Adam kulağıma yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı ve şu cümleyi fısıldadı. Artık her şey çok geç. Çağatay'ın babası öldü ve yakında o da ölecek.
Ben orda şok içinde kalakalırken adam hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı ve arabasına bindi.
Kaç dakika oldu inanın bilmiyorum hem ağlıyordum hem şok içindeydim. Ben ayaklarımın bile titrediğini hissettiğimde telefon çalmasıyla birlikte sıçradım.
Telefonum çalıyordu ve arayan çağataydı. Telefonu açma cesareti nerden geldi bilmiyorum ama telefonu birden açıverdim.
Çağatay söze girdi. "Beril nerdesin? Odanda yoksun. Bir yere mi gittin." Cevap vermedim. Çünkü cevap verdiğim an hıçkırıklara boğulacaktım.
Telefonu hızla kapatıp ayaklarım titreye titreye o şiddetli yağmurda koşa koşa şirketten çıktım. Telefonum defalarca çalıyordu ve bir sürü mesaj bildirimi geliyordu.
Yağmurda koşabildiğim kadar koştum. Donuyordum, titriyordum. Ben bu zamana kadar hiç kendimi düşünen bir insan olmadım. Çağtayın babası ölmüştü. Ve çağatay'ın da bana öleceğini söylemişti. Ben bu korkuyla inanın ne yapacağımı bilmiyordum.
Orda taksi beklerken hem vücudumun hem de içimin donduğunu anladım ve hasta olacağımı da. Taksi geldi ve arabaya bindim. Taksiciye yolu tarif ederken sesim titriyordu. Eve geldim, hızlı adımlarla içeri girdim ve üstümde olan her şeyi çıkardım. Çıplak bir şekilde yatağa girdim çünkü yanıyordum. İçim bu sefer donuyor vücudum yanıyordu.
Telefonum hiç susmak bilmedi, sürekli çaldı. Evimin önüne bir araba geldi ve ben bu arabayı tanıyordum. Bu çağatay'ın arabasıydı. Vücudum çıplaktı zar zor kalktım ve üstüme pijamalarımı giydim. Beni böyle halsiz görmesine izin veremezdim. Hemen gözlerimdeki yaşları sildim ve çalan kapıyı açtım.
"Hoş geldin çağatay." Sesim öyle halsiz öyle yorgun öyle titrek çıkmıştı ki o an ben bile ruhumun öldüğünü hissettim. Çağatay çok öfkeliydi karşımda onu ilk kez böyle görmüştüm.
"Beril neden aramalarıma dönmedin!?" Ben o an ne yalan söylesem diye düşünürken çağatay birden eliyle beni içeri itti ve kendi de kapıyı örtüp içeri girdi. Önce yutkundum ve sonra cevap vermek için doğruldum.
"Çünkü canım öyle istedi." Kolumu sıkıca tuttu ve tuttuğu an yüzünde garip bir ifade gördüm. Önce kaşlarını çattı ve sonra elini anlıma götürdü. Ve ağzından hiç anlamasını istemedigim bir cümle çıktı.
"B-beril sen yanıyorsun! Senin ateşin var." Bunu zaten anlamıştım. Ama önemli değildi benim hasta olup olmam. Ben sadece çağatayı düşünüyordum çünkü.
"Önemli değil, sen nasılsın?"
"Nasıl önemli değil beni boşver. Hadi üstüne bir şeyler giyin hastaneye gidiyoruz."
Benim onu düşündüğüm gibi o da beni düşünüyordu. Bu zamana kadar karşılaştığım hiç bir insan çağatay gibi olmamıştı. Ona aşık değildim olamazdım. Çünkü ben bir kere aldatıldım ve aşka inancım kalmadı. O sadece benim için çok değerliydi.
"Istemiyorum gerçekten iyiyim ben."
"Bak beril sen benim için çok değerlisin sana bir şey olursa ben dayanam-.. "
O an bir silah sesi patladı ve evimin önüne beş tane simsiyah arabalar gelmişti. İçi insan doluydu. Şok içinde çağataya döndüm. O da birşey anlamamış gibi bakıyordu. Sanırım bu sefer ölümle göz gözeydim.
BEN BU BÖLÜMÜ ACAYIP DERECE DE ÇOK SEVDIM. YUKARIDAKI MÜZİĞİ OKURKEN DİNLEYİN MUTLAKA. UMARIM BÖLÜMÜ SİZ DE SEVMİŞSİNİZDİR. YORUM YAPMAYI VE OYLAMAYI UNUTMAYIN >3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'LA MÜCADELE
RomansaBegenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Cok eğlenceli bir bölüm oldu :)