Ayza, Sancar'ın bu hareketine şaşırsa da belli etmedi. Yanında yatıp yatmama konusunu da sadece iki saniye kadar düşünüp kararını verdi.
Yavaş adımlarla kanepeye yaklaşıp oturdu, arkasını dönüp Sancar'ın kendisine ayırdığı koluna yattı. O yatınca Sancar battaniyi ikisini de kapatacak şekilde örttü. Üstte kalan elini Ayza'nın ince beline sarıp tek hareketle Ayza'yı kendine yapıştırdı.
Saçlarını derince koklayıp "çok güzel kokuyorsun" dedi fısıltılı çıkan sesi ile.
Ayza bu durumdan rahatsız olmuş gibi kendini çekmeye çalışınca, Sancar onu daha sıkı tuttu.
"Şttt... Sabaha birkaç saat kaldı artık uyu"
Sancar'ın güven veren fısıltılı ses tonu battaninin altındaki sıcaklığı, Ayza'ya emin ellerde olduğunu hissettirdi. Gözlerini kapatırken son hatırladığı şey Sancar'ın iki kolu ile kendisini sımsıkı sarması oldu.
Sabah olduğunda neredeyse Sancar'ın üstüne yıkılmış bir şekilde gözlerini açtı. Başını Sancar'ın göğsüne koymuş saçları ise üstünü örtmüştü. Kolunu kaçmasın der gibi beline sarmış ayağını, onun bacaklarına dolanmıştı.
Ayza bu haline utandı. Yeni tanıdığı bir adama bu denli sarılmak tuhafına gitmişti. Ona, onun meraklısıymış gibi hissettirmemek için yavaşça başını kaldırdı. Uyuduğunu görünce önce ona sıkıca sarılan kolunu, ona hissettirmeden çözmeye çalıştı. Parmaklarını tek tek üstünden kaldırmaya başladı; bunu başardığında ayağını doladığı yerden sakince kaldırdı. En son vücudunu da ona hissettirmeden kaldırıp oturur şekli aldı.
"Şttt kalksana uykucu... Bugün çok işimiz var" dedi.
Sancar önce tek gözünü açıp sonra diğer gözünüde açtı.
"Sana da günaydın"dedi."Tipe bak ya... Tipine bakmadan bir de bana laf sokmaya çalışıyor sabah sabah"
"Tipimi beğenmeyene bak! Az önce üstümde yatıyordu"
Ayza bu sözden sonra yutkundu; kızarmaya başladı. Ona hissettirmemek için koca bir uğraş boşa gitmişti. Onun utandığını anlayan Sancar biraz daha üstüne gitti.
"Anlamayayım diye yavaş yavaş kalkman yok muydu, zor tuttum kendimi gülmemek için"
Ayza yüzünü saçları ile gizleyerek "pisss"dedi ve ayağa kalktı. Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı sonra yatak odasına gidip kendi kıyafetlerini giydi.
Sancar da yatağı toplamış odanın önünde onun işinin bitmesini bekliyordu. Ayza çıkınca;
"Kahvaltı yapalım hemen çıkma"dedi."Kahvaltıya vaktim yok... Acil eve gitmem gerekiyor. Hasan'ın annesi gelmeden evdeki bütün delilleri temizlemeliyim. Öğleden önce gelir"
"Tamam ben de çıkacağım, Yeliz'in ailesine durumu kendim diyeceğim"
"Zor bir gün bizi bekliyor"
Sancar da üstünü değiştirdikten sonra birlikte evden çıktılar. Ayza Sancar'a "hoşçakal" diyerek bulduğu ilk taksiye bindi. Sancar da Yeliz'in ailesine söylemek üzere yola koyuldu.
Ayza eve gidince telaş içinde önce yatak odasına gidip seri bir şekilde çarşafları değiştirdi. Çıkan çarşafları çöpe attı. Kocasının Yeliz için hazırladığı masayı topladı. Etraftaki Hasan'ın fotoğraflarına bakmamaya çalışıyordu. Bakarsa Sancar'ın evinde olduğu gibi hepsini çöp poşetine doldurabilirdi. Bunu Hasan'ın annesine açıklayamayacağı için kendini tuttu. Mutfağa gidip bulaşıkları makineye yerleştirirken, kendi yaptığı yaş pasta bulaşığını görünce tutmaya çalıştı öfkesi küçük çapta patladı. Buzdolabını açıp kalan yaş pastayı çöp poşetine attı. Kapıcıyı arayıp;
"Evimden acil olarak çöpü alabilir misiniz"dedi.
Kapıcıya daha önce birçok konuda yardımcı olduğu için bu isteği kendine çok görmez diye düşündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Bana +18
SaggisticaHikaye +18 dir. Eleştiri yapacaklar uzak dursun. Yaşanmış bir hikayedir