12

208 28 50
                                    

Calum keki fırına koydu ve masaya oturdu. Yanına geçtim. "Umarım yakmayız." dediğimde bana döndü.

"Başından kalkmazsak yanmaz."

Göz ucuyla ona baktım. Bu sefer keki yakmayacaktım.

Yarım Saat Sonra

"Calum koş! Kötü kokular geliyor!"

Salondan kalkıp koşarak mutfağa gittik. Calum fırın bezini alıp kapağı tuttu ve açtı.

"Yanmış mı?"

Calum keki alıp tezgaha bıraktı ve keki inceledi. "Yanmamış aptal!"

Derin bir nefes verdim. "Tanrım! Teşekkürler. Calum'un iş hayatı başlamadan sona erecekti."

Kötü bakışlarıyla beni süzüp odasına gitti.

&

Bayan Nicholson'ın kalite kokan salonunda oturuyorduk. Her şey o kadar güzel görünüyordu ki. Orta yaşlı birine göre fazla mükemmeldi.

Kahverengi ve siyahın uymayacağını düşünen varsa onu buraya alabiliriz.

Kahverengi dolaplara uygun siyah koltuklar vardı. Küçüklü büyüklü bir sürü biblo uyum içinde yerleştirilmişti. Yumuşak ipek bir halı tam ortadaydı.

Simetrik, her zaman dikkat çekicidir.

Bayan Nicholson da bizim için kek yapmıştı. Ayrıca bir sürü yemek de vardı. Calum'un torununa bakması için her şeyi yapardı, Calum da onun gözüne girmek için her şeyi.

Bayan Nicholson bize döndü. "Daha önce hiç bebek bakmış mıydın?"

Calum dudaklarını yaladı. "Evet, lisedeyken küçük kuzenlerime bakıyordum. Ayrıca komşularımız da işi olduğunda bana bebeklerini bırakıyorlardı."

Calum oturduğu yerde tonla yalan uydurmuştu. Bebeklerden nefret ettiğini biliyordum. Tek amacı paraydı.

Bayan Nicholson gülümsedi. "Güzel."

Sonra bizi masaya davet etti. "Hadi bir şeyler yiyelim."

Biz masaya otururken içeriden çocuk sesi geldi. Aslında küçük bir canavardı.

"Yemek mi! Geliyorum!"

Calum ile birbirimize baktık. Bayan Nicholson güldü. "O konuşan torunumdu. İçeri gel Thomas!"

Calum bana yaklaştı. "Diğer adımı kullanan bir canavar içeride ve şu an buraya geliyor."

Yavaşça arkamızı döndük. Dört yaşında bir çocuğa göre fazla kiloluydu.

Calum'un mırıldanışını duydum. "Vay canına."

Thomas masaya oturdu ve yemekleri yüzündeki gülümsemeyle incelemeye başladı. Bayan Nicholson eline bir tabak aldı ve Thomas için bir şeyler koydu. "Al, canım."

Thomas bağırdığında Calum yerinde sıçradı. "Daha fazla istiyorum!"

Calum önündeki tabağı ona uzattı. "Bunları da ye. Anca doyarsın."

Thomas tabağı kaptı ve ağzına doldurmaya başladı. Bayan Nicholson kibarca güldü. "İşe ne zaman başlamak istersin?"

Calum beni dürttü ve ikimiz de ayağa kalktık. "Playstation ve yemekler için teşekkür ederiz. Biz sizi daha sonra arayacağız. İyi günler."

Calum hızlıca ayakkabılarını giyip koşmaya başladı. "O çocuk benden büyük. Ona asla bakamam!"

&

Next DoorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin