3. Bölüm

44 12 5
                                    

Selam bebeklerim. Yeni bölümle karşınızdayım :) yukarıdaki müziği açmayı unutmayın.

O an ne yapacağımı ne ben biliyordum ne de bir başkası. Eğer o kağıdı çağatay okursa, kafası çok karışır ve çok korkar. Ben onun korkmasını istemiyorum. Çünkü onun umrunda olan kendisin değil babası olduğunu biliyorum. Kendi kendime düşünürken birisi koluma dokununca anında yerimden sıçradım ve o kağıdı hemen cebime koydum. Savaş dudaklarını araladı.

Beril, iyi misin?

Ş-şey, i-iyiyim.

Tamam. İşimiz bitti, çıkıyoruz.

T-Tamam. Hepimiz o karanlık depodan çıktık. İnanın ne olacak bilmiyordum. Babasının bir düşmanı vardı. Ve ve ve çağatayın babası bir katil miydi!? Allah kahretsin bunları düşünmeden duramıyordum. Sonra kaan çağatayla konuşmaya başladı.

Abi, ben çıkıyorum.

Tamam abi, görüşürüz. Dedi ve oradan kaan gitti. Biz baş başa kalmıştık. Derin bir iç çektim.

Sen iyi görünmüyorsun. Dedi fısıltıyla

Sadece öyle görünmüyorum, iyiyim.

Peki, hadi seni evine bırakayım. Bir anlık refleksle kolunu tuttum.

Şey, bugün bende kalsan? NE NE NE NE DEMISTIM BEN ALLAH KAHRETSIN! BUNUN DÖNÜŞÜ OLAMAZDI ADAMI RESMEN EVE ÇAĞIRDIM! İNANMIYORUM NE YAPTIM BEN.

B-ben mi? Dedi. Adam şok olmuştu.

Hıhı. Dedim fısıltıyla. Sonrası hızlı geçti evime gittik. Çaylarımızı almış ikimizde birbirimizi izliyorduk. Ona söylemelimiydim bu yaşananları? Bilmiyordum.

Çağatay, baban nasıl biri? Diye Fisildadim.

Babam mı? Sakin biri.

Babası sakin miydi? O zaman neden bir düşmana sahipti!? Ve belki de bir katildi.. Of napicam şimdi..! Çağataya cevap vermedim, veremedim.

Beril, neden sordun?

Patronumu tanıyım istedim de ondan. Sesim o kadar kısık çıkıyordu ki duymusmuydu inanın bilmiyorum. O akşam dakikalarca birbirimizi izledik. Eğer o an bana bir özel güç verilseydi çağatayın aklını okuma özel gücünü isterdim. Çünkü o kadar tuhaf bakıyordu ki inanamazsınız. Sanki katil benmisim gibi.. Sonrasında sabah oldu, uyandık. Hızlıca işe gittik ve çağatayın babasıyla karşılaştık. İstemsizce kendimi geri çektim babasını görünce.

Günaydın beril. Dedi babası.

Günaydın Halit bey. Başını salladı ve çağatayla konuşa konuşa kendi odasına gittiler. Bende kaanın yanına gittim.

ALLAH KAHRETSİN YA ! NASIL OLMAZ NASIL! diye kendi kendine bağırıyordu kaan.

Kaan ne oldu?

Depodan aldığımız bilgisayarlar yok! Çıldıracağım. Dedi. Ve o an ikinci şokumu yaşayıp yutkundum. Bu ne olabilirdi? O notla alakası varmıydı? Allah kahretsin felaket başlıyordu...

AŞK'LA MÜCADELEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin