page:31

1.7K 192 116
                                    

"Dazai bok kafalı bandaj, neredeydin lan!?"

Yeni ünvanım olan "bok kafalı bandaj" isminin üzerinde biraz düşününce; bu kadar mantıksız bir lakap ancak Chuuya'dan çıkardı.

"Ne oldu? Festivalde yalnız mı kaldın?"

Gülüp bakışlarımı ondan çektiğimde karşıdaki manzaraya göz gezdirdim.
O ise söylenerek rüzgardan dolayı şapkasını çıkarmak zorunda kalmıştı.

"Ben hep yanlızdım zaten Dazai. Doğduğumdan beri. Ayrıca konumuz bu değil."

"Bir konumuz mu vardı ki?"

"Senin yüzünden neden sinirlendiğimi unuttum aptal."

Tam olarak yanıma geldiğinde bu sefer gerçek manzarayı izlemek için başımı çevirdim.

"Demek ki sinirlenecek kadar önemli değilmiş."

"Hayır, sadece unutmuş gibi yapıyorum."

"Neden sinirlendin o zaman?"

"Sonra söylerim."

"Nedense yanıma gelmek için bir bahane uydurmuşsun gibi geliyor."

"Yanına sadece sana küfür etmek için bile gelirim."

"Tamam... Bu iyi bir şey mi?"

"Sence?"

"Evet?"

"Hayır."

"Kesinlikle evet."

"Seninle tartışmak istemiyorum."

Havai fişeklerin bıraktığı aydınlık bücürün teninin parlamasına neden oluyordu ve ben dikkatimi başka bir yere veremiyordum.
O kadar güzel ki, şu an nasıl göründüğünü anlatmak isteseydim bunu kelimelere dökemezdim.

"Chuuya,"

"Ne?"

Ona ismiyle seslenmem pek şaşırtmamıştı.
Bekletmeden devam ettiğimde kafasını bana çevirmişti.

"İleride ne olursa olsun, ne yaparsam yapayım bana yine böyle davranır mısın?"

"Sana ileride de mi küfretmemi istiyorsun?"

"Sanırım,"

"Neden böyle bir şey istiyorsun?"

"İleride çok fazla şey değişecek muhtamelen, değişmemiş olman beni mutlu ederdi."

"Senin için mi sana küfredeyim yani? Ne içtin Dazai?"

"Hiçbir şey."

"Eminim ki öyledir."

"Aslında konuşmadığında oldukça çekicisin, konuştuğunda ise tüm büyü bozuluyor."

"Senin için susmamaya dikkat edeceğim."

"Gerçekten mi? Bu sana yaptığım ilk iltifattı, bir teşekkür bile etmedin."

"Bende sana bir iltifat edeyim ve ödeşelim?"

"Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum."

"Sinir olduğum bütün özelliklere sahipsin."

"Bu bir iltifat değildi."

"Bu bir iltifattı bandaj israfı."

"Tsundere olduğunu biliyordum."

"Tsundere değilim."

"Öylesin."

"Her neyse Dazai, kızın mezarını hallet."

"En başta bana bunu söyleyecektin değil mi?"

"Evet, manzara güzeldi."

"Haklısın manzara güzel."

Farklı şeylerden bahsetsekte ortak bir fikirdi.
Yanımdan ayrılırken şapkasını yine takmıştı. Fazla uzaklaşmadan ona seslendiğimde bana döndü.

"Bücür, üç yıl sonra bu gün beni burada bekler misin?"

"Üç yıl mı? Neden?"

"Bir kere olsun sorgulamadan yapamaz mısın?"

"Tabii Dazai Bey, bende sizden böyle bir emir bekliyordum."

"Bu bir ricaydı."

"Her neyse. Unutmazsam neden olmasın."

"Güzel."

Unutmayacağına adım kadar eminim.
Tabii o zamana kadar ölmeyi başaramazsam bende gelirim.
Günlüğe artık daha az yazmam gerekiyor; her şeyden sorna buraya sonucu yazıp defteri yaksam iyi olacak.
Bunu kimsenin okumasını istemiyorum çünkü en utanç verici ve güzel anılarımı yazıyorum.
Herhalde en utanç verici anım günlükten dolayı olmaz; bunu Chuuya'nın okuması olurdu. 

daybookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin