Gençler Asrın için kumral bir karakter arıyorum.Rüzgarımız çok önceden belli zaten Daniel Hama! neden bilmem ama o çocuğun çok ayrı bir sempatisi var bende.Neyse bölüme geçiyim ben size iyi okumalar!!
-----
"Ya kızım senin derdin ne? Sevmiyor musun bu çocuğu?"
"Seviyorum ama .."
"Aması yok Beren! Delirtme beni çarparım bak!"
Yok ya bu kız beni deli edecekti.Hem sabahın köründe beni uyandırıp konunun önemli olduğundan bahsediyor beni telaştan öldürüyordu , hemde anlatıklarının saçma olduğu yetmiyormuş gibi Kubilay'la olmayacağından bahsediyordu.Öldürsem kaç yıl yerdim?
"Şimdi Beren açık ve net konuşuyorum tamam mı?"
"Tamam" Masum bir şekilde kafasını salladı.Bana bu halleri sökmezdi ama bu bakışlarla Kubi'yi parmağından oynatırdı.Çok cadıydı.
"Çocuk dün akşam sana olabildiğince romantik bir şekilde açılmış , değil mi?"
"Ay evet! Kızım ben hayatımda o kadar gülü bir arada görmedim! Birde hepsini doldurmuş gölün üstüne!"
"Konuyu saptırma Beren!"
"Tamam ya ! Devam et"
Onun bu şaşkın haline gülmeden edemedim.Kubilay o odun kişiliğine rağmen şehrin orman tarafındaki gölün tamamını gül yapraklarıyla donatmış ardından yaktığı tek ateşle koskocaman bir "BEREN" yazısını ortaya çıkarmıştı.Beren için düşünülemeyecek bir hareketi.Ama benim arkadaşım yüksek IQ seviyesinde olmasına rağmen gerizekalı bir şekilde cevap vermemiş ve bir gün süre istemişti.Şanslıydı ki Kubi hayatında görebileceği en anlayışlı insandı.Yine bu halleri oldukça sevimliydi.
"Senden ondan düşünmek için bir gün istemişsin - ne kadar aptalca olsada- Kubilay da anlayışla karşılamış.?"
"Aynen öyle!"
"Şimdi neden düşünmek istediğini ya da korkunu anlatmak ister misin?"
Beren sorum üzerine derin bir nefes çekip soğumak üzere olan kahvesinden bir yudum aldı.Gözlerim kendi kahveme kayarken çoktan içmiş olduğumu fark ettim.Eh kahveydi bu içerken dilim haşlansam bile soğuken içmeyi sevmediğimden hemen bitiriyordum.
"Asrın ?"
"Söyle Beren , korkmana gerek yok!"
"Bak biliyorsun, Ege'den sonra..."
Ege lafının duyar duymaz kaşlarım çatıldı.O pisliğin Beren'e yaptıkları akıl almaz şeylerdi.Biliyordum hiçbirşeyin unutulması zaman almazdı ama o göt herifi unutmak zorundaydı... Belki de sadece aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu ama Kubilay'ın öyle bir karaktere sahip olmadığı belliydi.Kubilay kimseyi küçük düşürmez sevdiği insanları aldatmazdı...
"Beren Ege'yi unut! Onu aklından yok et! Ve Kubi'ye şans ver.O piç heriften daha çok hak ediyor!"
Olumlu anlamda başını sallayıp ardından gözyaşlarına boğulup bana sarılarak ağlamasından sonra evden çıkıp Kubisine koştu.Beren o götelekten sonra mutlu olmayı oldukça hak ediyordu.Bak aklıma geldi gene o piç herif sinirlerim alak bulak oldu ya!
Uyandığımdan beri pjamalarımla olduğumu fark edip odama çıktım.Duş alsam iyi olurdu.Hastaneden çıkalı ve Rüzgarın bana sarılmasının ardından iki gün geçmişti.Dün gece beni arayıp ettiği tek laf olan "İyi misin?" 'nin ardından hiç görüşmemiştik.Selma teyze'nin dediği gibide okulumu değiştirmeyecektim.O okula burslu girene kadar canım çıkmıştı öyle basit şeyler için okulumu değiştiremiyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Elinde
AdventureRüzgar... Öfkesi bedenini esir almış bir hasta.İlgiye aç.Sevgiye aç.Şefkate aç. "Deli" diyorlar."O hasta ona yaklaşma!" diye bağırıyorlar.Gözü dönüyor Rüzgarın...Esip geçiyor arkasında enkazlar bırakarak... Arkasına bakmasa bile öfke yerini pişmanlı...