Bölüm 28 - Yeniden Karşılaşma

58 6 0
                                    

İkinci günde hala devam ediyorduk, prenses uyanmamıştı fakat arada kıpırdanması sinirlerimi bozuyordu.

Sonra ise, süper zekamı kullanarak bir çözüm buldum.

Kimetreno'nun sınırına, Kita'nın yaşadığı yere döndüm.

3 Dakika Sonra

"Ol-maz!"

"Ama neden?!"

"Nasıl kendime bir elf alayım?!"

"Bakacaksın ona!"

"Neden ben!"

"Çünkü tek güvenebileceğim kişi sensin!"

"A-Aptal!"

(yes, they are homiesexual)

Prensesi çocuğa uzattım. Kucağına alıp geminin içine geçti.

Küçük sabah sporumu yapıp atımı besledim.

"Hazır mısın?"

At enerjik bir şekilde kişnedi.

"Güzel!"

Atın üstüne atladım ve, her şeyin başladığı yere gere döndüm.

O çimenlerin üstüne, yeniden yatmaya.

Atın canını acıta acıta açtığım deliğe yine küçük bıçaklardan birini sokup rüzgar manası yönelttim.

At olabilecek her şeyden hızlı bir şekilde koşmaya başladı.

Atın boynunu tutamazsam, öleceğim.

Atın boynuna bir anda sarıldığımdan at dengesini kaybetti ve sola doğru düşmeye başladı.

Düşmeden önce sol ayağımı çekeyim derken atın ağırlığı fazla olduğundan çekemedim.

At tamamen dengesini kaybetti ve sol bacağımın üstüne doğru düştü.

Ağırlığı yüzünden bacağımdaki kıtırdamalar fazlaydı.

Acı içinde çığlık attım.

At yuvarlanırken bende ona önderlik ettim.

Önde ben, arkada o olacak şekilde yuvarlanmaya devam ediyorduk.

Rüzgar manasının etkisi gerçekten fazlaydı.

Eğer elimi yere bastırıp durmaya çalışırsam parmaklarımın parçalanma olasılığı var, durabilirsem atın beni ezme olasılığı var.

Sonra dünya bulanıklaşırken mor saçlı birisini gördüm. Aşırı hızlı döndüğümden kim olduğunu anlayamadım fakat çığlık sesleri duyuluyordu.

Atım ile aramdaki toprak bir anda yükseldi ve at durdu.

Sıra bana gelecekti ki, yavaş yavaş yükselmeye başladım.

Topraktan büyük bir rampa mıydı bu?

Yukarı çıkarken dönüş hızım azaldı fakat başka bir sıkıntı daha vardı, aşağıya düşüyordum!?

Bir dakika..

"Hana?"

Gözlerinde yaş biriken Hana kucağını kollarını bana doğru uzattı.

Ben şaşkınlıktan hareket bile edemeden, rüzgar manası ile yavaşlatıldım ve Hana'nın kollarına indim.

Boynumu Hana'nın omzuna yasladım.

"K-Kai... neredeydin sen?!"

Vücudumdaki kesikleri gördükçe dokunmamaya çalışıyordu.

Elçilerden ilkiyle savaşırken açılan yaraya yanlışlıkla dokundu.

That Time I Reincarnated as a Human - TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin