"Mısırlar hazır!"
Lessie ile elimizde tuttuğumuz mısır tabaklarıyla birlikte salona geçtik. Ocean ve Phoebe bizim için ortadaki küçük masayı düzenlemişti. Tabakları masaya bıraktık.
Masadakilere bakıp konuştum. "İçecekler ve şekerlemeler yok."
Ocean kafasını salladı. "Tabii ya. Şeker komasına girebileceğimiz şekerlerimiz olmazsa pijama partisi olmaz."
Phoebe, Ocean'a baktı. "Şekerlemeler güzeldir."
Lessie, Ocean'a bakıp konuştu. "Katılıyorum. Şekerleme sevmem."
Phoebe ile kaşlarımızı çatıp mutfağa gittik. Ben dolaptan içecek ve bardak çıkarırken o da şekerlemeleri kaselere koyuyordu.
Şişenin kapağını açtığımda Phoebe bana bakıp konuştu. "Günlerdir Calum ile neler yapıyorsunuz?"
Göz ucuyla ona bakıp tekrar içeceğe baktım. "Hiçbir şey."
Kıkırdadı. "Yalan söylemeyi beceremiyorsan bırak öğretsinler."
Kaşlarımı çatıp ona döndüm. "Ne saçmalıyorsun yine?"
Saçını kulağının arkasına atıp bana döndü. "Calum ile özel şeyler yapıyor gibisiniz. Bizimle takılmadığınız birkaç gün geçirdiniz. Bana yalan söyleme."
Boğazımı temizledim ve bardaklara içecek doldurdum. "Sürekli sizinle mi gezmemiz gerekiyor?"
Gözlerini devirdi ve şekerlemeleri kaselere boşalttı. "O anlamda demediğimi biliyorsun. Hep bizimleydiniz. İlk defa ayrıydık."
Güldüm. "Bizi çok mu özlediniz?"
Phoebe derin nefes verdi. "Aptalın tekisin."
Bardakları tepsiye koydum. "Yeni ev almak istediğiniz ile ilgili bir şeyler duydum?"
Phoebe bana bakıp kafasını salladı. "Sanırım karavan bize dar geliyor. Yani, bilirsin."
Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Hayır, bilmem."
Phoebe bana bakıp kaşlarını çattı. "Ev daha rahat olacak!"
Anlatmaya çalıştığı şeye kahkaha attım. "Tek sebebinin bu olmadığını biliyorum."
Phoebe nefesini hızlıca verdi. "Bir evde yaşamayalı epey oluyor. Son kez beş yaşımda kendi yatağımda uyudum."
Dudaklarımı araladığımda hızlıca kafasını kaldırdı ve kaseleri tezgahtan aldı. "Hadi gidelim."
Gözlerine uzunca bakıp kafamı salladım. "Gidelim."
Geçmişinde hatırlamak istemediği bir nokta vardı. Küçük bir detayından bir şeyler tahmin etmek zor olmamıştı. Hikayenin devamını merak ediyordum. 'Belki sonra anlatır' diye düşünerek tepsiyi tezgahtan aldım. Birlikte salona gittiğimizde Lessie ve Ocean yerdeki minderlere oturmuş konuşuyorlardı. Yanlarına oturup elimizdekileri masaya bıraktık.
Ocean tepsiden içecekleri aldı ve önümüze koydu. "Anlatacak o kadar çok şeyim var ki."
Phoebe, Ocean'a bakıp güldü. "Dün neler yaptınız?"
Ocean içeceğinden bir yudum alıp cevap verdi. "Luke ile pasta yaptık. Yaparken o kadar eğlendik ki! Kremanın tadına dudaklarımda baktı..."
Phoebe yüzünü buruşturup ellerini kaldırdı. "Tamam, bu kadar yeterli."
Ocean kahkaha attıktan sonra ağzına mısır attı. "Pasta güzeldi."
Phoebe elini saçından geçirdi. "Biraz kaldı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Next Door
FanfictionHepimiz bize verilen hayatları yaşıyoruz. Yalnızca bazılarımız onu eğlenceli hale getirebiliyor. [Calum Hood, 2020] 2. Kitap yakında! (Milyon defa düzenlendi, üzgünüm.)