Adam hazırladığı masaya son kez baktı. Salata, meze, ara sıcak hepsini özenle yerleştirdiği masada hala bir eksik arıyordu. En son kırmızı şarabı da masaya koyduğunda;"İşte şimdi her şey tamam"diye mırıldandı.
Yatak odasına gitti. Üstünü giyinip aynaya baktı: elini silah şekline getirip ateş eder gibi yaptı. Vurduğu şey sanki kendisiymiş gibi bir adım geriye kaçıp;
"İşte bu adamım"dedi.
Kendini beğendiği her halinden belliydi. Çapkınca dudaklarını kemirmeye başladı. 1.80 boylarında, dalgalı saçlı, kahverengi gözlü yakışıklı biriydi. Yapılı bedenine giydiği beyaz gömleği tam oturmuştu. Siyah pantolon ile tamamladığı kıyafetinin altına, ayakkabı giyip giymeme arasında gidip geldi. Ayakkabı giymese bile giydiği terliklerle misafirinin karşısına çıkamazdı. Terlikleri çıkarıp bir köşeye düzgün bir şekilde koydu.
Acelesi varmış gibi salona adımladığında hazırladığı masanın önünde tekrar durdu. Elini sandalyenin arkasına koydu ve masaya baktı. Baktığı masayı görmediği aşikardı. Gözler kısılmış bakışlar derinleşmiş: çapkınca, dudaklarını kemiriyordu.
Kapının çalmasıyla dudaklarında çarpık bir gülümseme peyda oldu. Adımlarını kapıya yönelttiğinde kapının önündeki aynada kendisine son kez baktı. Gördüğü görüntüsünden memnun olmuş olacak ki dudaklarındaki çarpık gülümseme yüzüne yayıldı. Kocaman gülümseme ile kapıyı açtığında gördüğü kızıl afet nefesini kesmeye yetti.
1.70 boylarında, 60 kilo civarında ki kadın, mavinin en derin tonlarını barındırdığı gözlerini adama dikmişti. Heyecandan sesini zor bulan adam;
"Hoş geldin"diyebilmişdi sonunda.
Kadın dolgun dudaklarının kenarını, yukarıya kıvırıp;
"Hoş bulduk"dedi.
Adamın içeriye davet etmesini beklemeden kapıyı hafif iterek içeriye adım attı. Adam hemen kapıyı kapattı ve kadına döndü;
"Nasılsın canım"diyerek kadının belirgin elmacık kemikli yanaklarından öptü.
"İyiyim canım sen nasılsın?"dedi.
Bu esnada çantasını adama uzatıp üstündeki, trençkotun düğmelerini yavaşça çözmeye başladı. Boyu dizinin altında uzun kollu olan trençkotu sanki filmi, ağır çekimde çekiyormuş edasıyla çıkardığında altındaki elbise adamın yutkunmasına sebep oldu.
Kırmızı elbisenin miniliği dudak uçuklatacak cinstendi. Ayağına geçirdiği topuklu ayakkabı, elbisenin miniliği ile kombinlenince bacak boyu daha da uzun görünüyordu.
Adamın, bacaklarına baktığını görünce, dizini kırıp kalçasını dışarıya doğru çıkardı. Bu hareketi straplez dar elbiseden dolgun göğüslerinin dışarıya fışkırmasını sebep oldu. Adamın gözleri bu kez göğüslerine kaydığında kadın; hafif öne eğilerek göğüslerini dikleştirip seksi bir şekilde çıkardığı trençkotu asması için adama verdi.
Adam aniden eline verilen trençkot ile kendine gelmeye çalıştı. Boğazını temizleyerek;
"Ben de iyiyim teşekkürler... Şöyle geçelim"deyip eli ile salona davet etti.
Elindekini hızla askıya astı ve kadının arkasından yürümeye başladı.
