3.bölüm|Müdürün Oğlu

49 11 58
                                    


SPOİLER UYARISI!!!!!
'Aynı yıldızın altında'yı okumayanlar için. Çok büyük spoiler var. Oraya geldiğinde (!!!!!!) yazacağım. Sonuna da aynısını yazarım ki spoilerın bittiğini anlayın.

🐻🐻🐻🐻🐻

Araf'tan...
Bir aydır evin içinden dışarı adım atmamıştım. Annem ve babamın benim için endişelendiğini beni sürekli olarak bir yerlere gitmek için ikna etmeye çalışmalarından anlamıştım. Bu çabaları artık öyle bir hal almıştı ki sonunda dayanamadım ve çıkıp etrafta dolaşmaya başladım.

Yarım saat yürüdükten sonra bir parka girdim. Yere bakarak yürürken kafama bir şey çarptı. Dönüp baktığımda bir kızın salıncaktan inip bana doğru geldiğini gördüm. Gerçekten güzeldi. Endişeli görünüyordu. Sorun olmadığını söylemek için ağzımı açtım. Fakat kelimeler ben fark etmeden ağzımdan çıkmıştı ve söyleyeceklerimle uzaktan yakından alakası yoktu. Söylediklerimden anında pişman olurken kız lafımı ağzıma tıktı. İnsanlara kıyamayan biri olacak ki yarama baktı. Sonra da bir banka oturmamı söyleyip yanımdan ayrıldı. Geri döndüğünde elinde yara bandı vardı. Tek kelime bile edemiyordum. Sanki dilim tutulmuştu. Sadece suratına bakıyordum. Ne kadar o benim suratıma bakmasa da ben kendimi ona bakmaktan alıkoyamıyordum.

"Geçmiş olsun."diyerek jet hızıyla yanımdan ayrıldı. Ben de ardından kalkıp onu takip etmeye başladım. Normalde asla böyle bir şey yapmazdım. Ama bu kızı takip ediyordum. Ayrıca takip etmem yetmezmiş gibi bir de bir ağacın arkasına geçip gözetledim. Yarım saat kadar oturdu. O sırada da abur cubur yiyordu ve telefonla konuşuyordu. Kafasını kaldırıp etrafa baktığında hemen ağacın arkasına saklandım. Görmemiş olması için dua edip tekrar baktım. Bir kız kapıyı açmıştı ve o içeri giriyordu. İçeri girdikten sonra ben de ağacın arkasından çıkıp evime gittim.

Ve bugün. Bugün onu bir kez daha görmüştüm. Annem arkadaşlarımla görüşüp benim için bir piknik ayarlamış. Onların yanında canım sıkılmıştı. Çünkü sürekli benim moralimi düzeltmek, beni güldürmek için uğraşıyorlardı.

Biraz yürümek için onların yanından ayrılmıştım. Biraz ilerledikten sonra bir ses duydum. Biri şarkı söylüyordu. Sesi çok güzeldi. Kimin söylediğini merak edip sese doğru gittim. Karşılaştığım manzara karşısında nutkum tutulmuştu. Parktaki kız bir ağaca yaslanmış, gözlerini kapatmış, şarkı söylüyordu. Gidip yanına oturduğum halde beni fark etmemiş, ben kendimi fark ettirmiştim. Beni tanımadığında biraz bozuldum ama yine de bir şey söylemedim ve günlerdir ilk kez gülmemi sağlayan bu kıza içimden teşekkür ettim. Arkadaşlarım aradığında gitmeyi hiç istemesem de ona açıklama yaptım. 'Bana ne?' dercesine bakıyordu. Bir şey söylemesine izin vermeden yanından ayrıldım.

Arkadaşlarımın yanına vardığımda telefonum çaldı. Şimşek abi arıyordu. Babam bir ilkokulda müdür ve Şimşek abi öğretmenlerden birinin oğlu. 6 yıl önce tesadüf eseri tanışmış ve iyi anlaşmıştık. Önce telefona cevap vermek istemedim. Ama belki önemli bir şeydir diye açtım.

Hal hatır sorma faslından sonra benden bir ricası olduğunu söyledi. Ne olduğunu sorduğumda ise kardeşinin arkadaşları tarafından ekildiğini ve onun yanına gidip gidemeyeceğimi sordu. 6 yıl önce kardeşi yoktu sanki. Neyse ya, sonra öğrenirsin Araf. Kabul etmek istemedim ilkin, taksiyle gitmesini önerdim. Sürücüsünü bilmediği araçlara binememesine anlam veremesem de sonunda kabul ettim.

Kardeşini tarif ettiğinde şaşırdım. Tarif ettiği kız parktaki kızdı. Kızı tarif ettikten sonra telefonu kapattı. Arkadaşlarıma gitmem gerektiğini ve 2 saat içinde dönmezsem beni beklemeyip gitmelerini söyledikten sonra oradan ayrıldım. Beni gördüğünde kızın yüz ifadesini çok merak ediyordum. Bir an önce öğrenmek içinse hızlı adımlarla yürüyordum.

SALINCAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin