Bölüm 4 - Ödüllendirilme

266 19 2
                                    

Buradan da okuyabilirsiniz!  https://gamiciler.wordpress.com/2020/04/20/bolum-4-odullendirilme/

---------------------------------------------------

Bilincim yavaş yavaş kendine gelirken kendimi bir rüzgar tarafından taşınırken buldum. Rüzgar Wauz'u muydu bu?

Elimi başıma koyduğumda ise ilk başta sargı bezini, sonra ise elimin kanım tarafından ıslandığını hissettim. Başım deliler gibi acıyordu.

Yukarı bakan gözlerimi yavaş yavaş sağ tarafa kaydırırken Yuna'yı gördüm.

"Yuna-sama?"

"Ah. iyi misin Kai?"

"Sayenizde... teşekkür ederim."

"Asıl ben teşekkür ederim."

Yuna'nın kıyafetini görünce üstümdeki ceketi üstüne örttüm.

"Üşüteceksiniz ve insanlar arasında böyle gözükmemelisiniz. Siz soylusunuz."

"Üstüm m-?!"

Karın bölgeme büyük bir dirsek yedim.

"Öğk?!"

Bilincim yine kapandı.

Bilincim yeniden açıldığında tanıdık olmayan bir tavan karşıladı beni. Kocaman bir yatağın ortasında yatıyordum.

Kollarımdan destek alıp yatağın yanına kadar ilerlediğimde gücümün birazını daha topladım. Başımın ağrısı azalmıştı.

Sandalyeye asılmış yırtık pırtık kıyafetlerimi üstüme geçirdim. Aynada kendime baktığımda yüzümün yarısı sargı beziyle sarılmıştı. Onları açtığımda dikiş atılmış yaralar beni karşıladı.

Parmaklarımla yaralarımın üstünü gezindim ve arada hissettiğim acı yüzünden ekşittiğim yüzüm ile birkaç dakika geçirdim. Sonra ise sargı bezini beceriksiz bir şekilde yeniden sarıp kapının yanına yürüdüm.

Kapıyı açtığımda upuzun bir koridor karşıladı beni.

Ekipmanlarımı odamdan alıp belime yerleştirdikten sonra koridorları dolaşmaya başladım. Sağ tarafa yöneldim.

Yürüdüm ve yürüdüm.

Büyük bir kapının önüne geldiğimde önce beni 2 hizmetçi selamladı. Selamlarına karşılık vererek kapının yanına ilerledim. Kapıyı tıklattığımda tok bir ses:

"Gel." dedi.

Yutkunarak kapıyı ittim.

İlk gördüğüm şey upuzun kırmızı bir halıydı. Sonra ise büyük bir taht.

Tahtta ise bakışları ile yeri boylayabileceğiniz baskıya sahip bir adam. Yaşı 45 civarı olmalıydı. (Bak diyorum bu adamda bir alet falan var yaşı otomatik algılıyor.)

Koridorun hepsi Noter, Zanaatkar ve Muhasebeci insanlar ile doluydu. Benim odaya girişim ile işlerine bir an bile ara vermediler. Hepsi çalışmaya devam ediyordu. Soylunun tahtının yanında başka bir taht vardı, öncekinden daha küçüktü ve bir kadın oturuyordu.

Soylunun karısı olmalıydı. Beni gülümseyerek selamladı. Bende yarım yamalak gülümsemem ile başımı kullanarak selamına cevap verdim.

Son olarak tanıdık bir yüz gördüm, Yuna. Gülümseyerek beni selamladı. Önceden geçen konuşmamız yüzünden ağzımla konuşmadan "Selam." dedim ve elimle onu selamladım.

Babası ile annesi bir anda bana ve ona baktığında geri çekildim.

Adam gür sesiyle "Önümüzde diz çök, köylü." dedi.

That Time I Reincarnated as a Human - TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin