Orada yazayım mı yazmayayım mı diye düşünürken uykuyu dalmıştım. Sonra yanımda ki kız beni dürterek uyandırdı.
Hadi kalk. İşlerini bitir yoksa gece 3'de de burada olacaksın. Diye fısıldadı.
Uyuku mutluluğuyla gözlerimi araladım ve ona cevap verdim. Şey ben dalmışım da özür dilerim.
Özür niye diliyorsun? Kocaman bir kahkaha atmıştı. Ben de kendimi toparlayarak işime döndüm. Sonra o kız tekrar dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı.
Şey sen benden neden çağatay beyin numarasını istedin?
Şey ya ben iş için. Bu arada senin adın ne sormayı unuttum da. Konuyu değiştirmek için elimden geleni yapıyordum.
Adım melisa. Senin adın ne?
Beril. Memnun oldum
Bende beril. Benim işlerim bitti sana kolay gelsin. Desi ve gitti. Benim ise aklım hala çağatay'daydı. Yazmalımiydım ona? Bir anlık bir refleksle elime telefonu aldım ve yazmaya başladım...
Çağatay bey ben beril çakmak. Size birşey sorabilirmiyim? Anında çevrimiçi oldu.
Sorabilirsin, bekliyorum.
Ne yazacaksın salak beril. Çağatay bey siz neden kızlara yüz vermiyorsunuz mu of of neden bulaştım ben bu işe. Neyse işle ilgili bir şeyler sorayım böyle pat diye yazılmaz.
Şey ben bilgisayarda bir şeyi karıştırdım da yanıma gelir misiniz diye soracaktım. Allahım lütfen hayır desin lütfen hayır desin.
Gelirim tabii ki beril. Bu arada çağatay bey yoktu. Çağatay vardı. :) bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Neyse buna taklımamalıyım. Şimdi napacagim ben? Her şeyi biliyorum. Allah kahretsin!
Şey şuan hallettim gelmene gerek yok teşekkür ederim. Dedim ve telefonu cebime koyup işlerime yöneldim. Gecenin 2'si olmuştu ama halâ işlerim bitmemişti, çıldırmama az kalmıştı. Sonra o geldi çağatay geldi. Nerdeyse şirketteki herkes gitmişti ama neden o hâlâ burdaydı? Yanima geldi.
Selam beril. Nasılsın?
İyi çağatay. Sen?
Ben de iyiyim gördüğüm üzere işlerin bitmemiş.
Evet bitmedi, ama az kaldı.
Tamam anladım. Bende depoya gidiyordum, daha önce oraya hiç gitmedim ama.
Neden gidiyorsun peki?
Ya babam ordaki bilgisayarları almamı söyledi. Tamır edilecek te ben pek oyalanmayım. O tam gidecekken ona seslendim.
Benim de canım çok sıkıldı. Bende gelsem?
Kaan gelecek'ti ama canın çok sıkıldıysa gel.
Gelirim gelirim. Hızla ayağa kalktık ve depoya gitmek için hızlı adımlarla yürüdük. Biz yürüdükçe etraf kararıyordu. Ve ben karanlıktan çok korkuyordum.
Allah kahretsin burası çok karanlıktı!Ç-çağatay, k-kaan burası çok karanlık.
Çağatay dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı. Ben varım yanında korkma. O an nedense korkum az da olsa azalmıştı ama istemsizce kolunu tutuyordum. Sonra depoya girdik onlar bilgisayarları alırken karşımda beni şok edici bir kağıtla karşılaştım. O an kanım ilk defa bu kadar donmuştu. Kâğıtta şöyle yazıyordu...
Böyle olacağını ben istemezdim, ama oldu. Benim dünyam öldü. Sen de öleceksin bu şirketin sahibi. Bu kağıt ilk kimin eline geçtiyse bilsin ki, Ben birini öldüreceğim. Ben bir katil olacağım ve bir daha kimsenin karşısına çıkmayacağım. Bu şirketin sahbi benim düşmanım'dı, benim dünyamı aldı. Sıra on'da. Onun elinden önce çok sevdiğini, yani oğlunu. sonra da onun canını alacağım. Ama her şey anını bekler dimi bu kağıdı ilk okuyan.
Evet canlarım, evet ballarım... tabii ki de hikaye aşk hikayesi olmayacaktı sadece. Berille cagatayin önünde birsürü engel olacak. Bu satırları yazarken kanım dondu arkadaş. Beril çağtaya haber verecek mi? Çağatay görünce ne tepki verecek? Inanın bende bilmiyorum skapkwpsksls nasıl buldunuz bölümü?? Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınıız. Bu arada okurken yukarıdaki müziği açmayı unutmayıın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'LA MÜCADELE
RomanceBegenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Cok eğlenceli bir bölüm oldu :)