Sleeping at Last- Earth
♤
Kolumda derin bi sızı vardı. Tabii ya, vurulmuştum. Ellerim kaskatıydı. Bulaşmış olan kan derimi çekiyordu. Gözlerimi bulunduğum yerde gezdirdim. Ayak ucumda sıcak ve hareketli bir şeyin varlığı beni tedirgin etti. Kafamı oraya çevirdiğimde şaşkınlığım büyük oranda artış gösterdi. Beyazlı siyahlı alacalı bir kürkü olan kocaman bir köpek yattığım yatakta uzanıyordu. Uyanıktı. Etrafına bakınıyordu.
Dik kulakları ve kalın tüylerini izleme fırsatını elde etmiştim. Uyandığımı görmemişti. Hafifçe kıpırdandığımda kafasını bana çevirdi. Birkaç kez hafif tonda havladığında korkmuştum.
Yatakta ayağa kalkıp dizlerimin üstünden kasıklarıma doğru yürüdü. Sağ elimi kaldırıp onun boyun kısmını okşadım. O kadar güzeldi ki, şu an ne halde olduğumu unutmuştum.
"Ares. Dokunma demiştim. Yaralı olduğunu görüyorsun."
Sesin geldiği yöne, kapıya baktım. Mahir. Siyah dökümlü saçlarını arkasına itmiş, pervaza yaslanmıştı. Üzerinde siyah bir kot ve koyu gri kapşunlu sweat vardı.
Köpek Mahir'in dediklerinden sonra patilerini geri geri hareket ettirip üzerimden çekildi ve yataktan atladı.
"Aferin oğlum." derken başını okşadı Mahir.
"Çok güzel." dedim köpeğe bakakalırken.
"Öyle." diyip yanıma geldi. "Ares. Çok akıllıdır."
"Sibirya kurdu değil sanırım."
"Alaska kurdu." diyerek kafasını salladı. Evet Alaska kurtları Sibirya kurtlarından daha büyük oluyorlardı. Bunu bir yerde okumuştum.
"Burada yaşamak onu rahatsız ediyor olmalı."
Soğuk iklim köpekleriydi sonuçta.
"Buraya kışları geliriz. Sorun olmaz."
"Eviniz?" dedim ona dönüp.
Gözlerini benden kaçırıp örtüyü üzerimden çekti.
"Temizlen istersen. Koridorda banyo var. Temiz kıyafet koydum."
Ares'i de çağırıp odayı terk ettiğinde kalktım. İlk tanışmamızda onun 6 ay önce yurt dışından geldiğini söylemişlerdi. İngiltere miydi? Kafamı sallayıp yavaşça aynaya yürüdüm. Üzerimde onun ceketi vardı. Tabii ya, beni çıplak görmüştü. Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.
Odadan çıkıp banyoyu aradım. Bulmam kısa sürdü. İçeri girdim. Ayna karşısında ceketi çıkardım. Beyaz sargı yaramın üzerindeydi. Hastanedeyken neler olduğunu bile hayal meyal hatırlıyordum. Tek net hatırladığım şey omzumdan çıkan kurşunun metal tasta çıkardığı sesti.
Nasıl vurulmuştum? Ushan oradan kalkmamı söylemişti. Kalkmamıştım zaten. Ne olduğunu anlamamıştım bile. Sadece kolumdan kan geliyordu. Beni götüren korumanın kontrollü telaşını hatırlıyordum biraz da. Ushan'ın o sıra ne yaptığını bilmiyorum. Neden Mahir ile beraberim bilmiyorum.
Kıyafetlerimi tamamen çıkardığımda sol göğsüme kadar gelen ve kuruyup orada kalmış kana acı acı baktım. Sütyenimi çıkarırken canım çok acımıştı.
Yapamıyordum. Sol kolumu hiç kaldıramazken nasıl kendimi temizleyecek, vücudumdaki kan lekelerini yok edecektim? İç çamaşırımı çıkaramamıştım bile. Ofladım. Sinirden ve acıdan gözümden yaşlar iniyordu. Bir öfkeyle sessizce inledim. Kafamı kapıya yasladım ve hızlı nefesler almaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zor
Teen FictionGözlerim karanlığa açıldığında etrafı süzmeye çalıştım fakat erken çöken gece yüzünden ilerleyen saatler neredeyse zifiri karanlık oluyordu. Hiçbir şey görmeksizin yattığım yeri yokladım. Sanırım yataktaydım. Kolumu uzatınca bir bedene dokundum. San...