12. bölüm Nerede Kalacağım

6.4K 83 7
                                    

Ayza nereye gideceğini bilemez, yavaş adımlarla sahile geldiğinde bir banka, un çuvalı gibi attı kendini. Ruhunun yorgunluğu bedenine de yansımıştı: dizleri, hafif bedenini taşımakta zorlanıyordu.

Önünden geçen simitçinin sesi ve mis gibi simidin kokusu en son ne zaman yemek yediğini sorgulattı kendine. Sabah, yaş pasta yaparken birkaç lokma yemişti ve şu an saat yediyi geçiyordu. Açlık hissetmese de dizenin titremesini engellemek için bir şeyler yemesi gerektiğini düşündü.

"Simitçi"diye seslendi.
Yemek için şu an daha iyisini düşünemedi.

Simitçi Ayza'ya doğru adımlarken Ayza, arkasından tanıdık bir ses duydu.

"Bence akşam yemeği bir simit ile geçiştirilmemeli"

Ayza sesi duyduğuna nedensizce mutlu oldu. Kendisinden habersiz yüzünde anlam veremediği gülümsemesi ile;
"Az önce taksiye binmek üzere olan biri vardı"dedi.

Sancar, yavaş adımlarla gelip banka oturdu.
"O kişi buralarda yalnız başına dolaşan mutsuz güzel bir kadın gördü"

Simitçi yanlarına kadar gelmişti: hiç acelesi yokmuş gibi başlarında dikilip;
"Abla simit alacak mısın?" Diye sordu kalın sesiyle.

Sancar simitçiye bakıp;
"bir tane simit satacaksın diye böylesine güzel bir hanımla akşam yemeği yeme fırsatımı kaçırıyorum"

Simitçi bu tepki karşısında neye uğradığını şaşırdı. Ayza'ya baktığında gülümsemesini ne kadar gizlemeye çalışsa da parlayan gözleri sevincini ele veriyordu. Bu durumdan memnun olduğu açıkça belliydi. Simitçi, gevrek gevrek gülerek;
"Ben size mutluluklar dilerim en iyisi"dedi ve simit satamadığını üzülmeden gitti.

Giden simitçinin ardından tebessüm ile bakarken"rezil olduk"dedi.

"Bence rezil olmadık... Onu bir daha görmeyeceğiz... Olaya bir de böyle bak"

"Seni de bir daha göreceğimi sanmıyordum ama buradasın"

"Şansımı kendim yaratayım dedim"dedi ve tebessüm etti. Sonra ciddiyete bürünüp;"ne yapıyorsun burada Ayza?"diye sordu.

"Düşünüyorum... Sadece düşünüyorum..."

"Düşünmek için güzel yer... Yorgun görünüyorsun eve gidip dinlenmen lazım. Yarın çok zor bir gün olacak"

"Evet eve gidip dinlenmem lazım... Kocam ve karının sevişirken öldüğü yatağa yatıp mışıl mışıl uyuyarak dinlenmeliyim"

Bu kinaye karşısında Sancar yüzünü buruşturdu. Ona eve git demenin ne kadar büyük bir hata olduğunu ancak fark edebildi.

"Ailen nerede yaşıyor?"

"Yurt dışında"

Sancar taşları ancak yerine oturttabildi. Ayza'nın gidecek yeri olmadığı için burada oturduğunu anlamıştı. Komiser Sedat'a, korkularının olduğunu, bu yüzden evinin kapısını titanyumdan yaptırdığını söylerken duymuştu. Bu da bir otele ya da başka bir yere neden gidemediğini açıklıyordu.

"Ben de eve gitmek de zorlanıyorum. Keşke eve gidip yemek yiyebileceğim bir arkadaşım olsaydı"

"Bu bir davet mi?"

"özel yapım titanium kapım yok ama beni hırsızlardan koruyan çelik kapım var"

Daveti almış, daveti kabul edilmesi için ikna çabaları bile başlamıştı. Daveti reddetmek tamamen mantıksız olacaktı. Bu yüzden;
"Çelik kapı da iş görür"diyerek daveti kabul etmiş oldu.

Güven Bana +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin