BERİLİN ANLATIMIYLA...
-
-
Halit denen o adam kulağıma doğru yaklaştı ve konuşmaya başaldı. "Sana çağatay'ı arama hakkı veriyorum beril. Ara onu. Ara ki daha çok acı çeksin.""Sen pisikopat bir adamsın! Aramayacağım." Halit kolumu sıkıca kıvradı ve acıdan inledim. "T-tamam arayacağım. Ver telefonu psikopat!"
Halit elime telefonu verdi ve elim aramaya gitmedi. Halit birden bağırdı. "SANA ARA DEDİM BERİL!" bir anda sıçradım ve hemen tuşa bastım. Telefon hemen açıldı. Yutkundum.
"Ç-çağatay...Ben beril." Gözlerimden yaşlar akıyordu. Hatta çok zor konuşuyordum. Günler sonra onun sesini duyacaktım evet ona hiç bir zaman kavuşamayacaktım ama sesini duysam bile yeterdi. Çağatay cevap vermedi.
"Çağatay..lütfen konuş, lütfen bir kere de olsa sesini duyayım." Hıçkırıklara konuşmak zordu. Halit denen o piskopat dudaklarını araladı.
"Süreniz bitiyor! Hadi beril ona biraz daha acı çektir." Derin bir nefes aldım ve tekrar dudaklarımı araladım çağatay'a.
"Çağatay, sürem bitiyor. Bir kere alo desen yeter. Ona da razıyım..konuş hadi konuş.." çağatay'ın o an sesini duydum.
"B-beril b-ben n-ne diyeceğimi bilmi-.." o an berkin sesini duydum.
"ÇAĞATAY KEKELEYİP DURMA ABİ! KONUŞ. YERİNİ ÖĞREN KIZIN. HADİ...HADİ." Sonrasın da burağın sesini duydum. Telefon onun elindeydi.
"Beril, ben burak. Konuş...nerdesin? Yerini söyle.. hadi bekliyorum. Söyle." Göz yaşlarım yağmur gibi akıyordu. Tam konuşacakken halit elimden telefonu aldı ve kapattı.
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN! VER ŞU TELEFONU." o an o kadar öfke doluydum ki.. ne dediğimi bile bilmiyordum. Halit bana gülerek cevap verdi.
"Aynen sen ver dedin diye verdim şuan. Bak ufaklık, ben sana süre tanıdım ve siz iki aptal o süreyi değerlendiremediniz. Kendi salaklığınız.." sustum, sadece sustum. Ne yapacaktım ben... nasıl kurtulacaktım bu durumun içinden? Bilmiyordum.
Dakikalar geçmişti ama halit hala başımda bekliyordu. Getirdikleri hiç bir yemeği ağzıma sürmüyordum. Artık açlıktan bayılmak üzereydim ama bu umrumda da bile değildi. Ben kendimi değil çağatay'ı düşünüyordum. Zamanın geçmeyeceğini bildiğim için kendi kendime şarkı mırıldanmaya başladım.. şarkı şöyle diyordu.
"Özledim gözlerinden doldur sevda kadehi..yıkılır ellerimde yoksa yalan elleri. Sevdim işte vicdansız ah zalimin birini."
Halit bana gülerek yaklaştı ve dudaklarını araladı. "Bu kadar efkârlı olma berilciğim. Yani efkârlı olsan da bu pek bir şeyi değiştirmez. Burdan asla kurtulamayacaksın." Derin bir nefes aldım ve ona cevap vermek için doğruldum.
"Halit, ben senden korkmuyorum. Ve emin ol bir gün ayaklarıma kapanıp benden özür dileyeceksin. Senden nefret ediyorum. Nefret."
Bana buradan asla kurtulamayaksin demişti ama ben kurtulacaktım. Akşam olunca adamları uyuyordu ve ben de kaçacaktım. Ne olursa olsun bunu yapacaktım. Her ne olursa olsun burdan çıkacaktım. Ve zaman-ı gelince halit benim ayaklarıma da kapanacaktı.
-
Selam canlarım! Bu bölüm de çok hoş oldu benceee bir de size sorum varrrr
Sizce beril kaçabilecek mi?
Cagatayla kavuşacaklar mı?
Evet yine ve yine yorumlarınızı merak ediyorum sizi çok seviyorum. Görüşmek üzere ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK'LA MÜCADELE
RomanceBegenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Cok eğlenceli bir bölüm oldu :)