page:13

2.1K 217 78
                                    

Saatin baya geç olduğunu fark ettiğimde üzerime bir ağırlık çökmüştü.
Yaklaşık iki gündür uyumuyorum ama yine de yorulmam için çok erkendi.
Hissettiğim mutlu ve huzurlu his bir türlü gitmiyordu.
Cidden bu tür şeylere alışık değildim.

Ane-san'ın omzuma dokunmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp gülümsedim.

"Gitme zamanı Dazai, biraz dinlen."

"Pekala, iyi geceler o zaman."

Teşekkür etmeme gerek yok çünkü bu görev bana verilmemişti bile.
Gereksiz şeyler yapmak istemiyordum.
Elimi sallayıp uzaklaştığımda derin bir nefes aldım.
Dışarıdaki soğukluk ciğerlerimdeki bunalmışlığı ve sıkkınlığı biraz olsun bastırıyordu.

Ortamı bozan telefonu bekletmeden açtığımda karşıdaki kişi şarkı söylüyordu.

"Mori-san şarkı söylemeyi bırakmalısın."

"Bu kadar erken açmanı beklemiyordum. Her neyse, nereye gidiyorsun?"

"Eve, bir şey mi oldu?"

"Kameralara bakıyordum ve Chuuya-san'la aranda küçük bir şey geçtiğini fark ettim. Çıkmaya mı başladınız? Bana söylemediysen gerçekten çok kırılırım."

"Hayır, çıkmıyoruz."

"Sesin biraz soğuk geliyor. Hangi konuda endişeleniyorsun?"

"Normalde söylememeyi tercih ederdim ama biraz konuşmaya ihtiyacım var sanırım."

"Neden şirkete gelmiyorsun?"

"Tekrar eve gitmek çok yorucu."

"Tamam devam et o zmaan,"

"Biliyorsun Chuuya'yı öptüğümde kontrol tamamen bendeydi ve yüzde doksan dokuz bir ihtimallede bunu yapmamı istemiyordu. Benden nefret ediyorken benden nefret etmesi için bir neden daha veriyormuşum gibi hissettiriyor."

"Onun senden nefret ettiğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Sence de belli değil mi?"

"Belki o öpücük duygularında bir değişiklik yaşatır,"

"Sanmıyorum."

"Hayata bu kadar olumsuz bakmamalısın, yarın onunla konuşmayı dene."

"İstemesem bile partner olduğumuz için konuşmak zorunda kalıyorum zaten."

"Ah, evet benim sayemde. Taktik istersen her zaman taktik verebilirim biliyorsun."

"Tabii işe yaramaz taktiklerini dinlemeyi çok isterim. Görüşürüz Mori-san."

"Görüşürüz, becerik-."

Telefonu yüzüne kapattığımda sırıttım.
Şimdi sinirlenmiş telefonu yere fırlatmış olmalıydı.
Bütün yolu konuşarak gelmiştim. 
Anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtığımda omzumdaki ceketi bir kenara attım.

Kapıya sıkıştırılmış olan broşürü alıp içeriye geçtiğimde festival olayı tamamen aklımdan çıkmıştı.

Üç gün sonra kış festivali yapılacaktı ve bu da tatil demek.
Her ne kadar sıkıcı olsada hemde.

daybookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin