Tüm gerçekliği kaybetmiş, hislerinin ve arzularının içinde resmen boğulmuş birbirlerinin tenlerinde soluk alıp veriyorlardı. Derya, içinde durmaksızın hareket eden Deniz'in beline bacaklarını doladığı andan beri hiç konuşmamışlardı. Sessizliği bozan iki şey vardı. Biri nefes alışverişleri diğeri ise o nefes alışverişi arasındaki zevk dolu inlemeleri.
Ter damlalarının saçlarının arasından usulca süzülüp, alnına, göz kapaklarına, şakaklarına ilerlediğini hisseden Derya eliyle onları silmeye çalıştı ama başarılı olamadı çünkü bedeni durmaksızın terliyordu. Gözlerini aralayıp tam üstünde duran ve başını hafifçe boyun girintisine yerleştiren kocasına baktığında onunda kendisinden bir farkı olmadığını görerek gülümseyip, gelen sert darbeyle sesli şekilde inledi.
"Şubat ayında bu kadar terliyorsak yazı düşünemiyorum!" Diye kendi kendine homurdandığında Deniz çoktan gülmeye başlamıştı.
"Sizi tatmin etmek kolay olmayacak küçük hanım. Bu tazecik beden kolay kolay boşalmamaya kararlı ama bende çok kararlı bir adamım." Yavaşça karısından ayrılıp dizlerinin üstünde durdu ve ona yukarıdan bir bakış attı. Bembeyaz teni kızarmış, saçları yatağa dağılmıştı. Onu ilk gördüğü anda aklını başından alan bacaklarına tebessümle bakıp
"Gel..." dediğinde Derya neler olduğunu çözememişti.
"Nereye?" Diye soran Narinine sadece çapkın bir gülüşle karşılık vermiş ve onu kucakladığı gibi üst kat merdivenlerine yönelmişti. Salona vardıktan sonra kapıya ilerlemeye devam ettiğinde Derya kocaman olmuş gözlerini ona çevirip
"Şaka yapıyorsun!" Dedi ama Deniz şaka falan yapmıyordu. Kapıyı tek eliyle açtı, yandan bir gülüşle karısına baktı ve bir an bile düşünmeden Akdeniz'in tuzlu sularına atladı. Derya havada süzülürlerken kollarını sıkıca Deniz'in boynuna sarmış, attığı çığlığı Deniz'in kahkahasına karışmış ve saniyeler sonra bedenleri serin suyla buluşmuştu. Suyun yüzeyine çıktıkları anda gözlerini zar zor aralayan Derya
"Sen delisin hemde Sevim'den bile deli!" Derken Deniz yeniden gülmeye başladı.
"Biraz daha devam etseydik yanacaktık. Hatta aklım başıma gelmeseydi..." deyip onu kendine çektiği gibi bir kolunu beline sarmış, boştaki diğer eli ise sevdiği kadının karnına dokunmuştu.
"Eğer fark etmeseydim şu an burada küçük bir Yalın'ın temelleri bile atılmış olabilirdi." Demesiyle Derya'nın gözlerinin kocaman kocaman açılışını izledi ve kıs kıs güldü.
"Korunmadığımızı fark etmem biraz zaman aldı... Ya da sen fazlasıyla aklımı aldın ve ben bunu tamamen unuttum." Derya şaşırmış, şok olmuş hatta o an aklı başına gelerek kaşları çatılmıştı.
"Deniz..."
"Efendim güzelim." Gecenin karanlığında sakin sakin salınan suların içindeki o hayran olunası bedeni sarıp kucağına aldı ve gözlerini buluşturdu.
"Söyle güzelim, ne oldu?" Dedi ancak Derya hala aynı ciddiyet ve düşünceli ifadeyle yattan vuran ışığın aydınlattığı suya bakıyordu.
"Ben bir süredir adet olmuyorum yani olamıyorum." Duyduklarıyla duraksayan Deniz, onun ne demek istediğini anlamaya çalışırken yatın kuyruk kısmına yüzmeye başlamış, bir eliylede Derya'yı sıkıca tutup yanında ilerletmişti. Tek hamlede yata çıktıktan sonra Derya'yı da yanına çekti ve üşümemesi için hızlıca içeri girdi. Girişteki dolabı açıp içinden kocaman bir havlu çıkardığı gibi havluyu bedenlerine sarmış, karısının ıslandığında siyaha dönen saçlarını usulca öpmüş ve koltukları işaret etmişti.
"Gel bakayım şöyle." Aynı havlunun içinde sarılı halde koltuklara oturduklarında Deniz dikkatle Derya'ya baktı ve
"Şimdi her şeyi sakin sakin ve baştan sona anlatır mısın kadınım." Dedi. Derya başını sallayıp derin bir nefes aldıktan sonra fısıltıyla konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK ZAMANI - Yalın Serisi III - 3) Deniz ile Derya
Ficción GeneralLütfen Dikkat! Bu hikaye Yalın Serisi'nin üçüncü kitabıdır. Hikayeyi anlayabilmek adına ilk iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. İlk kitap Efsane, ikinci kitap ise Esmerim'dir... Sevmek Zamanı, Yalın Serisi'nden tanıdığımız çocukların derlendiği içe...