1

10.5K 406 490
                                    

10 Aralık

Her zamanki gibi, yoğun birisiydim. Hayatımın her köşesinde.

Bugün doktorluk sınavlarına girecektim. Elbette, az da olsa bir heyecan vardı.

Bölüm olarak akıl hastalığı bölümünü seçmiştim. Diğer bir deyişle biz buna "Deldok olmak" diyoruz.

Neden seçtiğimi sorarsanız, aslında benim için birçok farklı neden var. Bir, ben asla çözülemeyecek bir insan olduğuna inanmıyorum, inanmayacağım. İki, gerçekten o tür insanların ne tür bir bakış açısı, zihni olduğunu merak ediyorum. Sonuçta birisi akıl hastası diye, zihniyetsiz olacağı anlamına gelmez.

Az sonra, yarın erken kalkmak üzere alarm kurdum. Biraz erkene kurmuştum, ama sorun değildi. Bünyem bu tür şeylere alışıktı.

Son bir kez daha, konuların üzerinden geçmeye karar verdim. Nedensiz bir şekilde, fazla heyecanlıydım ve bu benim gibi birisi için normal değildi.

Sakinleşmek için biraz terasa çıkıp hava almaya karar verdim.

Hava kararmıştı ve Ay kendini ele vermişti bile.

Bu hoş manzarayı biraz daha seyretmeye karar verdim ve terasta bulunan sandalyeye oturdum.

Dirseğimi masaya koydum. İzlemeye koyuldum etrafı.

Vaktin nasıl geçtiğini anlamamışken, cebimde telefonumun titrediğini hissettim.

Telefonu elime alarak gözlerimi ekranın üzerinde gezdirdim ve arayan kişiye baktım.

Ekranı kaydırdım ve manzara eşliğinde konuşmaya başladım.

~

Sabah telefonuma kurduğum alarmın sesiyle uyandım. Hafif yatakta debelendikten sonra, yüzümü ovuşturarak kalktım.

Lavaboya girdim, yüzümü yıkayarak yatağımı toplamak üzere odama geçtim.

Yatağımı topladım, gardıroptan beyaz boğazlı bir kazak ve siyah klasik bir pantolon çıkardım.

Mutfağa geçerek, kendime atıştırmalık bir şeyler hazırladım ve yemeye başladım.
Acele ile yediklerimi bitirip, bulaşıkları tezgahın üzerine koydum.

Odama geçtim, saçımı taradım ve çıkardığım kıyafetleri giydim. Saatimi de takarak kapının oraya yaklaştım ve askılıkta duran siyah kabanımı giydim.

Artık hazırdım.

Kolumda ki saate baktım ve yürümeye başladım. Henüz bir arabam yoktu ve bu yüzden metro ile sınav olunacak yere gidecektim.

İstasyona geldim ve banklardan birine oturup beklemeye başladım. Yankı yapan bir ses duydum ve ayağa kalktım.

"368 numaralı metro, kalkışa hazırlanıyor!"

~

Sınavdan çıktığımda oldukça mutluydum. İyi geçmişti ve istediğim puanı alabileceğimden emindim.

Eve gittim, biraz dinlenmeye karar verdim. Yaklaşık olarak 1 aydır düzenli bir şekilde bu sınava çalışıyordum. Biraz dinlenmeye ihtiyacım yok değildi.

Biraz telefon ile kendimi meşgul ettikten sonra film izlemeye karar verdim.

26 Aralık

Bugün sonuçlar açıklanmıştı ve hangi hastanede çalışacağım da kayıtlardaydı.

Hayalkırıklığına uğramıştım, en ücra yerdeki bir hastanede çalışacaktım ve kademem biraz düşüktü.

Ama moralimi bozmamaya karar verdim. Ayrıca orada yakın bir arkadaşım daha çalışıyordu ve yalnız hissetmeyecektim.

Yarın deldoklukta ilk günümdü. Ben de yarın daha aktif olabilmek için erken yatmaya karar verdim.

~

Şu anda tam hastanenin kapısının önündeyim. Bir an garip hissettim, sanki içimde ki kişi o kapıdan içeri girmemem gerektiğini söylüyordu.

Fakat, buraya kadar gelmiştim ve benim de en büyük hayalim bir deldok olmaktı.

Kapıyı hafifçe ittirdim, etrafı süzdüm.

Hemen ilerideki odanın kapısının önünde, en yakın dostumu görmüştüm. O da beni gördü ve gülümseyerek yanıma geldi.

"Hoş geldin, Levi Ackerman."

Umutsuz Vaka | Ereri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin