Multimedia'da bölümün şarkısı ve bölümün sonunda çıkan gizemli karakterimiz var. :)
Boşluğun, denizin maviliğinde koca bir leke gibi görünen karanlığı, yeniden gözlerimin önüne geldiğinde kendimi rahatsız hissetmiştim. Kuyu benzeri boşluğa o denli yakın değildik ama niyeyse bizi yutacakmış gibi geliyordu. Bir an önce buradan uzaklaşmak istiyordum ama sanırım Oscar benimle aynı fikirde değildi.
"Neden bunu görmemi bu kadar çok istedin?" diye sordum dikkatini çekebilmek adına. Beni ısrarla kıyıdan alıp buraya kadar taşımıştı, buna nasıl tepki vereceğimi az çok tahmin ediyor olmalıydı. Cevabımı beklerken yüz ifadesini inceledim, bakışları aşağı odaklanmış, kaşları çatılmış ve sessizce düşüncelerine dalmıştı. Birkaç saniye sonra ona seslendiğimde bu düşünceli halinden ancak kurtulabildi.
"Gerçekliğinden emin olmam gerekiyordu. Bu kadar belirgin izleri arkasında bırakmasından şüphelenmiştim ama eğer büyü beni buraya çekmeye özel yapılmış olsaydı, sen göremezdin."
Anladığımı belirtircesine başımı salladım, zaten onun büyülü ve doğaüstü dünyasıyla ilgili hiçbir bilgiye sahip değildim. Oscar ne söylüyorsa, doğru olduğunu kabul ediyordum.
"Seni kıyıya götüreyim," dedi Oscar beni yine kucağına alırken. Bir kolunu dizimin altına, diğerini de omzumu destekleyecek şekilde sırtıma yerleştirdiğinde kendim gidebileceğimi söylemek için ağzımı açtım. Fakat benden önce davranmıştı.
"Lara, o kadar da uzak değil, izin ver taşıyayım seni."
"İzin istemek şimdi mi aklına geldi?"
Derince ve bıkkınlığını belirten bir şekilde, iç çektiğinde onu huzursuz ederek amacıma ulaştığıma inanıyordum.
Sorumu cevaplamamayı tercih edince, ben de sessiz kaldım. Kısa yolculuğumuz boyunca bakışlarımı düşünceli yüzünde gezdirdim, ara sıra üzerimde kullandığı düşünce okuma büyüsünün nasıl yapıldığını biliyor olsaydım keşke.
Muhtemelen geri kalanını yürümeye boyumun yeteceğini düşündüğü bir noktada durdu ve beni yavaşça suya geri indirdi.
"Gidip orada ne olduğunu görmem gerekiyor, Lara. Sakın arkamdan gelme ve beni burada bekle."
Nihayet, o boşluğu gördüğünden beri düşündüğü şeyi öğrenmiştim. Anladığımı belirtircesine başımı salladım, benden gelmemi istese bile bunu yapabileceğimi sanmıyordum. Denizin ortasında kara büyüyle açılmış kuyulara girmek ne yazık ki hobilerim arasında değildi. Oscar gitmek için arkasını döndüğünde ona seslendim. Omzunun üzerinden başını çevirip bana baktığında yüzünde hiçbir duygu görememiştim. Muhtemelen ben onun adına, ondan daha çok korkuyordum.
"Dikkatli ol." Oscar beni rahatlatmak adına başını salladıktan sonra, az önce geldiğimiz yöne doğru yüzmeye başladı.
İçimde kötü bir his vardı. Yıldız Savaşları'nda bunu söyleyen karakterlerin başına hiç de iyi şeyler gelmiyordu. Şanslıydık ki, ben Güç'e hassas, altıncı hissi oldukça kuvvetli bir Jedi şövalyesi değildim. Suyun içinde dikilmiş, Oscar'ın kuyuya yüzmesini seyrederken kendimi gergin hissetmeden edemedim. Onu, o delik her nereye açılıyorsa gittiği yerde yalnız bırakma fikrinden hoşlanmasam da, varlığım yalnızca bir yük olurdu. Kendimi kandırma potansiyelim ne kadar da yüksekti... Kumlara oturabilmek adına geriledim, gözlerim hala Oscar'a takılıydı.
Dizlerimin üstüne çökerken, Oscar yüzmeyi kesip durduğunda nefesimi tuttum, birkaç saniye içinde suya dalmış ve gözden kaybolmuştu. Saniyeleri saymak iyi bir fikir gibi geldiğinden sesli bir şekilde sayı saymaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLI DİYAR
FantasíaYggdrasil, İskandinav mitolojisinde tüm diyarları birbirlerine bağlayan ve koruyan devasa dişbudak ağacıdır. Evrenin merkezindeki bu dişbudak ağacına bağlı olan, dokuz diyar bulunmaktadır: Niflheim: Sisler Diyarı Muspelheim: Ateşler Diyarı Asgard: A...