Sabahın erken saatlerinde Bay Robert'tan bir mesaj almıştım. Beni yanına çağırıyordu. Bu saatte çağırdığına göre önemli bir şey olduğunu düşünerek hazırlanıp onun yanına gittim.
Bay Robert'ın odasında birkaç kişi daha vardı. Beni gördüğünde gülümsedi. "Merhaba, Beverly."
Gülümsedim ve koltuklardan birine oturdum. "Merhaba."
Bay Robert bana yanımızdakileri tanıştırdı. "Seni yarıştayken izlemişler ve çok başarılı olduğunu düşünmüşler."
Yanımda oturan kadın gülümseyerek bana bakıyordu. "Bence iyi bir eğitim alarak daha büyük yarışlara katılabilirsin."
Karşımdaki adam da kafasını salladı. "Hatta dünya çapında ünlü olursun. Bu harika olur."
Böyle iltifatlar almak moralimi birden yüze çıkarmıştı. Hayatımın teklifini şu an bu insanların ağzından duyuyordum. Şansımın yaver gittiği sayılı durumlardan birini yaşıyordum ve şu an sakinliğimi koruyamıyordum. Çok mutluydum!
Sırıtmama engel olamıyordum. "İnanamıyorum. Bu gerçekten çok..."
Cümlemi tamamlayacak kelime bulamıyordum. Kocaman gülümsedim. "Güzel!"
Bana bakıp gülmeye başladılar. "Seninle konuşmak istememizin asıl sebebi kendi spor merkezlerimize üye yapmak. Orada eğitim alacaksın. Sana daha iyi teknikler öğreteceğiz."
İşte bu daha çok hoşuma gitmişti. Tabii bunun bir de para kısmı vardı. Suratım yavaş yavaş eski haline dönerken Bay Robert bana baktı. "Ne oldu?"
Tırnaklarımla oynamaya başladım. "Üyelikleriniz pahalı olur herhalde?"
Kadın kafasını iki yana salladı. "Tabii ki hayır. Sen özel üyemiz olacaksın. Her şeyden ücretsiz faydalanacaksın."
Rahatlama duygusu tüm bedenimi ele geçirirken gülümsedim.
Karşımdaki adam bana baktı. "En kısa zamanda seninle tekrar bunu konuşmalıyız." deyip ayağa kalktı.
Yanımdaki kadın da kalktı. "Biz artık gitmeliyiz. İyi günler."
Onlara veda ettiğimizde ben de peşlerinden çıktım. Hemen eve gitmek istememiştim. Kendi kendime küçük bir kutlama yapacaktım.
Önüme çıkan ilk yere girdim. Burası gece kulübüydü. Şu sıralar favori mekanım olmuştu.
Bar taburelerinden birine oturdum ve garsondan kendime içecek istedim.
İçeceğimi beklerken Michael'a mesaj attım.Beverly: Tahmin et ne oldu?
Michael: Belki senden farklı bir mesaj alırım diye düşünüyorum ama olmuyor.
Michael: Ne oldu?
Beverly: ZENGİN OLUYORUM!
Michael: Nasıl???
Beverly: Tanrı bana acıdı diye düşünüyorum.
Michael: Aptal.
"Öğlenin bu saatinde seni buraya ne getirdi merak ettim doğrusu."
Sesin geldiği yere kafamı çevirdiğimde bir çift meraklı göz bana bakıyordu.
Kaşlarımı kaldırdım. "Sen de kimsin?"
Elini uzattı. "Ben Christopher."
Uzattığı eli sıkarak konuştum. "Adın çok uzun. Chris diyeceğim. Ben de Beverly."
"Herkes böyle yapıyor. Christopher diyebilmek bu kadar zor olmamalı." dedikten sonra güldü. O sırada garson içeceğimi getirmişti. Bir yudum aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Next Door
FanfictionHepimiz bize verilen hayatları yaşıyoruz. Yalnızca bazılarımız onu eğlenceli hale getirebiliyor. [Calum Hood, 2020] 2. Kitap yakında! (Milyon defa düzenlendi, üzgünüm.)