1.4

177 23 2
                                    

Zil çaldı ve o ses kulaklarımda yüzlerce kez yankılandı. Çaldığında inanamayıp kapıya uzun uzun bakıyordum. Yanlış duydum diye düşünüyordum. Ama zil tekrar çaldı ve kalbimi hissetmiyordum. Sanki orada yoktu. Sanki tam şu an beni terk etmişti.

Yavaşça ayağa kalktım ve başım o kadar dönüyordu ki, heyecandan kapıya doğru nasıl yürüdüğümü bile hatırlamıyorum. Bir hareket etsem, ettikten sonra o hareketi unutuyordum. Her şey ayaklarımın altından kaymaya başladı. Halı bir sağa bir sola gidiyordu.

Derken sertçe kapıyı açtım.

Ve o karşımdaydı.

Jungkook karşımda duruyordu.

Öyle güzel duruyordu ki karşımda.

Baştan aşağı siyah giyinmişti.

Ve bana bakıyordu.

Bitkindi ama karşımdaydı.

Bende ona tepkisiz bir şekilde bakıyordum.

Uyandığımda koltukta yatıyordum ve Jungkook başımda duruyordu.

Gözlerimi açtım ve ona baktım. Onu görür görmez yüzümde o kadar büyük bir gülümseme oldu ki. Kalbim tekrar hızlandı.
Ellerini dizlerine koymuş, ayaklarını sallıyordu. Uyanmamı bekliyordu.

Sonra bi anda bana baktı. Bende ona baktım. Ve hemen ayağa kalkıp bana yaklaştı. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Şu anda ağladığımı hissetmiyordum, ama gözlerimden yaşlar akıyordu.

"Lisa! İyi misin?" diyerek bana yaklaştı. Endişeli görünüyordu. Ve o mükemmel yüzüyle bana bakıyordu. Bitkindi ama, buradaydı işte. Karşımdaydı. Evimdeydi.

"Jungkook ben özür dilerim sana her şeyi anlatacağım.." dedim bitkin bir şekilde. Sesim de az çıkıyordu.

"Boşver. Önce sen toparlan. Bu konuşmayı sonra yaparız." dedi. Benimle normal konuşuyordu. Tepkisiz ama normal konuşuyordu.

"Hayır.. Saçmalama! Her şeyi bu gün anlatacağım çünkü artık dayanma gücüm kalmadı." dedim ve gözümden hala yaşlar akıyordu.

"Peki o zaman." dediğinde hemen koltukta oturmaya çalıştım ve bana yardım etti. Bana yardım ederken heyecanlandığımı ve deliler gibi sırıttığımı göstermemek için şekilden şekile giriyordum.

"Ben.. Nasıl başlasam bilemiyorum.." dedim ve yutkundum. Sonra devam ettim.

"Babam.. Babam bana hasta olduğumu ve öleceğimi söyledi.." bir anda ağlamaya başladım. Ve o bana tepkisiz bir şekilde adeta şok içinde bakıyordu.

"Sana bunu yaşatmak istemedim.. Ben.. Benim ölmem.. Ne yapardın bilmiyordum.. Bu yüzden bunu sana yaşatmak istemedim.." hala ağlayarak konuşuyordum. Ve onun da gözünden bir yaş aktığını ve ağlamamak için kendini tuttuğunu gördüm. Elimle göz yaşını sildim ve hiç hareket etmeden yüzüme bakıyordu.

"Ama ben bilmiyordum.. Babamın bana yalan söylediğini bilmiyordum.. Seni bensiz bıraktım.. Çünkü öldüğümü bilmek yerine, senden ayrıldığımı bilmen senin için daha iyiydi." gülüyordum, gözümden yaşlar akarken gülüyordum ve oda bana tepkisiz bakıyordu.

"Rose de beni yalnız bırakmamak için Jimin'i bıraktı. Yani.. Her şey benim yüzümden ama.. Ben bilmiyordum." o kadar çok ağlamaya başlamıştım ki.

Onunda gözünden yaşlar akıyordu. Artık oda ağlıyordu. Ve yavaşça konuşmaya devam ettim.

"Bilmiyordum Jungkook... Bilmiyord-" diyecekken aniden bana sarıldı. Tek eliyle beni sardı ve sıkıca sarıldı.

O an tamamen kendimi bıraktım. Saldım ve ağlayarak ona sarıldım. Uzun uzun sarıldık neredeyse 10 dakikadır sarılıyorduk.

Sonra yavaş yavaş ellerini bıraktı. Yüzüme baktı. Göz yaşlarımı silmeye başladı. O yüzüme dokunurken ben de yüzüne bakıyordum. Sonra bende onun göz yaşlarını silmeye başladım. Sonra aniden bileğimi yavaşça tuttu ve aşağıya indirdi.

Beni belimden sarıyordu. Kalbim hızlanırken gözlerimi kapattım. Ve nefesi yüzüme o kadar yakından geliyordu ki.

Artık dudakları dudaklarımdaydı. Öpüyordu, ve bende öpüyordum.

Kısa ama hoş bir bölümle geldim ahdhwhsjqDiğer bölümde görüşmek üzeree! Oy vermeyi unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kısa ama hoş bir bölümle geldim ahdhwhsjq
Diğer bölümde görüşmek üzeree!
Oy vermeyi unutmayın.. ♥

Change | LiskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin