5

3.2K 292 192
                                    

Ve şimdi, hâlâ Eren'nin hücresindeydim. Hastaneye gelmemden bu yana 2 saat geçmişti.

Eren'i anlamaya çalışıyordum. Hem de hiç kimseyi anlamak istemediğim kadar. Ancak o gerçekten anormal bir akıl hastasıydı.

Dış görünüş olarak normal birisiydi. Farklı bir görünümü yoktu. Hatta bir akıl hastasına göre, fazla çekiciydi.

Rol yapabiliyordu. Normal bir insan gibi davranabiliyordu. Fakat her zaman değil. Sadece bunu gerçekten yapmasına gerek kaldığında.

Eren yatağında oturuyordu. Ben ise ayaktaydım ve onu izliyordum. Birkaç gündür yemek yemediğini öğrendim.

"Doktor."

Evet anlamında kafamı salladığımda bana dik dik bakmaya başladı. Pek hoş olmayan bakışlarına maruz kalıyordum.

"Beni seviyor musun?"

Kurduğu cümle ile bakışlarının pek bir bağlantısı olmasa da, sorduğu soru içimin kıpır kıpır olmasına neden olmuştu. Peki ya, neden?

"Ne?"

Eren yatağa attı kendini, konuşmaya devam etti.

"Fazla açık olmadım mı? Beni seviyor musun sevmiyor musun işte?"

Gözlerimi kaçırdım.

"Seni sevmem veya sevmemem için bir neden mi var? Varsa benim mi haberim yok?"

Yatakta dikleşti. Bir süre anlamsızca bana bakmaya başladı. Bakışlarından pek bir anlam çıkaramıyordum.

"Yani beni sevmiyorsun."

Hayır anlamında kafamı iki yana salladım.

"Tch, sana karşı bir şey hissetmiyorum. Zaten seni sevmesem seninle konuşmazdım."

Birden gülümsemesi beni korkutmuştu. Fazla korkutucuydu.

"Doktor, dışarıda dolaşalım mı?"

"Hanji'den izin aldıktan sonra, dolaşırız."

~

Cumartesi günümü de hastanede geçirmiştim. Lanet olsun ki, bugün de dinlenememiştim.

Yorgunluğumu alabileceğini düşünerek, kahve yapmak üzere mutfağa gittim. Uykum vardı fakat işim de vardı. Hanji geleceğini söylemişti.

Ve ben de istemesem de kabul etmiştim. Gerçi o benim yerime kabul etmişti.

Zil çaldığında Hanji'nin geldiğini anlamıştım. Hiçbir insan, aptal gibi zil ile ritim tutturmazdı. Kapıyı açtım ve sırıtan bir adet Hanji gördüm.

"Levi!!"

İfadesizce onun bir akıl hastasını andıran hareketlerini izliyordum.

"Sessiz ol biraz."

Hanji güldü, sonra sırtıma vurdu. Hep bunu yapıyordu. O tam bir aptaldı.

"Tamam!"

Kapıyı kapattım. Hanji bağdaş kurarak koltuğa oturdu.

"Önemli bir şey mi konuşacağız? Ne için geldin?"

Hanji gözlerini devirdi.

"İllaki bir nedeni olması mı lazım, canım? Biraz sohbet ederiz diye düşündüm.. Hem ayrıca Eren hakkında söyleyeceklerim var."

Söylediği o kadar şeyden bir tek Eren'e değindiği konu dikkatimi çekmişti. Sahi, ne söyleyecekti bana?

"Tch, Eren hakkında mı?"

Evet anlamında kafasını aşağı yukarı salladı.

"Levi, sanırım.. Eren. O gittikçe kötüleşiyor.."

Ne problemi vardı ki? O da sıradan bir akıl hastasıydı sonuçta..

Umutsuz Vaka | Ereri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin