Beren Sönmez
Elleri elbisemin son düğmesini açtı.Elbisem ayaklarımın ucuna düşerken Kubilay dudaklarını çeneme , oradanda boynuma kaydırdı.Biraz önce elbesimi çıkardığı elleri tüm vücudumda dolaşıyor ve beni kendimden geçiriyordu.Dudaklarının tenime her temasında içimdeki yangın kendini daha da körüklüyordu.Ama hala yapamadıklarım vardı.
"Kubilay.."
Dudakları kulağıma yakın durmuştu.Nefesi tenime değiyordu.Bundan etkilensem bile unutamadığım ve silemediğim anılarım vardı.Buna rağmen Kubilayla ilerlemeye çalışıyor geçmişin pisliğini üzerimden atmaya çalışıyordum.Elleri sırtımdan kalçalarıma doğru ilerlerken daha fazla dayanamayıp kendimi geri çektim.Kubilay afallamış şaşkın yüzüyle bana bakıyordu.Yaşadıklarımın tamamını bilmiyordu.Onunda bilmesi lazımdı ki beni anlamaya bilsin.
Elleri sırtımdan kalçalarıma doğru ilerlerken daha fazla dayanamayıp kendimi geri çektim.Kubilay afallamış şaşkın yüzüyle bana bakıyordu.Yaşadıklarımın tamamını bilmiyordu.Onunda bilmesi lazımdı ki beni anlamaya bilsin.
Elleri yüzümün iki yanını kavradı.Gözleri ne olduğunu anlamaya çalışırmış gibi bakıyor beni iyice güçsüz duruma sokuyordu.Karşısında hala iç çamaşırlarımla olduğumu düşünürsek iyice çıkmaza giriyorduk.Kubilay aklımdakileri okumuş gibi ellerini yüzümden çekip yerdeki elbisemi eline aldı.Küçük bir çocuğu giydirir gibi elbiseyi başımdan aşağı giydirdi.Onun bu kadar anlayışlı olmasını seviyordum.
Ellerimden tutup salona doğru ilerledi.Erenle benim evimdeydik.Koltukta karşı karşıya gelecek şekilde oturtu beni.Parmakları ellerimi sararken ona sahip olduğum için o kadar şanslıydım ki.Derin bir nefes aldım.Herşeyi anlattıp bitirecektim.
"Ege olayını biliyorsun."
İsmini söylememle ikimizde gözle görülür şekilde gerildik.Kubilay çabuk sinirlenen bir insan değildi.Buna rağmen çenesi gerilmiş gözleri sinirden kısılmıştı.
"Gördüğüm kadarını yani o zamanlar sadece arkadaştık biliyorsun.."
"Bunun birde görmediğin kısmı var.." Sevdiğim şekilde sağ kaşı havaya kalkarken bakışlarımı kaçırdım.
"Onun benle olan bütün ilişkisi sadece yatağa kadarmış.."
Sözümü bitirmemle beraber parmaklarımı tutan elleri yumruk haline getirdi.Dişlerini sıkarken gözlerini bu sefer sıkıca yumdu.Kubilay'ın bu haliyle ilk defa karşı karşıya geliyordum.Bu beni biraz korkutsada tepkilerinde haklıydı.
"Yani o seninle-"
"Ne! Hayır!" Böyle düşünmesi olağandı ama olaylar benim isteğimle gelişmemişti.
"O zaman ne! Beren ne saklıyorsun!"
Kubilay'ın suçlayıcı gözleri yüzümde gezerken bir an ne diyebileceğimi şaşırdım.Beni suçlamasını beklemiyordum.
"Ne mi saklıyorum? Tacize uğradım tamam mı! Aldatıldım , kandırıldım."
Kubilay'ın sinirden kısılan gözleri bu sefer şaşkınlıktan açılmıştı.Ağzını açıp kapatıyor ne tepki vereceğini şaşırıyordu.
"Hadi hazırlanalım daha bizimkilerle buluşucaz."
Tepki vermesine izin vermeden koltuktan kalkıp odama hazırlamaya gittim.Dolabın kapaklarını açıp giyecek birşeyler ararken ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum.Elbiseler arasında ellimi gezdirdim.İçimden koca bir yük kalkmış gibi hissediyordum ama hala içimi yiyenler vardı.Kubilay'ın böyle bir tepki vermesini beklemiyordum.Gerçi ne tepki vereceğinide bilmiyordum.Sadece anlatmam gerektiğini en azından birşeyler bilmesi gerektiğini düşündüm.Çünkü Kubilay hayatımın yarısını oluşturuyordu.Biri Eren biri de Kubilay.Gözlerim yanıyordu.Boğazıma yumru oturmuştu.Ağlamak istiyordum.İçimden gelen buydu ama yapamazdım.Şu saçmasapan güçlü kalma olayı vardı.Ege denilen piç için asla ağlamayacağıma söz vermiştim.Asrın'a , Eren'e en öncede kendime.Beni üzen hiçkimse için ağlamayacaktım.Başımı yukarı doğru kaldırıp derin bir nefes aldım.Kubilay'ın şuan kapının arkasında olduğunu biliyordum.Geleceği doğru zamanı bekliyordu.O her zaman anlayışlıydı.Ama konu ben olduğumda ne kadar öfkelendiğini fark ettim.Beni önemsediğini ve değer verdiğini biliyordum.Elbette verecekti!Ben onu seviyordum!Sonunda kapı açıldığında yüzlerimiz karşı karşıya gelecek şekilde ilerledi.Ellerini omzuma sardı.Dokunduğu yer içimi dahi ısıttırken bu sefer beni kendine doğru çekti.Başım boynuna gömülü kaldığında kokusunu derince içime çektim.Tüm bedenim az önce yaşadığım gerginliğe rağmen oldukça rahatlamıştı.Bana hissetirdiklerini seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin Elinde
PrzygodoweRüzgar... Öfkesi bedenini esir almış bir hasta.İlgiye aç.Sevgiye aç.Şefkate aç. "Deli" diyorlar."O hasta ona yaklaşma!" diye bağırıyorlar.Gözü dönüyor Rüzgarın...Esip geçiyor arkasında enkazlar bırakarak... Arkasına bakmasa bile öfke yerini pişmanlı...