23

2.2K 204 311
                                    

Genç adam bir şeyler yazmakta olduğu defterden gözlerini kapıya yöneltti. İçeri sarışın, gözlüklü bir adam girmişti.

"Hm, yine mi bir şeyler yazıyorsun?"

Genç adam cevap vermedi, yazmaya devam ediyordu. Fakat artık tüm dikkati dağılmıştı. İstese de ilham gelemezdi artık. Sinirle defterin kapağını kapatıp, dizlerini çenesine kadar çekip öne arkaya sallanmaya başladı.

Sarışın işaret parmağıyla defteri gösterdi.

"Defterini okuyabilir miyim? İstiyorsan tabi."

Genç adam, bir deftere bir de adama baktı. Göstermek istemiyordu, o da diğerleri gibi dalga geçecekti. Defteri eline alıp göğsüne doğru yakınlaştırdı. Olmaz anlamında kafasını salladı. Sarışın ayağı kalkarak, camın karşısına geçti. Ellerini arkaya attı.

"Dalga geçmeyeceğim, sadece ne yazdığını merak ediyordum."

Genç adam defteri sıkan ellerini gevşeterek, gözlerini yere indirdi. Defteri usulca masanın üzerine koydu. Sarışın, sanki bunu bekliyormuş gibi gülümseyip karşısına oturdu, defteri açıp okumaya başladı. Gözleri defterin sayfalarını süzerken arada bir karşısında ki adama bakıyordu.

Sarışın sayfaları çevirmeye başladığında yüzündeki ifadeler yavaş yavaş değişiyordu. Defterin sayfaların daha hızlı çevirdi, durdu. Genç adam umursamazca sarışının yüzüne bakıyordu. Onu hiç sevmezdi.

"Neden kötü karakterim? Kırıldım."

Bir yandan da defteri kapatıp karşısında ki genç adama uzattı. Genç adam defteri alıp ağzını araladı.

"Çünkü kötüsün."

Sarışın kaşlarını havaya kaldırıp imalı bir biçimde güldü.

"Anlıyorum."

Ardından ekledi.

"Onu unutmak istemiyor musun?"

Kimi kastettiğini çok iyi biliyordu. Onu unutabilir miydi? Ya da unutmalı mıydı? Hayır unutamazdı, bu çok bencilce olurdu.

"İsteyerek olmamıştı."

Sarışın, bacak bacak üzerine atıp ellerini kenetledi. Genç adam konuşmak istedi bir an, canı çok yanıyordu. Ama nedensizce de bir o kadar mutluydu.

"Her yer çok karanlıktı v-ve...ve ben korkmuştum. Onun önlüğü kırmızıydı, her yeri kırmızıydı. Ama benim hiçbir yerim kırmızı değildi...Ç-çünkü o bana eldivenlerini vermişti."

İçinden kıkırdamalar yükseliyordu. Gülmek istiyordu, kahkaha atmak istiyordu. Ve yaptı da. Sesli bir şekilde ağzından bir kahkaha kaçırdı.

"Onun karnında bıçak vardı... Hanji'nin bıçağı. O desenli, işlemeli, Hanji'ye aldığı bıçak."

Sarışın onu dinlemeye devam ediyordu.

"Sonra sen geldin, Hanji geldi ve diğerleri.. Sanki... sanki bana bir şey yapmışım gibi bağırıyordunuz. Ben sadece onu tedavi ediyordum, anlamıyorsunuz."

Umutsuz Vaka | Ereri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin