''Eski zamanların birinde küçük bir evde yaşayan bir adam varmış.'' Baekhyun saçlarını düzeltti ve gülümsedi.
Planını bir kez daha gözden geçirip bazı düzeltmeler yaptıktan sonra uygulamaya geçmek için çok fazla beklememeye karar verdi.
''Tik tak~~''
*****
Sehun'un karşısında oldukça endişe verici bir manzara duruyordu, Chanyeol'u daha önce bu kadar yıkılmış bir halde gördüğünü hatırlamıyordu. O adamın yüzünden miydi bütün bunlar ?
"Chanyeol ?''
''Kendime inanamıyorum.'' Chanyeol birkaç duyguyu aynı anda yaşıyordu.
**** 01.30
"Tik, tak, tik, tak.. Za-man tü-ke-ni-yor."
Baekhyun her gece yaptığı gibi kendi kendine konuşmaya devam ediyordu, kafasını iki yana sallıyor, tıpkı bir çocuk gibi eğleniyordu.
Gardiyan saatine baktı. Nöbet değiştirmesine daha bir saati olduğunu görünce içinden lanetler okuyarak hücreyi gözetleyen kameranın açık olup olmadığına baktı, açıktı evet, ama bir kamera onu koruyabilir miydi ki ?
Bakmaya devam etti, burasının gerçek olduğunu belirten tek işaret o kameraydı.
"Hey, sen."
Gardiyan Baekhyun'un aniden bağırmasıyla yerinde sıçradı, kafasını yana çevirdiğinde onun parmaklıkların arkasında görmeyi bekliyorken öyle olmadı. Baekhyun dışarda, onun yanında duruyordu.
"S-sen..?''
"Tik. Tak..''
Yavaşça fısıldıyordu. ''Tik tak..''
Baekhyun sözlerini sürdürmeye devam ettiğinde karşısındaki ürkek adamın kemerinde asılı duran silahı aldı ve onu kilidini kaldırıp önce şöyle bir süzdü, daha sonra da onu göğsünden vurdu.
"Nişanlına dönemeyecek olmana üzüldüm." dedi.
Eline silahı pek yakıştırmıyordu ancak şu anda yapacak pek bir şeyi yoktu.
Silahın sesini duyup koşarak odaya gelen arkadaşının tabancasını çıkarmasına fırsat vermeden onu da vurdu. Beceriksizce ateş ettiğinden dolayı kendisine kızıyordu. Uzun zamandır burada olduğundan paslanmış olabileceğini düşündü.
Burada biraz daha kalıp birilerini öldürmek ve eğlenmek istese de yapmadı. İlgilenmesi gereken başka işler vardı ve geç kalmaması gerekiyordu.
Yerdeki cesedin üzerindeki anahtarları aldı daha sonra art arda duran demir kapıları açmaya başladı.
Bu kapıların oldukça gereksiz olduğunu düşünmeden edemedi. Zaten elleri su toplamış ve tahriş olmuştu, kilitleri oldukça zorlanarak açıyordu. Onu bodrum kattaki pis bir hücreye kapattıkları için kızdı, gereksiz diye düşündü.
Sonuncu kapıyı da yavaş bir şekilde açtığında karşısında uyuklayan görevliyi vurdu. Ayakta hazırlıksız yakalanmış olan adam da ellerini teslim olmuş gibi yukarı kaldırdı.
"Ölmek istemiyorsan kıyafetlerini çıkar." Sakince söylediği halde gardiyan panik içerisinde kıyafetlerini çıkardı ve sırtını duvara yasladı.
"Teşekkürler."
Onu öldürüp öldürmemek konusunda kararsız kaldı ama adamın nazik biri olduğunu hatırlayınca vazgeçti.
"Sen bana kağıt getiren adam değil misin ?"
Adam kafasını salladı.
"Sen iyi birisin." dedi nazikçe gülümseyerek.
Üniformayı giydikten sonra silahı adamın eline tutturdu, omzuna dostça vurdu.
"Onlara birkaç yalan söyle ki seni öylece bıraktığımı düşünmesinler.''
Sözlerini bitirir bitirmez oradan ayrıldı.
Halletmesi gereken çok önemli işleri vardı.
******
Düşünceler beynini kemirmeye devam ediyordu. Ne kadar uyumak istese de bir türlü uyuyamıyor, zihni tıpkı bozuk bir kaset gibi aynı şeyleri gündeme getiriyordu. Öylesine bıkmıştı ki...
Kapı zilinin çaldığını duydu, ayağa kalkıp kapıya doğru ilerledi. Eğer normal düşünen, akli dengesi yerinde olan bir Chanyeol olsaydı önce kapının deliğinden kim olduğuna bakardı. Ama aklı bir karış havada olan Chanyeol kapının diğer tarafında kim olduğuna bakmadan kapıyı açtı, açtığı gibi de kapatmak istedi ama bu mümkün olmadı.
Ne kadar polis kıyafetleri içinde olsa da yüzü ve kirli saçları kendisini ele veriyordu. Chanyeol onun yüzünü gördüğünde korkuyla geriledi, şimdi on dakika öncesine geri dönmek ve düşünmek istiyordu. Söylediklerine pişman olmuştu, çok pişman olmuştu.
Baekhyun ona yaklaşmaya başladığında Chanyeol uzaklaşmak istedi ama hareket edemiyordu. Yola aniden atladığınız zaman hızla gelen arabaya karşı bir şey yapamaz ve öylece dururdunuz ya, işte Chanyeol da tam olarak öyleydi. Baekhyun aralarındaki mesefeyi kapattığında derin bir nefes alıp nefesini tuttu.
"Tik. Tak."
Fısıltısı Chanyeol'un kulaklarına ulaştığında ortamın gerilmeye başladığını ikisi de gayet net hissedebiliyordu. Baekhyun parmak ucunda yükselip dudaklarını korkuyla aralanmış dudaklara değdirdi.
"Sen benimsin. Tik. Tak.'' Yakalarını sıkıca kavrarken aklından geçenler onu mutlu etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Joker
Fanfiction'Sakın yalnız kalma. Joker senin için gelecek.' @HappyKillerJoker | Tüm hakları Joker'in gülüşünde saklıdır. Gizem/Gerilim kategorisinde #23 (10.01.18)