baygın gibi uyuklayan Derya kapının çalmasıyla homurdanmaya başlamıştı.
"Saatlerdir antremandaydım. Canım çıktı... Dinlenmek istiyorum ya çok mu şey istiyorum." Söylenerek yerinden kalktığı sırada kapıya inen yumruk darbesiyle gözlerini devirip
"Çatlama Sevim, geldim." Diye bağırırken kapıyı açmasıyla kucağında oğlunu sıkı sıkı tutan arkadaşı içeri resmen daldı.
"Kızım sen antremandan sonra kendini titreşim moduna mı alıyorsun. Beş dakikadır kapıda çocukla bekliyorum. Çekil çekil..." kendi evinde bir güzel azar yiyen Derya artık arkadaşının bu rahatlığına şaşırmıyordu. Onlar salona geçerken kapıyı kapatıp peşlerine takıldı ve Sevim'in iki yaşındaki oğlu Timur'u kucağına aldı.
"Teyzem... Senin bu annen azıcık deli değil mi?"
"Sus kız, sensin deli. Oturda sana güzel haberler vereyim." Derya bir an duraksayıp 'güzel haberle' hangi kötü haberi kastettiğini düşünürken koltuğa oturdu ve Timur'u da kucağına oturttu.
"Yine ne yumurtlayacaksın cidden meraktayım."
"Hani sen 'yemek yapamıyorum' deyip duruyordun ya..." Derya yüzünü ekşitip
"Yemek yapamıyor değilim. Mutfağa girmekten nefret ediyorum. Olayı çarpıtma." Diye homurdandı ama onu sallayan kimdi.
"Neyse güzelim neyse... Bende sana faydası olabilecek bir aktivite düşündüm ve..."
"Allahım sen koru..." Sevim yine onu duymazdan gelip, heyecanla bağırarak
"Önümüzdeki bir aylık tatil için seni ve tabi ki kendimi yemek kursuna kayıt ettirdim." Dediği anda Derya donup kalmıştı.
"Hayır ya... Hayır ya..."
"Sus kız deli, eğitimi verecek olan şefi gördüğünde de böyle konuşabilecek misin acaba? Kayıta gittiğimde karşılaştık, adam Yunan tanrısı mübarek. İnsan değil!" Derya başını sağa sola sallarken
"Sevgili kocan bunu biliyor mu çok merak ettim doğrusu! Karısının karınlarını doyurabilmek için 'Yunan Tanrısı'na benzettiği bir adamdan ders alacak ya hani!" Deyince Sevim suratını astı.
"Kendi kaşındı! Karşıma geçip 'yaptığın yemekler anneminki gibi lezzetli olmuyor' demesini biliyor ama!"
"Sen iyi değilsin Sevim, yemin ederim bir değişiksin. Çocuğun olunca azıcık sakinler, oturaklaşırsın demiştim ama yok yani... Sen iflah olmazsın. Kendime bitki çayı yapıp sakinleşmek istiyorum, sen ne zıkkım içersin acaba?" Sevim bu sözlerin hepsini aynı anda nasıl duymazdan gelebiliyordu inanılır gibi değildi ama Sevim'di işte. Bacak bacak üstüne atıp, lüks bir mekanda sipariş verir gibi
"Ben bir smoothie alayım tatlım!" Dediği anda
"Bana bak!" Cevabı ve bacağına inen tekmeyle yerinden sıçradı.
"Ay kendine ne yapıyorsan banada ondan yapmayacakmışsın gibi ne demeye soruyorsun Derya! Dokuz yıllık dostumsun, yediğimiz, içtiğimiz, sı... Neyse..." Derya ayağa kalkıp Timur'u annesinin kucağına bıraktıktan sonra mutfağa geçmiş ve çayları hazırlamaya başlamıştı.
"Pazartesi günü saat sekizde kurstayız ona göre!"
"Ne?" Kolundaki dijital saate bakan genç kız, arkadaşının iki gün sonradan bahsettiğini fark edip, suratını iyice astı.
"Çok heyecanlıyım... Yunan tanırsıııı... Bekle beni!"
"Bekle Çakma Yunan şeysi... Evli olsa da gözüyle baklavalı erkek kemiren, mutfakların köstebeği, yemeklerin katili... Okuduğu tarifi bile yapamayan Sevim Sema Ersöz, seni mesleğinden soğutmaya geliyor." Demesiyle kafasına inen plastik oyuncağa ters ters baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK ZAMANI - Yalın Serisi III - 3) Deniz ile Derya
General FictionLütfen Dikkat! Bu hikaye Yalın Serisi'nin üçüncü kitabıdır. Hikayeyi anlayabilmek adına ilk iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. İlk kitap Efsane, ikinci kitap ise Esmerim'dir... Sevmek Zamanı, Yalın Serisi'nden tanıdığımız çocukların derlendiği içe...