Köye Chuuya'dan erken gelmiştim ve onu beklerken beni iri yarı üç adam karşılamıştı.
Klasik bir sahne daha...
Ben daha bir şey söylemeden eliyle sertçe göğsümü ittirdiğinde acıdan gözlerim kısılmıştı.
Daha önce yaralandığımı unutmuşum."Burada veletlere yer yok."
"Seni ezmeden önce bas git."
Acınası şekilde son cümlelerini kurarlarken biraz eğlenmeye karar verdim.
Ellerimi iki yana açıp konuştuğumda dikkatleri benim üzerimdeydi ve hiç biri kımıldamıyordu."Ah, burada domuzların yaşadığı doğruymuş."
"Ne diyor lan bu!?"
"Sesini keselim şunun!"
Üzerime sert adımlarla gelmeye başladıklarında yüzüme şeytani sırıtmamı yerleştirdim.
Yukarı zıplayıp yüksek bir duvarın üstünde dengemi sağladığımda patlama sesi ve çığlıklar art arda gelmişti.
Toprağın altında harekete duyarlı mayınlar yerleştirilmişti.
Küçük bir karmaşada bile bütün köy yerle bir olacaktı.Bunu Liman mafyasındaki bir kaç kişiden yardım alarak kolayca yapabiliyorum.
Motor sesinin geldiği tarafa kafamı çevirdiğimde Chuuya ile göz göze gelmiştik.
Motosikletinden inip yerde kıvranan bedenlere baktığında bende aşağıya atladım."Geç kaldın, her zaman ki gibi."
"Hayır gerizekalı herif, sen erken gelmişsin."
Chuuya artık yaptığım şeylere bir gram şaşırmıyordu.
Birbirimizi bu konuda bu kadar iyi tanımamız bizim tek ortak noktamız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
daybook
Non-Fiction"Şunu okumayı keser misin?" [soukoku] [bungou stray dogs] [tamamlandı]