Bölüm 9 - Sipariş

140 13 0
                                    

https://gamiciler.wordpress.com/2020/04/21/bolum-9-siparis/

Görev bittikten sonra eve dönüp mühür işlemini tekrarladım.

"Görevi bitirdiğiniz için tebrikler."

"Teşekkür ederim."

Eve gidip odama geçtim ve savaştaki yorgunluğumdan dolayı hızlıca uyku moduna geçtim.

---------------------------------------------------------

Gözlerimi zar zor açarak yeni güne merhaba dedim.

Paltomu omzuma asıp kapımı açtım. Aşağıya inip kahvaltı odasına geçmeden önce Hana'nın patates kızartmasının kokusu bütün odayı sardı.

"Hana-sama! Merhametli elleriniz ile bana patates kızartması mı hazırladınız?"

"Aynen öyle! İlk görevinin ödülü bu."

"Teşekkürler!!"

Hana ile aramızdaki ilişki gelişmişti. Garip bir yönde, ben onun köpeği gibi bir şey mi olmuştum acaba? Birazcıkta karı-koca ilişkisine benziyor..

İyi ki böyle temiz kalpli birisiyle tanışmışım!

Patates kızartmaları masaya geldiği gibi tuzumu ekip yemeğe gömüldüm!

---------------------------------------------------------


"Eline sağlık."

Tıka basa doymuştum.

"Afiyet olsun."

"Sana da."

Masadan kalkıp omzumdaki paltoyu sırtımdan geçirirken kollarımı da içinden geçirdim.

"Ben görevimi almaya gidiyorum!"

"Kolay gelsin!"

Han'ın kapısını kapattım.

---------------------------------------------------------

"Sipariş görevi mi?"

"Evet."

"O ne?"

Görev kağıdını elime tutuşturan kadın yanımdan hemen ayrıldı.

Görev: Hakureimu Köyüne Verilen İksir Siparişini Teslim Et

Hmm, görevim böyle bir şey mi? Kolaymış!

---------------------------------------------------------

"Teşekkürler efendim!"

"Asıl ben teşekkür ederim. Hoşçakalın."

Hakureimu köyüne giderken hiçbir sorun olmadı. Dönüşümde de bir şey olmayacak sanırım ama yol biraz uzundu.

Şu ağacın altında dinlenip manamı yenilemem gerek.

Ağacın altına geçip kestirmeye başladım.

Keşke ne olacağını önceden bilseydim..

Bilincim açıldığında saat akşam saatlerindeydi.

Elimi ağacın kavuğuna dayayıp ayağa kalktım.

Çok açtım, gidip biraz hayvan avlamam gerekliydi.

Bıçağımı kuşanıp ormanın içine daldım.

10 Dakika Sonra

Vay be, ne kadar dolu bir orman! Bulabileceğin her hayvandan var burada!

Ceylanın tadı da çok güzel geliyor şu son günlerde.

Ateşi söndürüp hazırlandım ve evime doğru yol aldım.

"Hnk!?"

Bu, bu hayvan! Z-Zehirli mi? Hayır, yediğimde hiçbir şey hissetmedim!

Midemdeki asitten mi bir şe-

Hay sikeyim. Bıçağımın felç etkisi..

Rüzgar manamı kullanarak uçmaya başladım.

---------------------------------------------------------

"Kim o?... K-Kai-san!?"

"S-Selam.."

"Bu halinizde ne?"

"Şey, felç etkisi ya sorun yok."

"Gerçekten şu halde sorun yok diyebiliyorsunuz..."

Manam tükendi. Yere yapıştım.

"O-Odaya çıkmama yardım eder misin?"

"Sizinle ne yapacağım ben...?"

"Nedense kötü hissediyorum.."

"Edin zaten!"

---------------------------------------------------------


Sonraki sabah uyandığımda, birkaç şeyi fark ettim. İlki dün aldığım görevin eskisinden daha kolay olmasıydı.

"Acaba o görev sadece şansım yüzünden mi zorlaşmıştı.."

Olabilirdi, Cennet'de de en şanssız tanrıydım zaten. Şanssızlık tanrıçası bile bana teşekkür ediyordu..

Diğeri ise:

Kıyafetlerim hala üstümde olduğundan ter içinde kalmıştım. Ayağa kalkıp felç etkisinin geçip geçmediğini kontrol ettim.

Sorun yoktu!

Not et Kai,

1-Bıçağın ile hayvan öldürme. Sadece insan ve canavar öldür.

2-Kıyafetini Hana'nın çıkartması gerekiyorsa bile çıkart!

Kıyafetlerimi yıkadıktan sonra yeniden giydim. Rüzgar manasıyla kuruttuktan sonra Hana nefes nefese odama girdi.

"K-Kai-san!"

"Ne oldu, ne bu telaş?"

"G-Göreviniz geldi!"

Doğru! Görevlerim bitmedi!

Hana Görev Kağıdı'nı elime verip yatağıma oturdu. Ona bir bardak su verdim.

"Bardağı masamın yanına koy, başka bardağım yok."

"Eh!?"

Hana'nın yüzü kızarmaya başladı, bir şey mi demiştim? Suyumu hızlıca değil yavaş yavaş içmeye devam etti. Bir tane daha not Kai:

3-Hana odaya girince oluşabilecek garip havalara hazırlıklı ol!

Görev kağıdını sesli bir şekilde okudum:

Görev: İmparator'a Eşya Teslimatı

Ne?

"Hana, bu görev ne?"

Hana suyu bitirmiş masama koymuştu.

"Bende bilmiyorum.."

İmparator demek, ne kadar güçlüdür acaba!

Dipnot: Ülke 4 parçaya ayrılmıştır. Bizim ülkemizin ismi Kimetreno diğer ülkeler Ancratas, Ospedron, Woatraftan'dır. İmparator ise bu 4 ülkenin yöneticisidr. Her ülkenin kralı, İmparator'un emrindedir.

---------------------------------------------------------

Biraz kısa oldu kusura bakmayın. Diğer bölüm uzun olacak çünkü karakterimiz Ancratas'a gidecek. Orayı tanıtmam gerekecek. Yeni karakterler gelecek.

That Time I Reincarnated as a Human - TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin