V. BAĞIMLI

70 8 5
                                    


Yek katre-i hûnest, sâd hezârân endîşe.

Boynumda beliren acıyla yüzümü buruşturup göz kapaklarımı araladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Boynumda beliren acıyla yüzümü buruşturup göz kapaklarımı araladım. Salondaki koltukta uyuyakalmıştım.

Annemin odasından tıkırtıları duyuluyordu. Bacaklarımı sarkıtarak koltukta doğruldum. Başımı kaldırıp duvarda asılı duran saate baktım. Saat dokuzu çeyrek geçiyordu.

Demek gelmişti.

Gri eteğimi ve lacivert kazağımı giyip odamdan çıktığımda annemi üzerinde açık pembe sabahlığıyla mutfak dolabından kendine bardak alırken buldum. Omzunun üzerinden bana kısaca baktı ve hiçbir şey söylemeden önüne döndü.

Sana da günaydın, anne.

Çantamı mutfak masasının yanına bıraktım. Buzdolabını açıp kendime domates ve kaşar peyniri çıkarırken sesimin alalade olmasına özen göstererek "Ne zaman geldin?" diye sordum.

"Bir saat oluyor."

Gözleri bütün gece uykusuz kaldığını gösteriyordu. Bardağa tezgâhtaki sürahiden su doldurup tezgaha yaslandı. Bardaktan aldığı koca bir yudumu yanaklarını şişirerek ağzında tuttu. Bakışlarını kaldırıp bana bakarken yutkundu.

"Dün gece polis olanlar hakkında bir şey söyledi mi?"

"Hayır," dedim kaşar peyniri doğrarken. Bakışlarımı şüpheyle ona çevirdim. "Siz o sırada neredeydiniz?"

"Hava almaya çıkmıştık Cihan'la."

Tezgâhta ona arkamı dönüp sandviç ekmeğinin içine kaşar peynirleri yerleştirirken bakışlarının üzerimde olduğunu hissettim. Dün gece yaptığım şey hakkında bir şey söylemesini bekledim ama yaptığı tek şey sesli bir şekilde nefes almak oldu.

Hazırladığım sandiviçi streç filmle kaplayıp masaya koydum. Tezgâhtakileri tekrar buzdolabına koyarken anneme baktım.

"Akşam geç gelirim."

Her zaman olan bir şeyi neden dile getirdiğime anlam veremeyerek bana baktı. Hala ıslak olan saçlarını elleriyle ensesinde toparladı.

"Ne zamandan beri bana ne yapacağını söylüyorsun?"

Cevap vermedim. Haklıydı.

Yıllardır annemle böyle yaşıyorduk. Aynı evin içinde birbirinden habersiz iki yabancı gibi.

Annemin mimarlık ofisi vardı. İşleri hep yoğundu ya da o kendine böyle bir kaçış yolu buldu. Ben de eve giriş çıkış saatlerimi annemin evde olmadığı vakitlere göre ayarlıyordum. Bu konuda epey başarılıydım da, günlerce karşılaşmadığımız oluyordu.

Lisede okurken yurtta kalma fikrini de ortaya atan ilk oydu.

***

DOST DÜŞMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin