Locada anlık bir sessizlik oluşurken tüm gözler Deniz'in yüzüne takılıp kalmıştı ki ilk konuşan Derin oldu.
"Nasıl yani? Arabasına çarptığın ve bac..." ablasının sözlerini tek bir bakışıyla kesip
"Evet! Sürekli aynı kelimeyi tekrarlayıp durmasanız diyorum. Sinirime dokunuyor!" Diye resmen hırlamış ve ayağa kalkmıştı. Kimileri onun bu kıskanç haline bıyık altından gülsede Atilla ve Aylin şaşkın şaşkın oğullarına bakıyordu.
Kardeşlerinin sessizliği ve şaşkınlığını anında fark eden Alparslan, durumu Deniz fark etmesin diye ayaklanıp
"Hadi aşağı inelim." Demiş gençlerin locadan çıkmasıyla da kardeşinin kolunu kavramıştı.
"Yüzünüz bembeyaz oldu hayırdır?" Sorusuyla göz göze gelen Atilla ve Aylin bir süre konuşmadılar.
"Abi ne oldu?" Diye bu sefer soran ise Ertuğrul oldu.
"Ne bileyim bu kadar çabuk dökülmesini beklemiyordum." Murat gülerek kız kardeşine ve yıllardır dost olduğu adama bakıp
"Yemeyin bizi! İçinize kurt düştü ama neden?" Dediğinde Aylin huzursuzca kıpırdanıp sahaya inen çocuklara, özelliklede sohbet eden Derya ile Deniz'e baktı.
"Aralarında dokuz yaş var. Derya daha on dokuz yaşında, Deniz ise yirmi sekiz. Çok genç ve toy bir kız ile olgunlaşmış, oturaklaşmış, kıskanç bir adamı aklınızdan geçirin bakalım." Deniz çabuk sinirlenen, bazen öfkesiyle hiç düşünmeden hareket edebilen bir adamdı. Derya ise daha ilk bakışta ne kadar kırılgan ve adı gibi Narin olduğunu belli ediyordu.
"Bu kadar sevilen, herkesin sahiplendiği bir kız ve benim deli, öfkeli, kıskanç oğlum! Akıl alır şey değil." Diyen kardeşine gülen Alparslan onun omzuna kolunu attıktan sonra locanın kapısına ilerlemeye başladı.
"Akıl almayabilir ama belki de kalp alır ve taşır. Belki de Deniz'in deli dalgasını, kıskançlığını kırmaya Derya'nın gücü yetecektir. Derya Deniz bir şey olacaklardır. Yaşamadan bilemeyiz koçum! Yaşamadan göremeyiz. Daha ilk dakikadan içini sıkmayın. Bırakın derya deniz akıp yolunu bulsun."
"Bizimde aramızda on bir yaş var ama problem ediyor muyuz değil mi yaşlı kocam!" Sözleriyle
"Esmerim!" Diyen Alparslan'ın memnuniyetsiz sesi hepsini güldürmüştü.
Bu sırada her şeyden habersiz selamlaşıp, birbirlerine hal hatır soruyormuş gibi yaparak konuşmaya çalışan Derya ile Deniz birçok meraklı bakışın altında olduklarının farkındalardı.
"Seni çok seviyorlar!" Diyerek tribünleri işaret eden Deniz huysuz huysuz taraftarlara baktı.
"Severler... Biz onlarla yıllardır tanışan iki iyi dost gibiyiz. Onlar beni, bende onları severim!" Cevabıyla keyfi iyice kaçsada duygularını saklamayı başarıp tebessüm etmişti.
Deniz, Derya'yı taraftarlardan kıskana dursun, bu sırada tüm aile sahaya inmiş ve oyuncularla tek tek sohbet etmeye başlamıştı. Alfonso karısına ve baldan tatlı dediği manevi baldızına yemek kursu veren Deniz ile sohbet ederken, ailenin geri kalan gençleri ise Sevim ve özellikle Derya'yla konuşmanın peşindeydi. İşte bu anlarda da en çok işlerine yarayan iki kişi Yadigar ve Umut olmuştu. İki voleybolcu, bir serbest dalış rekortmeni ve bir adet formula 1 pilotu sohbet ederken diğerleride hem onları dinliyor, hemde rahat rahat Derya'yı inceliyordu.
Birkaç dakika içinde anneler ile babalarda onlara dahil olduğunda her yerde bulunan fesat insanların gözleri Sevim ve Derya üstüne kilitlenmişti. Takımın kurucu ailesi, takımın sponsor aileleri ne demeye bu iki kızla konuşuyorlardı? Meraklarından çatlamak üzerelerken dedikodu kazanları alevlenmeye başlamıştı ancak bundan ne Derya'nın ne de Sevim'in haberi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK ZAMANI - Yalın Serisi III - 3) Deniz ile Derya
Ficção GeralLütfen Dikkat! Bu hikaye Yalın Serisi'nin üçüncü kitabıdır. Hikayeyi anlayabilmek adına ilk iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. İlk kitap Efsane, ikinci kitap ise Esmerim'dir... Sevmek Zamanı, Yalın Serisi'nden tanıdığımız çocukların derlendiği içe...