Aphelandra// Taekook

BÖLÜM 3🍉

TAEHYUNG
Bayan Eun ve Jungkook'un evimize taşınmasının üstünden 1 hafta geçmişti. Bu süre boyunca Jungkook'la hiç konuşmamıştık, beraber okula gidiyorduk ama beraber eve dönmüyorduk. Her okul çıkışı arkadaşlarıyla bir yerlere gidip eve gece 1-2 gibi geliyordu.

Bu 1 haftada '6F' hakkında birkaç bilgi öğrendim. Gruptaki kişilerin isimleri 'Jin, Namjoon, Hoseok, Jimin, Yoongi ve Jungkook' tu. Üniversitenin en popüler öğrencileriydi, okulun en zekileri ve en yakışıklılarıydılar.

Birkaç kere Jin ve Jimin'le sohbet ettik.Gruptaki diğer üyelere göre çok cana yakınlardı.

Jungkook'la birkaç ortak dersimiz vardı ama o hiç dersleri dinlemiyordu hep uyuyordu. Nasıl okulun en zekilerinden biriydi?

Okul bitmişti, her gün Jungkook'un okuldan sonra nereye gittiğini merak ettiğim için bugün okul çıkışında onu takip etmeyi kafama koydum.

Jungkook arabasıyla okuldan çıktığında, bende arabamla onu takip etmeye başladım. Beni fark etmemesi için araya mesafe koydum. Aynı zamanda da babamı arayıp eve geç kalıcağımı haber verdim.

Bir süre takip ettikten sonra arabası bir deponun önünde durmuştu. Etraf çok ıssızdı ve ürkütücüydü. Jungkook etrafına baktıktan sonra deponun kapısını önce 1 kere tıklattı sonra 5 saniye bekleyip 2 kere tıklattı sonra yine 5 saniye bekleyip 3 kere tıklattı ve kapı açılıp içeri girdi. Sanırım bu onların gizli işaretleriydi.

Arabamı park edip, indim. Deponun dışını biraz inceledim siyahtı ve demirdendi tüylerim diken diken olmuştu. Bir süre içeri girip girmemek arasında gidip geldim. 'En kötü ne olabilir ki?' düşüncesiyle Jungkook'un yaptığı gibi kapıyı çaldım ve kapı açıldı.

Kapı açılır açılmaz gelen sigara ve alkol kokusu beni çok rahatsız ettiği için yüzümü buruşturdum. İçeri girdiğimde herkes bana bakıyordu '6F' grubunun hepsi buradaydı. İçeride 2 tane büyük koltuk, 3 tane monitör , 1 tane box makinası ve 1 tane bilardo masası vardı.

"SEN NE ARIYORSUN BURADA? SİKTİR" Jungkook bana bağırdığında başımdan ayağıma kadar titremiştim. Kolumdan tutup depodaki bir tane yatak olan odaya sokmuştu. Kolumu o kadar çok sıkıyordu ki acıdan, gözlerim dolmuştu ama çok sinirli olduğu için ona bir şey söylemedim. Kolumu bırakmadan bana bağırmaya başladı. "SEN NE HALT ETTİĞİNİ SANIYORSUN? BURAYA NASIL GELDİN? BENİ Mİ TAKİP ETTİN?" kolumu o kadar çok sıkıyordu ki yarın morarıcağına emindim. "J-jungkook kol-kolumu b-ırak" diyerek acıdan kekelemiştim.

Eliyle tuttuğu koluma bakıp hızlıca çekmişti. Elini çektiğinde parmak izleri çıkmıştı tuttuğu yer beyazdan kırmızıya dönmüştü. Elimle kolumu tutum acısının geçmesi için biraz bekledim. Canımı acıttığı için biraz yumuşadı gözlerindeki o sinirli bakışlar gitmişti.

"Neden beni takip edip buraya geldin?" dedi az önceki göre gayet sakin ses tonuyla. "Ben sadece 1 haftadır eve neden geç geldiğini merak etmiştim ve sana sormaya utandım." hâlâ kolum acıyordu ve karıncalanmıştı. Eliyle kolumu tutup az önce kızarttığı yere bakmıştı bakışları çok şefkatliydi. "Sinirlerime hakim olamadım, üzgünüm" demişti.

"Sorun değil bu sefer bende haddimi aştım, özür dilerim." şu an o kadar çok utanıyordum ki yerin bin kat dibine girmek için dua ediyordum.

"Hey! daha ne kadar içeride aşk yaşayacaksınız?" diye içeriden ses gelmişti. Jungkook odadan çıkıp arkadaşlarının yanına doğru ilerlemeye başladığında bende onu takip ettim. Koltuğa oturup bacak bacak üstüne atmıştı ben oturmayıp ayakta bekliyordum.

Jungkook oturmamı işaret edince bende oturdum. Çok fazla soru sormak istiyordum ama sinirli bakışlar üzerimdeyken çok gerildim. Jungkook'un konuşmasıyla sağa doğru dönüp ona baktım " Burayı kimse bilmiyor sakın aptallık edip kimseye söyleme babana bile yoksa senin için iyi olmaz ve bir daha da biz çağırmadan gelme!" bu tehdit içerikli laf biraz korkmama sebep olmuştu. "Şimdi ne merak ediyorsan sor" demişti sakin ama sinirli ses tonuyla.