Şimdi ise Selma hanımla -Rüzgar'ın annesi- yanımda Rüzgarla beraber onların salonunda oturup çay içiyorduk.Selma hanımdan bildiğim kadarıyla Rüzgar küçükken pek fazla ilgilenememişler. Bu yüzden annesinden yeni gelen ilgiyi gerçekten sevmişe benzeyen Rüzgar bu tuhaf sohbette içtenlikle katılıyordu.
"Peki sen Asrıncım?"
"Elbette , Yemeyi sevdiğim kadar yapmayıda severim"
"Ben daha çok yemeği seviyorum."
"O belli oluyor oğlum"
Selam hanım oğlum dediği zaman Rüzgar çok güzel gülümsemişti.Anlamıyordum bu çocuğu neden yanlız bırakmışlardı ki o ilgiyi çok seviyordu.
"Peki kaç yaşındasın canım bildiğim kadarıyla Rüzgardan küçüksün."
"Üniversite üçteyim.21 yaşımdayım."
"Rüzgar 23'una bastı ama bir sene kaybı var oda son sınıfta"
"Hangi okuldasın Asrın?"
"Adınlar'da sen?"
"Bende kendi kolejimdeyim Arnalar'da " Tabikide orada olacaktı sonuçta babasının yaptırdığı bir okuldu Murat Arnalar ' in oğluydu o.
"Bence sende bizim okula gel"
"Evet Asrıncım istersen Murat bu konuda babanla konuşabilir"
Ah birde o durum vardı değil mi? Babamla ,Rüzgar'ın babası eski mahalle arkadaşıyken şimdide yeni işin ortakları olmuştu.Bu çok sinir bozucuydu.
"Aslında olabilir...ama bilmiyorum yani orada arkadaşlarım...?"
"Orada da yeni arkadaşların olur Asrın Rüzgar'da orada zaten"
"Yaa..evet.." Bıkınlıkla söylemişti.Demin önce gelmemi isteyen şimdi de istemiyormuydu? Nasıl işti bu böyle!
"Bizim okulda okumanı isterim Asrıncım ve bu konuda Rüzgar sana yardımcı olacaktır."
"Teşşekür ederim."
"Herneyse , Biz biraz bahçeye mi çıksak?"
İlgi görmeyi sevsede bu konuşma onu sıkmıştı ve beni şuan kurtarıcısı olarak görüyordu.Ne ben ne de o daha fazla katlanamazdık.
"Olabilir aslında..."
"Tamam o zaman , anne biz Asrın'la dışarıdayız."
İkimizde bahçede salıncağa oturmuş ,kollarımızı birleştirip ayaklarımızla sallayıp önümüzdeki havuza dik dik bakıyorduk.Evet Selma hanımın benim üzerimden Rüzgara ulaşmasından sıkılınca Rüzgarda kaçmak için burayı buldu.Fena değil ama yirmi dakikadır sadece sallanmaktan uyuşmuş gibiydim.
"Kendi isteğinle burada değilsin" Ne dediğini anlamamıştım.
"Ne?"
"Annemlerin zoruyla buradasın değil mi?"
Onlar karşılık olarak istediler yanımda kalmanı oysa ben senin için buradayım ama böyle söylersem yanlış anlayıp iyice sinirlenirdi ve yavaş yavaş geriliyordu.
"Bir bakıma evet bir bakıma hayır"
"O nasıl oluyor?"
"Akşama babam beni buradan alacağı için evet, seni tanımak için hayır"
Kolay bahaneler üretmeliydim bu şekilde onu sinirlendirmezdim dimi.
"Beni tanımak istiyorsun yani" Şimdi de lafı çevir hadi!
"Yeniden aynı cevabı verebilirim."
"Ne şimdi annemler beni sakinleştir diye sana para vermiyor mu?"
Harika öfkelendi işte.Salıncağı ayağıyla durdurup kalktı.Karşıma dikilip soru sorarcasına baktı.Haydi kızım işte şimdi sıçtın.
"Hayır neden böyle bir şey yapsınlar ki"
"Çünkü ben hastaymışım ,neymiş insanlara çok zarar verirmişim deliler hapisanesine kapatılmam gerekiyormuş."
Sanki bilmiyordun Asrın!. Sinirleri gerilmişti havuzun önünde bir ileri bir geri gidip geliyor elerini saçlarının arasından geçiriyordu.Selma hanım bizi fark etmiş olmalıydı ki hızla adımlarla buraya doğru geliyordu.O yetişmeden biraz sakinleştirsem yeterdi.Bu kadın her şeyi bombok hale getiriyordu.
"Rüzgar,sen iyisin böyle bir şeye gerek yok..."
"Bunu onlarada söyle Asrın, Ben hasta değilim beni oraya kapatamazlar.."
Bağırıyordu.Ellerini omuzlarıma koymuş benide sarsıyordu.Siyah gözleri olabildiğinden daha fazla kararmış gibi,dişlerini sıkıp sıkıp aralarından hırçın nefesler alıyordu.Ben sadece susup öfkesini kusmasını ve krizin bitmesini bekliyordum.
"Rüzgar,oğlum sakin ol!"
Bu onun için bardağı taşıran son damla olmuş gibi beni daha fazla sarsıyordu.Saçlarım onun yüzüne doğru sallanırken kendimi bir an boşlukta hissetim.
"Sakinim ben ! Sakin! Tamam mı sakinim ben!"
Bağırışlarının ardından elleri omuzlarımdan kaymış ve boşluk hissine daha fazla kapılmıştım.Bedenim kendini bırakırken soğuk suyu iliklerime kadar hissedebilmiş aynı anda çığlıkları duyabilmiştim.Tek derdim bu sudan nasıl çıkabileceğimdi.Korku dolu anlarım zihnimde yer edinmeye başlarken ben kılımı bile kıpırdatamıyor,çırpınamıyordum.Bilincim son anlarını tüketirken güçlü bir ses ve sesin sahibi beni kolları arasına çekmişti.Başım sudan çıktığında nefes almaya çalışmış ama alamamıştım,etraftaki sesler uğuldarken ben birtek onu duyabilmiştim bir tek onu!
"Özür dilerim..Özür dilerim..Lütfen Özür dilerim..."
Gözlerimi açmaya çalışıken artık iyice kendimden geçmiş ve kendimi bırakmıştım.
Aynı onun gibi bu his o kadar tanıdıktı ki..
----
Bölümü bu şekilde yayınlamak istemezdim ama parta bölmek zorunda kaldım.Azcık heyecan kalsın dimi :D
Tatlı mı tatlı yiyilesi yorumu için edayldz_2161 çok çok hata çooooooook teşekkür ederim :D Bitanesin kızım sen :D
Neyse bölüm sonunda böyle yazmayı nedense sevmiyorum 2.part iki güne elinizde arkadaşlar :D

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Elinde
AventuraRüzgar... Öfkesi bedenini esir almış bir hasta.İlgiye aç.Sevgiye aç.Şefkate aç. "Deli" diyorlar."O hasta ona yaklaşma!" diye bağırıyorlar.Gözü dönüyor Rüzgarın...Esip geçiyor arkasında enkazlar bırakarak... Arkasına bakmasa bile öfke yerini pişmanlı...