18.Bölüm - Melatonin

292 33 38
                                    

Multimedia'da Lara, Oscar ve Ed var. :)

Gina'nın yanında, elimde merhemle dolu bir kase tutarken sessizce onun Ed'in yaralarına merhemi sürmesini izliyordum. Sessizlik beni oldukça rahatsız ediyor olsa da, herhangi bir pot kıracağımdan ve Ed'e açık vereceğimden o kadar çok korkuyordum ki; hiçbir şey söyleme girişiminde bile bulunmadım. Neyse ki, Gina ben bir hata yapıp söze girmeden önce konuşarak gerginliğimi bir nebze de olsa azalttı.

"Ay göğe çıkmadan acıların dinmiş olacak."

"Ben aslanpençesini kullanmayı tercih etmezdim ama nasıl derseniz, öyle olsun. Bir elfe şifa vermeyi öğretecek değilim."

Aralarındaki kısa sohbet sona erdiğinde yine tüyler ürpertici bir sessizlik oluştu. Bir kere de benim anlayabileceğim şeylerden bahsetseler ölürlerdi sanki...

Konuyu devam ettiremediğimden, güvenli olacağını düşündüğüm başka bir konu açmaya karar verdim. Adım zaten çoktan meraklıya çıkmıştı, artık soru sormaktan çekinmiyordum.

"Oscar ile ikiniz önceden tanışıyorsunuz, değil mi?"

"Evet, onu tanıyorum. Dunner'ların oğlunu dokuz diyarda tanımayan kim var ki?" Gülüyor olsa da, bunu ironi içinde söylediğini ayırt etmek zor değildi.

"Belli ki o da seni tanıyor."

"Onunla birlikte Asgard'da büyüdük, ben gittikten sonra Vanaheim'da da birkaç kez karşılaştık. Sıkı fıkı arkadaşlar olduğumuzu söyleyemem, hatta birbirimizden hoşlandığımızı da."

"Birbirinizden hoşlanmadığınızı kesinlikle fark ettim." Onun gibi alaycı bir gülüşü yüzüme yerleştirdiğimde Ed, inceleyici bir tavırla başını yana eğdi.

"Şanssız bir huldersın, daha önce kimsenin ona katlanabildiğine şahit olmadım. Tabii, Victoria hariç," dedi Ed, yüzünde rahatsız edici olduğunu söyleyebileceğim bir gülümsemeyle. Demek ki, Oscar'ın Victoria'yla aralarında sandığım gibi bir ilişki vardı.

"Ne şansı? Ben Oscar ile..." derken sözlerimi bölüp araya giren Gina oldu.

"Birlikte olduğunuzu herkes biliyor, o avcı neden seni öldürmeye çalıştı sanıyorsun?"

"O yüzden miydi?! Ben de, buraya birlikte geldiğimizi bildiği için yaptığını sanmıştım." Hayret içinde Gina'ya döndüğümde beklemediğim bir tavırla karşılaştım.

Gina'nın elimdeki kaseyi alırken gözlerini belerterek bana bakıyor olmasını, kaşlarını kaldırıp imalı bir şekilde başıyla Ed'i işaret ediyor olmasıyla birleştirdiğimde anlamıştım ki, Ed'e yalan söylemem gerekiyordu. Şimdi Arşimet gibi belirgin bir aydınlanma yaşamanın hiç sırası değildi.

"Tabii, yalnızca Oscar benden bunu bir sır olarak saklamamı istemişti ama madem biliyorsunuz..." Omuz silktim.

Toparlamak için yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirirken, Ed'in inceleyici bakışlarını üzerimde hissetmiştim ve inanmadığına yemin edebilirdim.

"Bir orman perisi, bir soylu çocukla etrafta gezinirken kimsenin yanlış anlamaması mümkün değil. Orman perilerinin yerlerini terk etmeleri çok nadir bir durumdur."

Bir yandan Oscar'a en kötü yalancı ödülünü nasıl hazırlayabileceğimi düşünürken, diğer yandan da Ed'e vermem gereken cevabı düşündüm. Biraz dürüstlük işe yarar mıydı?

"Beni kaçırdı."

Gina'nın az önce benim elimde duran bakır kaseyi yere düşürdüğünü, yerdeki tenekede çıkan tiz sesle anladım. Ed ise tepki olarak zorlukla gülmüştü, zorluğun tek sebebi yaralarıydı. Eğer sağlam bir durumda olsa kahkaha atacağına şüphem yoktu.

SAKLI DİYARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin