page:11

2.3K 237 110
                                    

Chuuya'yı durdurmamın ardından Gin'in yanına üç kişi gelmiştik.
Gerçi biri kişisel köpeğim, diğeri de sıradan bir köpekti. Onlara kişi olarak adlandırmamın çok cömertçe olduğunu düşünüyordum.

Onlar Gin'i kurtarırken bende sadece izledim. Sonuçta görevi kabul eden kişi ben değilim.
Chuuya yozlaşmayı kullanıp diğerlerini öldürene kadar bir sorun yoktu.
Bazenleri cesetleri gömmek çok uzun sürüyor.

"Sayın bandaj israfı, ne zaman kıçını kaldırıp yardım edeceksin lan!?"

"Sonunda itaat etmeye başlıyorsun,"

Sırıtarak kurduğum cümleye her zaman ki gibi küfürle cevap vermişti.

"Dazai-san cidden yardım etseniz, sayıları artıyor gibi."

Bu küçük yavşağıda az kalsın unutuyordum.
Parmağımla Chuuya'yı gösterip daha çok sırıttım.

"Chuuya beni öptüğünde yardım edeceğim,"

Bana sinirle döndüğünde ellerimi iki yana açıp özür diler gibi baktım.

"Bu imkansız resmen be!"

"Evet, bende bunu anlatmaya çalışıyorum."

Bu olay gerçekten canımı yakıyor...

"Yardımına ihtiyacım falan yok zaten."

"Ah tabii, size söylemeyi unuttuğum küçük bir detay var. Doğu yönünden iki kilometre hızla gelen on binlik bir düşman birliği var. Hava kuvvetleri buna dahil değil."

"Ne!?"

"Nasıl!?"

Verdikleri tepkilere aldırmadan şeytani gülümsemelerimden bir tanesini attım.

"Kolay gelsin."

"Sikeyim, neden daha önce söylemedin!?"

"Sormadınız."

"Madem adamlar bu kadar kalabalıktı, neden görevi Gin'e verdiler!?"

Aslında fazla araştırma yapmadan saldırmamızın kötü sonuçlarından biri bu.

"Belkide patron Gin'in senden daha iyi olduğunu düşünüyordur."

Tachihara'yı sinirlendirmek için söylesemde Chuuya'nın alt sınıflarına verdiği değer yüzünden işim zorlaşıyordu.

"Bu senin verdiğin bir görev sanıyordum. Hem gurubun araştırma yapan kişiside sendin."

"Ya öyle miydi? Demek ki bu tür görevleri alabilmesi için daha fazla çalışması gerekiyor."

"Elimden geleni yapı-."

"Kendini zorlamadığın ortada. Yoksa sevgili Chuuya'yı hayal kırıklığına mı uğratmak istiyorsun?"

"Hey!"

"Hayır ama,"

Oturduğum yerden kalkıp bir duvara yaslandığımda derin bir nefes aldım.
Atılan mermilerin sayısı gitgide azalıyordu.

"Kendini geliştirmek istiyorsan ama kelimesini unut."

Cevap vermek yerine bu sefer susmayı tercih etmişti.
Gözüm istemsizce Chuuya'ya kaydığında sırıttım.

"Düşman birliği baya yaklaştığına göre benim gitme zamanım gelmiş."

Ateş etmeyi bırakıp bana döndüğünde yine depresyona girmiş gibi davranıyordu.

"Şerefsiz Dazai,"

Gücünü kullandığında bunun bir işe yaramayacağını söyleyecektim ki; dövüşmedik...
Sadece bu tarafa doğru yürüyordu.
Sanırım bu daha kötü.

daybookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin