Bugün, 299.yetişim yılımın sonundaydım.
Cennet'de sadece 1 kişinin gidebildiği sonsuzluk evrenine giriş yapabilmem için 300.yılımın ortasında bulduğum yeni yetişim tekniğim ile bütün manamı tüketecek bir ayin yapmam gerekliydi.
Hiç düşünmeden yapacağıma karar verdim.
Bu, benim en kötü kararımdı.
Diğer savaş tanrıları etrafıma doluşurken içimdeki mananın sömürülmeye başladığını fark ettim.
Bir şeyler tersti, benim manamı alması gerekiyordu. Sömürmesi değil.
Hayır hayır, bu ayin, yanlış!
"Ah, lanet olsu-"
Büyük bir patlama, Cennet'in ortasında yankılandı.
-------------------------------------------------------------------
Gözlerimi açtığımda atların arkasına bağlı tahta evler yürüyordu. Neredeydim ben? Uzandığım yer ıslaktı. Yukarıda beyaz bir top ve küçük yuvarlaklar vardı. Bunlar da neydi?
Doğrulmaya çalışmam ile kalkmaya çalıştığım yere geri dönmem bir oldu. 300 yıldır yaptığım yetişimimden bir damla manam kalmamıştı.
Birazcık dinlendikten sonra ayağa kalktım ve etrafı keşfetmek için yürümeye çalıştım. Bacaklarım titriyordu.
Eski savaş tanrısı Benkei sanki içimden gitmişti. Yepyeni doğmuş bir bebek gibiydim.
Duvarlardan destek alarak ilerledim. Sonra ise bir su yatağı buldum. Boğazımın kuruluğunu fark ettiğimde koşmak istedim fakat bacaklarımın yorgunluğunu unuttuğumdan yuvarlana yuvarlana suya doğru düştüm. Ellerimle çimi tutarak düşmekten kurtulsam bile sevincim kursağında kaldı.
Ben... ne kadar gencim böyle!
Yaşım maksimum 17 olmalıydı. 300 yaşındaki yaşlı halimden kurtulmuşum!
Saçlarım... beyazdı? Bu Dünya'da bu normal bir şey mi acaba...
İnsanlarda büyü izleri vardı. Yani hepsinin içinde mana vardı. Bu iyiye işaret, yetişim yapabilirim!
Su yatağından su içip elimi yüzümü yıkadıktan sonra enerjim biraz daha geldi. Suyun etkisi miydi bu?
Bunu düşünmektense bilgi toplamanın daha değerli olduğunu düşündüğümden ayağa kalktım ve büyük bir tahta binaya ilerledim.
İçeri girdiğimde bazı insanların bellerinde kılıçlar asılı, bazı insanlar yayını beline atmış haldeydi.
Bu Dünya'da büyü vardı ama insanlar kılıç, yay gibi aletler mı kullanıyordu?
Şansımı denemek için masadaki genç bir kıza doğru yöneldim. Benim geldiğimi görünce sıkılmış yüzünü hemen yapmacık bir gülümsemeye dönüştürüp bana:
"Size nasıl yardımcı olabilirim?"
"M-Merhab-"
Sesim... eski yaşlı halimdeki sesim nerede!? Genç bir sese sahip olmak garip hissettirdi.
Kız boğazımı tuttuğumu görünce hemen aşağıdan bana bir su matarası alıp verdi. Ayıp olmasın diye suyu içip:
"Teşekkür ederim." dedim.
Kız "Önemli değil. Yeniden soruyorum, size nasıl yardımcı olabilirim?" dedi.
Bende hemen sordum.
"Ben, burası ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Bana birkaç bilgi verebilir misiniz?"
Kız başta garip garip baksa bile sanırım mülteci olduğumu düşünüp cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
That Time I Reincarnated as a Human - Türkçe
FantasyBaşlangıç: 19 Nisan 2020 Bitiş: 7 Mayıs 2020 Bölüm Sayısı: 30 Eski bir savaş tanrısı olan Benkei sonsuzluk evrenine ulaşmadan önce... Farklı Dünya paradoksuna düşmüştür. Bir yandan yetişimine devam edip sonsuzluk evrenine gitmeye çalışırken yeni ta...