Kırmızı, dar, mini elbisenin altında neredeyse kalçaları görünüyordu. Yürüdükçe kalçası sağa sola gidiyor bu da dar eteğinin yukarıya çıkmasına sebep oluyordu. Adam arkada büyük bir zevkle bu manzarayı izlerken nihayet salona geldiler. Adam tam kalça şöleninin bittiğini düşünürken kadının kanepeye oturma şekli başka şölenlerin başlayacağını anlatıyordu. Oturma esnasında eteği biraz daha yukarıya çıkmıştı. Bir de bacak bacak üstüne attığında ortada mahremiyet namına hiçbir şey kalmamıştı. Kadın, adamın bacaklarına kilitlendiğini görünce cilveli bir hareketle kalçasını hafif yana eğdi. Kadının da izin vermesi sonucu etek biraz daha yukarıya çıkmıştı.Adamın ilk bakışta iç çamaşırı giymemiş düşüncesi kadının kalçasını kaldırması ile son bulmuştu. Kenardan kırmızı ince ip tanga görünüyordu. Adam kadının hemen yanına: aralarında hiç mesafe kalmayacak şekilde oturdu.
"Bugün her zamankinden daha güzel görünüyorsun"
"Teşekkür ederim sen de öyle"deyip adamın üstünde göz gezdirdi.
Boy ve fiziği birbirine oldukça uyumlu adamın, kolunu omzuna attı. Bu hareketle zaten yerinde durmak istemeyen dolgun göğüsleri biraz daha dışarıya taştı.
"Bugün senin doğum gününe özel hazırlandım. Beğenmene sevindim"deyip adamın dudaklarının kenarına küçük bir buse koydu.
Adam, çok acele etmek istemese de yanında kendisini arzulayan seksi kadına, karşı koymak oldukça zordu. Dudaklarının arasından sıcak nefesini kadının kulağına doğru vererek;
"Muhteşem görünüyorsun"dedi.
Daha fazla dayanamayarak elini kadının açıkta bulunan bacağına attı. Yavaşça okşayarak yukarıya çıktı. Bir taraftan boynunu emerken; bir taraftan da bacak arasında bulunan elini kadının vajinasına sürmek üzereyken kadın elini tuttu.
"Şiittt acele etme önce sana vereceğim hediyeye bak"
Adam zorla da olsa, kendini geriye çektikten sonra kadına 'hediye nerede?' der gibi baktı.
Kadın yanında bulunan çantasını açtı ve içinden bir kutu hap çıkardı."Bu da ne?"dedi adam şaşırarak.
"Bugün alacağımız zevki en üst seviyeye taşıyacak olan şey"
"Bebeğim bunu ihtiyacımın olmadığını biliyorsun"
"İhtiyacın var demedim. Bugün doğum günün: özel olsun istiyorum. Araştırdım Bu hapın zararı yok. Sadece bu günü bize unutturmayacak"deyip ayağa kalktı.
Eteğini indirme zahmetinde bulunmadığı için; kalçaları rahatça görünüyordu. Yürürken sağa sola giden kalçaları kanepede oturan adama tekrar bir göz ziyafeti çekti.
Kadın biraz sonra elinde bir bardak su ile geri geldi. Kutusundan iki hap çıkardı. Birini kendi ağzına atıp bir yudum su ile midesine gönderirken diğerini de adamın ağzına koyup elindeki bardaktan su içmesini sağladı.
Dolgun göğüsleri adamı çenesine kadar getirip;
"Hediyemi beğendin mi?"diye sordu.
Adam çenesini yarı açıktı olan dolgun göğüslere sürttü;"Bugünün basit geçmesini ben de istemiyorum"dedi.
Sonra birden kadın için hazırladığı masa aklına geldi. Aç ayı oynamaz misali;"önce yemek yiyelim"deyip kadından ayrılıp ayağa kalktı. Eliyle kadının kalkması için yardım etti.
EMEĞE SAYGI YORUM VE OYLARINIZI ESİRGEMEYİN LÜTFEN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana +18
Non-FictionHikaye +18 dir. Eleştiri yapacaklar uzak dursun. Yaşanmış bir hikayedir