BÖLÜM 4🍇

19.2K 1.1K 2.9K
                                    

JUNGKOOK
Telefon kapandıktan 5 dakika sonra Taehyung'un arabasının olduğu yere gelmiştik.
"Ah siktir! cidden 5 dakikayla mı kaçırdık? Fazla uzaklaşmış olamazlar dağılıp arayalım." diyip arabama bindim. Binmeden önce Taehyung'un yerdeki tekmelenmiş telefonunu aldım. Ona zarar gelme düşüncesi beni neden bu kadar çıldırtıyordu?

TAEHYUNG
Uyanmaya başladığımda kafam bir çuvalla kapalıydı, elim ve ayaklarımda bağlıydı. Aklıma ilk gelen Jungkook ve Jin'di. "Taehyung beni duyuyor musun? SES VER!" sesi heryeri dolduruyordu Jin'in. Olduğumuz yerde sallanıp ve dışardan sesler gelince bir arabada olduğumuzu anladım. "Jin hyung, ben iyiyim sen nasılsın?" demiştim soğukkanlılıkla. Bu kadar soğukkanlı olmama kendim bile şaşırdım. Şu an belki de ölüme gidiyordum ama ben hiç korkmuyordum.

Araba durduğunda, adamlar kolumdan tutup beni ve Jin'i arabadan indirmişti. Başımızdaki çuvalları çıkardıklarında, ilk başta gözüme gelen ışık gözlerimi kısmama sebep olmuştu. Sonra da yanımda duran Jin'e baktım, kaşı ve dudağı patlamıştı.

Adamlar bizi bir odaya kapattı, odada sadece bir tane minicik cam vardı ondan da ışık geliyordu. Jin "Taehyung birazdan Jungkook'lar gelir korkma tamam mı ?" demişti. "Jin hyung, ben korkmuyorum arkanı dön elini çözeyim adamlardan birisi içeri girince hal ederiz ." demiştim Jin bana bir süre şaşkın gözlerle baktı sonra arkasını dönüp ellerini çözmemi bekledi.

İpi çok sıkı bağladıkları için çözmem biraz zaman almıştı, ama sonunda çözmeyi başarabilmiştim. Jin ellerini sıkan ipten kurtulduğu için bir süre bileklerini ovuşturarak acının geçmesini bekledi. Sonra ben arkama döndüm ve benim ellerimi çözdü, ellerim acımıyordu normal hissediyordum sadece biraz kızarmıştı. "İçeri bir adam girdiğinde, etkisiz hale getirip telefonunu almalıyız. Sizin gruptakilerin numarası ezberinde mi?" dedim sessizce. "Evet"
"Tamam güzel adamı bayılttıktan sonra cep telefonundan onları arayıp konumumuzu atacağız tamam mı?"

Jin 'evet' anlamında kafasını salladı. Şu an tek yapacağımız şey birinin gelmesini beklemekti bu yüzden bizde oturup biraz muhabbet etmeye başladık.

JUNGKOOK
Saatler olmuştu ama ikisinden de haber yoktu! Çıldırmamak için çok zor duruyorum. "Yoongi şu siktiğimin bilgisayarından bul artık yerlerini yeter!" diye bağırmıştım. Yoongi beni umursamayıp işine devam ediyordu.

TAEHYUNG
Sohbetimizin ardından Jin uyuyakalmıştı. Kapıdan gelen anahtar sesiyle Jin'i dürterek sessiz bir şekilde uyanmasını sağlamıştım. Ellerimiz hâlâ arkada bağlı gibi duruyordu ve içeri giren adam ellerimiz bağlı olmadığını farketmemişti. "Yemek vakti" diyerek elinde su ve ekmek olan tepsiyi önümüze itmişti. Arkasını dönüp kapıdan çıkıcakken,

Hiç beklemeden ellerime bağladığı iple boğazını sıkmaya başladım ayağımla da kapıyı kapattım. Ses çıkartmaması için Jin'e dönüp "Elinle adamın ağzını kapat!" dedim. Dediğimi yapıp kapattı, bir süre sonra adam havasızlıktan bayılmıştı bende ipi bırakmıştım. Adam yere baygın bir şekilde düşçeği sırada ses olmaması için onu tutup yavaşça yere bıraktım.

Jin adamın belindeki silahı alıp kendi beline yerleştirdikten sonra, ceplerini karıştırarak cep telefonunu aramaya başladı. Ceketinin iç cebinde telefonu bulduktan sonra, tuş kilidi olmadığı için Tanrı'ya şükrettim. Hemen aramalara girip birini aradı, kısa beklemeden sonra karşı taraf açmıştı "Jungkook, Jin ben Taehyung'la iyiyiz sana şimdi olduğumuz yerin konumunu atacağım acele edip gelin çok vaktimiz yok!" diyip telefonu kapattı ve konumu attı.

JUNGKOOK
Konum geldikten sonra hemen Yoongi'ye gösterdim. Arabaya binip son gazla gitmeye başladım. Yolda Namjoon,Jimin ve Hoseok'u da aradım. Jin ve Taehyung'un tutuldukları yerin konumunu onlara da gönderdim.

Aphelandra// TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin