Bölüm 24 - Fafnir'in 2.Elçisi

67 6 1
                                    

1 Hafta Sonra

"Ah..."

Gözlerimi açıp uyandım. Yanımda kimse yoktu.

Ellerim ile gözlerimi tekrar sildim ve ayaklarımı yataktan aşağıya sarkıttım.

Ayağa kalkıp evde dolaşmaya başladım.

Boğazım kuruydu ve karnım açtı.

Büyük ihtimal manam olmasa susuzluktan ölecektim.

Herkes... odasında mı?

Kaori'nin odasına baktım, uyuyordu. Fakat, boğazları..!

Hemen mutfağa inip musluğu açtım. Su manası ile suyu kontrol edip herkesin boğazına su yönelttim.

Birkaç saniye sonra bütün odalardan nefes alıp vermeler yükseldi.

Bize, ne oluyordu?

Herkes uyandıktan sonra salonda oturup konuşmaya başladık.

"1 haftadır uyuyoruz..."

Kaori esnedi.

"Çok yorgun olduğumuzdandır.."

"Katılıyorum."

Bende Kaori'ye katılıyordum. Fakat bir şeyler yanlış gibiydi.

"Son zamanlarda, garip hissediyorum. Sanki hepimiz hala bir rüyada gibiyiz."

Bir anda Kaori bir şeyi fark eder gibi davrandı ve bize söylemek üzereyken gözümüzün önünden kayboldu.

"K-Kaori!?"

Diğer herkes bana bakıyordu.

"K-Kaori kayboldu!"

Yuna eli ile kafasını tuttu.

"Kaori kim?"

Dondum.

"N-Nasıl kim?"

Bir, İki ve Üç'e döndüm.

"Siz hatırlıyorsunuz değil mi?"

Üçü de kafasını sağa sola salladı.

Elim ile kafamı tutup yere düştüm.

"Anlıyorum.. hepimiz şuan, lanet altındayız!"

Herkes bana baktı.

Vücudum saydamlaşmaya başladı.

"Hemen her şeyi-"

Görüş alanım parladı ve hiçbir şeyi göremez oldum.

Sıkıntı büyüktü. Eğer Kaori etkisi bana da olduysa beni hatırlamayacaklar.

Düşün Kai.. ne yapabilirsin?

Sonra, tanıdık ses bir anda kafamın içinde yankılandı.

"Dostlarını kurtarmak istiyorsan 2.elçiyi yenmen gerekiyor. Bu güç onun gücü."

Zara?

"Neden bana yardım ediyorsun?"

"Çünkü, bana çok benziyorsun."

"Ne?"

Zara zihnimden ayrıldı.

Şöyle bir zamanda gelip kafamı karıştırıyor, bu adamdan gerçekten nefret ediyorum.

Görüş alanım düzeldiğine odada olduğumu gördüm. Kaori başımda duruyordu.

"Sanırım sadece ikimiz uyandık.."

Kaori endişeli bir şekilde yanıma oturdu.

"Onları... nasıl kurtaracağız Kai?"

"Elçiyi öldürerek."

Gözlerim parlamaya başladı.

"Her şeyi yapan o şerefsiz..."

Kaori önüne baktı ve konuştu.

"Benim elemanlarımı bayıltan piç o mu?"

"Evet."

Kaori küçük ellerini birbirine çarptı.

"Onu güzel pataklayacağım."

Boyuna rağmen, büyük işlere kalkışıyor. Böyle tipleri seviyorum.

"Neden bana bakıyorsun Kai, yoksa mükemmel güzelliğime mi düştün?"

"Alakası bile yok..."

Kaori'nin omzundan destek alıp ayağa kalktım.

"Hadi Kaori, şu adamı pataklamaya gidelim!"

Alcade'yi kınına takıp paltomu üstüme geçirdim.

Kaori'de büyü malzemelerini yanına aldı.

Kapının önüne gitmeden önce eğer uyanan olursa diye küçük bir kahvaltı hazırladık.

Kapının önüne gittiğimizde Kaori paltomu çekiştirdi.

"Yanında neden çok küçük gözüküyorum ben?"

Eeeh... ne alakaydı bu?

"Şöyle yapsak nasıl?"

Kaori'yi omzuma oturttum.

"Şimdi nasıl Kaori-sama?"

"E-Eh.. daha iyi!"

Kapıdan eğilerek çıktım ve 2.elçiyi aramaya başladık.

-------------------------------------------

"N-Nerede lan bu adam?!"

Bütün Kimetreno'yu dolaşmıştık. Yok!

"Sanırım, hiç bulamayacağız..."

Yuna ve diğerleri aklıma geldi.

"Kaori, sen eve geri dön."

"Ne?"

"Eve dön ve diğerlerine bak. Onları besle, vücutları çökmesin."

"Ama sen?"

Az olsa da kaslarımı gösterdim.

"Bu kaslar bende oldukça açlıktan veya susuzluktan ölmem!"

Kaori kıkırdadı ve arkasını döndü.

"Dikkatli ol Kai."

Bende önüme döndüm.

"Sende."

İkimiz de farklı yönlere dönüp ilerlemeye başladık.

Kaori, eğer 2.elçi bu kadar güçlüyse... sen yaşamalısın.

Bu hayatta ana karakter gibi gözüksem bile, ana karakterler bile ölebilir.

Alcade'yi kınından çıkarıp onunla iletişime geçtim.

Alcade, sen kırılabilir misin?

İmkansıza yakın, fakat evet.

Güzel, ölürsem bizimkileri korur musun?

Ne?

Dediğim gibi.

Ama efendi-

İletişimi kesip Alcade'yi kınına koydum.

Gözlerim, yeniden parlamaya başladı.

"Avcı olan ben bile, avlanmaya hazır olmalıyım."

Sonra gülümsedim.

"Onlarda hazır olsa, iyi olur."

Aradan birkaç dakika geçtikten sonra ortamdaki hava ağırlaştı.

Alcade'yi kınından çıkardım ve duruş pozisyonumu aldım.

"Merhametim üzerinizde olsun."

Ve, kimin ölüp kimin kalacağı belli olmayan savaş.. başladı.

That Time I Reincarnated as a Human - TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin