BÖLÜM 17 🥂(m)

13.6K 564 387
                                    

FİNALE SON 3 BÖLÜM !

TAEHYUNG
Dudaklarımızı hâlâ ayırmadığımızı fark edince Jungkook'u hızlıca kendimden ittirdim. Sırtını duvara sertçe çarpınca ağzından acı dolu bir inleme kaçtı. Bakışlarımı babamdan çekip Jungkook'a çevirdiğimde buruşturduğu acı dolu yüzünü gördüm.

Özür dileyerek yanına gittim, biraz sırtını okşayarak gülümsedim. O da bana bakarak gülümsediğinde nefesim kesildi adetâ. Bakışmamız devam ederken, babam sahte bir öksürükle bakışmamızı böldü.

Jungkook'u bırakıp babama koşup boynuna atladım. Dünden sonra en ihtiyacım olan şeyi yapıp sıkıca sarıldım. Jungkook'ta annesine sarıldığında gülümsedim. Babama sarılmayı bıraktığımda konuşmaya başladı.

"Eğer sizin evde bir işiniz varsa biz çıkalım." diyerek göz kırptığında utanıp Jungkook'a baktım. O da annesine sarılmayı bırakıp kıkırdıyordu. "Yok baba ya ne işimiz olucaktı?" diyip sahte kahkaha attığımda, bütün gözleri üstümde hissedip kahkaha atmaya son verdim.

Sanırım bu ilaç bende asabilik yerine salaklık yapmıştı. Yanaklarım yanmaya başladığında, tekrar mutfağa ilerleyip su içtim. Babam yanıma gelince suyu içmeye devam ettim. Yavaşça kulağıma eğilip Jungkook ve Bayan Eun'un duymayacağı şekilde bir soru yöneltti.

"Siz sevgili misin?" diyerek gülümsediğinde, gözlerimi kocaman açıp babama baktım. Ciddi olduğunu görünce ağzımdaki suyu Lisa'da olduğu gibi babamın üstüne püskürttüm.

Jungkook ve Bayan Eun, gelen sesten dolayı bakışlarını bu tarafa çevirince, yandaki peçeteden biraz kopartıp babama uzattım.

"Özür dilerim baba ama böyle bir soru da aniden sorulmaz ki!" dedim çekingen sesimle. Jungkook eliyle ağzını kapatıp güldüğünü saklamaya çalışıyordu. Bayan Eun'da gülmemek için yanağının içini dişliyordu. Bunu çok net bir şekilde anlayabiliyordum.

"Sorun yok Tae haklısın." diyerek merdivenden yukarıya çıkmaya başladı. Bir basamakta durup yüzüme baktı ve kahkaha atmaya başladı. "sen merak etme ben sorumun cevabını aldım." diyerek gülmeye devam edince.

"BABA!" diye anırıp elimdeki peçete rulosunu babama fırlattım. Eğildiği için boşa fırlatmıştım. Babam odasına gidince kahkaha sesleri kesilmeyince başımı Bayan Eun ve Jungkook'a çevirdim. Onlarda dayanamayıp kahkaha atmaya başlamıştı. Ah Tanrım ben onları tamamen unutmuştum.

Karınları yarılırcasına gülüyorlardı. Yanlarına gidip omuzlarına dokundum. "Şunu keser misiniz?" beni umursamayıp gülmeye devam ettiler. "KESİN ŞUNU!" diye bağırdığımda zor da olsa susmuşlardı.

Sanırım biraz fazla bağırmıştım. Bayan Eun kaçarcasına konuştu "Bende bir yukarı çıkayım." merdivenlerden çıkarken kıkırdadığını duyabiliyordum. Aslında güldüğünü duyunca biraz rahatlamıştım çünkü az önce bağırdığım için alınabileceğine düşündüm.

Yine Jungkook'la baş başa kalmıştık. "Sen neden gülmüyorsun güzelim çok komikti." diyerek gülmeye devam ettiğinde canını yakmayacak şekilde göğsüne bir yumruk indirdim.

"Hey sen bana yumruk atmaya iyi alıştın!" dediğinde bu sefer de ben güldüm.

"Yumruğumu hak edecek şeyler yapma o zaman sevgilim."
"Sen bana sevgilim mi dedin?"
"Sevgilim değil misin?"

Bir süre bir şey demeden gözlerime baktı. Belimi sıkıca kavrayıp kendine yapıştırdı. Gözleriyle yüzümü inceleyip dudaklarımda durdu. Bir süre daha baktıktan sonra dudaklarıma yapıştı. Bu anı bekliyormuş gibi hemen karşılık verdim. Çok ateşli ve sert öpüyordu, ona yetişmeye çalışıyordum.

Aphelandra// TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin