"Anne!"
Bir kez daha bağırdım.Tüm gücümle ama ne annem ortaya çıkıyordu ne de ben birşey yapabiliyordum.Suya birkez daha daldım.Su hırçındı.Dalga olağan gücüyle üstümden geçiyor zar zor sağladığım dengem iyice alt üst oluyordu.
Suyun içinde ne kadar görebilirsem bakmaya çalıştım.Ama hayır annemi göremiyordum.Küçükken yaptığı gibi birden suyun içinden çıkmasını ve benim halimle kahkahalar atmasını bekliyordum.Suyun yüzeyine kafamı çıkardım.Balık tutmaya geldiğimiz kayanın üstüne çıkıp yeniden bağırdım.
"ANNE! ANNE NEREDESİN!"
"Asrın?" Elinde almış olduğu balık yemleriyle gelen babama döndüm.Benim seslenişime gelmiş olmalıydı.Koşmuş muydu o?
"Baba! Annem sudan çıkmıyor! yok!"
Babamın gözleri büyürken elindekileri bir kenara fırlatığı gibi suya daldı.Hiç düşünmeden bir an bile teredüt etmeden.Babam suya atladıktan sonra ben daha fazla korkmaya başlamıştım.Her ne kadar onaltı yaşında bir kocaman bir kız olduğumu savunsamda şuan çok çaresiz ve endişeliydim.Ne zaman ağlamaya başladığımı bilmiyordum.Babamın sudan çıkışını , defalarca annemin adını söyleyişini , polisleri ambulansları...hiç bir şeyi bilmiyordum.O an ne yaptığımın farkında değildim.Belki bende annemin yanına gitmeliydim.Üzerime sardıkları bataniyeyi fırlattıktan sonra karanlık olmasına aldırmadan suya attım kendimi....
Derin bir nefes çekip hızlıca gözlerimi açtım.O günün aynısıydı.O zamanda gözlerimi bu şekilde açmıştım.Boğazımda sanki hala tuzlu su tadı vardı.Korkmuştum.İstemsizce titriyordum.Gözlerim odayı tarayamdan onu buldu.Hastanedemiydik?
"Asrın..."
Cevap vermiyordum sadece nefes alıp veriyordum o kadar.Ona bakmaya devam ediyordum.Rüzgar kötü görünüyordu.Pişmanlık gözlerinden okunuyordu.Farkındaydım..
"Kızım?"
Babamla Esra abla endişe içinde odaya girmişlerdi arkalarındanda Selma hanım ve Murat beyle.Hoşuma gitmemişti.İnsanların çevremde olmasını sevmezdim.
"Baba iyiyim ben, sorun yok"
Esra abla beyaz yatağın ucuna oturup ellerini yanaklarımda gezdirdi bu kadını sevmeye başlamıştım.Tuhaf bir şefkat veriyordu bana.
"Asrıncım iyi misin? Nasıl oldu bu?"
Gözlerimi çevirmeden onlarında konuşmasına izin vermeden atıldım.Yoksa ondan tamamen uzaklaşırdım.
"İyiyim Esra abla sorun yok,Bahçede Rüzgarlaydık eve doğru gelirken ne olduğunu anlamadan suda buldum kendimi."
Selma hanımla ,Murat bey bana şaşkınlıkla bakarken ,Rüzgar beni anlamaya çalışırmış gibi gözlerimin içine bakıyordu.O beni anlayabilirdi zaten gerisi fasa fiso..
"Ne zamana çıkarım biliyorsun hastaneleri sevmiyorum"
Babama yavru köpek bakışlarımı atmıştım.Babam saçlarımın arasına bir öpücük kondurduktan sonra Murat bey'le beraber taburcu işlemleri için çıktılar.
"Ah tatlım niye dikkat etmiyorsun ki kendine!"
Esra abla ile Selma hanım odanın bir köşesine geçip bir yandan beni azarlayıp diğer yandan gelecek olan düğünün sohbetini yapıyorlardı.Neyse en azından başımdan birileri eksilmişti.
Rüzgara doğru döndüm.Dirseklerini dizlerine dayamış düşünceli bir hali vardı ve ıslaktı.Saçları anlına yapışmış yüzüne tuhaf bir hava katmıştı.Hasta olmazsa iyiydi.
"Rüzgar?" Anında bana döndü.Hızlı bir şekilde gözlerini üzerimde gezdirdi.Bu biraz garipti.
"Islaksın hala havlu al en azından hasta olacaksın yoksa"
Sözlerime karşılık vermemiş onun yerine yavaşça kafasını sallamıştı.Onun bazı hareketlerine anlam veremiyordum.Oldukça değişik bir çocuktu.
Babam taburcu işlemlerini halleder haletmez kendimi eve atmıştım.Esra ablayla birlikte Rüzgar da bizimle birlikte gelmişti.Üstünü ne ara değiştirmişti bir fikrim yoktu ama lacivert yakışmıştı.Evet Rüzgar oldukça yakışıklıydı.Bunu inkar etmezdim.Ne yani yalan mı söyleyelim?
Esra ablanın yapmış olduğu çorbayı içerken Rüzgar da benim gibi yatağımın başlığına dayanmıştı.O çorbasını bitirmişti bile bense halen içmeye çalışıyordum.Yemeklerle aram pek iyi değildi.Güzel yemek yaptığımı söyleselerde yemeyi sevemezdim.
"Neden yalan söyledin?"
Rüzgarın bir anda sorduğu soruyla kaşığımla aramda mesafe kaldı.Artık içemeyeceğimi anladığımda komodine bırakıp direk ona döndüm.Şimdi ona oldukça dikkatli bir şekilde anlatmalıydım yoksa bu sefer kendimi camdan aşağıda bulurdum.
"Aslında yalan söylemedim."
"Seni suya fırlattım Asrın?"
"Bilerek yaptığını düşünmüyorum.O an kendi kontrolünde olamıyorsun.Sinir her insanı zor durumda bırakabiliyor."
"Her insanı mı?"
"Elbette , üzgünüm sinir krizi geçirmek sadece sana özel bir şey değil.Ayrıca olmayan suçu sana atsaydım ailelerimiz bir daha bizi görüştürmezlerdi."
Son cümle kaşları çatılırken ona tatlı bir gülümseme gönderdim.Anında kaşları gevşeyince işi güzel toparlamıştım.
"Teşekkür ederim, Asrın."
Boynuma dollanan kollarla bir an mıhlansamda bende kollarımı beline doladım.Kendine ait erkeksi kokusu burnuma dolarken o tanıdık his yeniden kendini hatırlatmıştı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Elinde
AventuraRüzgar... Öfkesi bedenini esir almış bir hasta.İlgiye aç.Sevgiye aç.Şefkate aç. "Deli" diyorlar."O hasta ona yaklaşma!" diye bağırıyorlar.Gözü dönüyor Rüzgarın...Esip geçiyor arkasında enkazlar bırakarak... Arkasına bakmasa bile öfke yerini pişmanlı...