Kısa bir bölüm oldu. Sadece Gelişim Kontrol sınavını içeriyor.
Kitabı şuradan da okuyaiblirsiniz -> https://gamiciler.wordpress.com/2020/04/20/bolum-5-gelisim-kontrol-sinavi/
---------------------------------------------------------
Sıra sıra herkes parmağının ucunu kesip kanını büyü cevherinin üstüne damlatıyordu. İçeride kaç parlayan top varsa Kademe'n ona göre belirleniyordu. Şuan en çok 8.Kademe çıkmıştı.
Sonra ise Hana sınav alanına inmişti. Ben öğrenci sayılmadığımdan Yuna'nın oturduğu yerin aşağısında duvara yaslanmış bekliyordum. Hana yanımdan geçerken başarabilirsin yüzü yaptım.
Hana'da eliyle ağzını kapatıp gülümseyerek tamamdır hareketi yaptı.
Gülerek cevherin yanına gitti. Parmağını kesecekken elinin titrediğini gördüm.
"Hana, yanına geleyim mi?"
Hana biraz sessizce durduktan sonra.
"Gelebilir misin?"
"Tabi ki tabi ki... hemen geliyorum!"
Koşarak 2 adımda Hana'nın yanında belirdim.
"Bakalım, bakalım."
"Kai.. sen ne kadar güçlendin?"
"Bilmiyorum Hana, bende bilmiyorum. Seninle aynı bilgi seviyesine sahibiz."
"Öyle mi?"
"Aynen... hop bitti!"
"Ne?!"
Bunu da yetişim yaparken öğrenmiştim. Birinin ilgisini çekersen acı çekmesini engelleyebiliyorsun.
"Nasıl yaptın?"
"Bir şeyler öğrendim, ehe!"
"Oooof, düzenbaz herif!"
İki adımda beklediğim yere geri döndüm. Hana'da bana vurmayı planlarken planı havada kaldığı için üzülerek yerine geri döndü.
5-6 kişi parmağını kesemediğinden bayıldı, kustu vb. vb. olaylar oldu. Sıra bana geldiğinde yaslandığım yerden kalktım. İki adımda öğretmenin yanına gideceğime normal halde yürüyerek gittim.
Öğretmenle karşı karşıya geldiğimde ondan biraz daha uzun olmuştum. Bıçağımı belinden sırtına doğru yaklaştırdığımda kulağına fısıldadım.
"Bakalım hangimiz kazanacak, öğ-ret-me-nim?"
Bıçağımı çekip mücevherin yanına yaklaşırken hocanın yere düştüğünü gördüm. Sonra öğrenciler konuşmaya başladı.
"Kai-san sanki, biraz hırçınlaşmış?"
"Evet evet, biraz saldırgan!"
"Av köpeğine benziyor."
Parmağımı kesmeme bile gerek yoktu. Av mührü yaparken kullandığım parmağı sıktığım gibi kan akmaya başladı. Mücevhere kanımı damlattığım gibi büyük bir güç dalgası etrafa salındı.
"O-Oha.."
5 adet parlak top mücevherin ortasında belirdi. Bu, Kademe 5'e ulaştığımın sembolüydü.
"K-K-Kademe 5?!"
"Oha!"
"İmkansız!"
Mana yeterliliğime bakılmasını istedim.
"Mana yeterliliğini ne yapacak? Zaten 5.Kademe!"
"Gösteriş meraklısı, fakat bilmiyor sanırım. Mana yeterliliğini arttırmak 2 sene sürer."
Kontroll
Adam üstümü çıkarmamı söyleyince "Neden?" diye sormadan edemedim.
"Kalbimizin yakındaki damarın içinde Mana'nız akıyor. Kanı oradan alacağız."
"Anlıyorum."
Üstümü çıkarıp kıyafetimi kenara attım.
"Oha yaralara bak."
"Sırtına bakın, kocaman bir kesik!"
"Karın kası mı çalışmış?"
"Hadi başlayalım."
Adam kalbimin çok kenarına bir iğne batırdı. Delikten dışarı mavi renkli bir ışık yükseldi. Işık o kadar fazlaydı ki gözlerimi açamıyordum. Sonra ışık bir anda söndü.
------------------------------------------------------
Ad: Kayıtsız
Wauz Puanı: 800
Mana Yeterliliği: 67
--------------------------------------------------
Çüş! Bu statüler de ne!
"Mana Kademesi 5..!"
"67 yeterlilikle 5.kademe mi?!"
"Şaka olmalı. Şaka değil mi?!"
Kıyafetlerimi üstüme geçirirken Yuna yukarıdan üstüme doğru atladı.
"Kai!!"
"Yuna-sama?!"
Ayağıma Rüzgar Mana'sı verip Yuna'nın yanına zıpladım. Normal olarak tutmayı planlıyordum.
Fakat Yuna'nın tuzağına düştüm.
Bir anda mana ile kendini sırt üstü çevirdi.
Normal tutacağım derken klişe "Prenses Tutuşu" modunda tuttum.
Yuna'da boynuma sarılınca tabi işler çığırından çıktı..
"Nedir bu özgüven Yuna-sama?"
"A-Aptal.."
Öğrencilerin çığlık atmasına çok az kalmışken yeniden Rüzgar Mana'sını kullanarak alandan dışarıya atladım. Hana bana aşağıdan bakarken:
"Akşam yemeğine köfte patates! Sözün vardı unutma!!"
Hana'nın gözleri yaşarırken sessizce "Tamam." dedi.
Bir şey mi yapmıştım? (Evet yaptın ama farkında değilsin sorun yok kanka bende odunum sende odunsun iyi anlaşırız büyük ihtimal.)
Neyse, şimdilik ilk işimiz Yuna-san'ı evine bırakmak!
"Rotamız, eviniz olacak Yuna-sama!"
"Tamamdır Kai! Sana güveniyorum."
"Güveniniz için teşekkürler, ve biraz hızlanalım mı?"
"Hızlanmak derke-"
Mana kullanırken Wauz gibi aletler değil, vücudumun bazı yerlerine güç yönlendirebiliyorum. Tek ayağıma mana vermişken iki ayağıma da verince hızımız biraz daha arttı.
"Kai! Bu biraz hızlı değil mi?!"
"Yavaşlamamı mı istiyorsunuz?"
"E-Evet lütfen!"
Korkudan iki ayağımdaki manayı da çektim. Ve, suya doğru düşmeye başladık. Yuna-sama ile yan yana düşerken onu tutup kendimi sırt üstü çevirdim. Son duyduğum sözler şu idi:
"Kai, sen gerçekten aptalsın!"
Ve su sesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
That Time I Reincarnated as a Human - Türkçe
FantasyBaşlangıç: 19 Nisan 2020 Bitiş: 7 Mayıs 2020 Bölüm Sayısı: 30 Eski bir savaş tanrısı olan Benkei sonsuzluk evrenine ulaşmadan önce... Farklı Dünya paradoksuna düşmüştür. Bir yandan yetişimine devam edip sonsuzluk evrenine gitmeye çalışırken yeni ta...