ten

3.4K 447 75
                                        

‘’Daha hızlı Jungkookie!’’

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


‘’Daha hızlı Jungkookie!’’

Salıncaktaki kız kahkahaları arasından seslendiğinde yüzündeki gülümseme genişledi, kendine doğru gelen salıncağı çok fazla güç kullanmadan daha yükseğe hareket etmesi için ittirdiğinde sıkıca tutunan küçük parmaklara baktı. Seol’ün saçları hafif esintide havalanıyor, küçük kızın kahkahaları rüzgârın sesine karışıyordu. Kar yağışlı ve soğuk geçen on günün ardından Seoul bugün güzel, parlak ve hafif esintili bir havaya sahipti; annesi hastaneye gittiği için küçük Seol ile ilgilenmek ona kalmıştı ve bu güzel havanın tadını çıkarmadan olmazdı. Kendine doğru gelen salıncağı yeniden hızlıca itti, hemen yanlarına gelmiş küçük bir erkek çocuğu kenara geçerek sırasını beklerken salıncağı sallamaya bırakmıştı, Seol bineli neredeyse yarım saat oluyordu ve kolları da artık kendinde güç bulmakta zorlanmaya başlamıştı. Salıncaktan inen kardeşinin birbirine girmiş saçlarını parmaklarını arasında gezdirerek düzeltti, ‘’Ben kaydırakta kayacağım.’’ Diyerek hızlıca koşmaya başlayan Seol’ün arkasından giderken çalmaya başlamış olan telefonunu cebinden çıkardı, kapalı kaydırağa giden Seol’den bakışlarını ayırmadan açtı telefonu.

Taehyung’un sesini duymak, içini hiç olmadığı kadar rahatlatmıştı ve iki gün önceki anıları gözünün önüne gelirken telefonun ardındaki nefes sesleri iç çekmesine sebep oldu. ‘’Taehyung, nasılsın?’’ diye sordu, kaydırağın ucunda durarak kendisine doğru gelen Seol’ü yara almadan karşılamak için eğilmişti. ‘’İyiyim, sesinden iyi olduğunu anladım. Ne yapıyorsun? Çocuk sesleri mi duyuyorum?’’ Seol kahkahalarla kucağına geldiğinde hemen kalkmış, yeniden kaydırağın merdivenlerine doğru koşarken, ‘’Evet, Seol’ü parka getirdim, hava çok güzel. Sen ne yapıyorsun?’’ diye sordu, Seol bir çocuğu arkasında sırasını beklerken ona el salladı. Küçük kızın minik eli ona karşılık verdiğinde yerinde zıpladı ve bu küçük kızın gülüşlerinin kulağına gelmesine sebep oldu. ‘’Evde oturuyorum, çok sıkıldım.’’ Taehyung’u dudaklarını büzmüş ve yanaklarını şişirmiş bir hâlde hayallerine resmetmek onun için iyi olmamıştı, tüm vücudu özlem ile kıvranırken, ‘’Bize eşlik etmek ister misin?’’ diye sordu, içinden kabul etmesi için yalvarıyordu. Taehyung’un neşeli onaylayan mırıltıları içinde gülümsedi, ‘’Kiminle konuşuyorsun sen?’’ Seol, ellerini beline koymuş bir şekilde hesap sorarken kıkırdadı, ‘’Seni harika bir abi ile tanıştıracağım, bunu ister misin?’’ diye sordu küçük kıza. Taehyung’un kıkırtıları kulağına dolarken, ‘’Sevgilin mi var senin?’’ diye bağırdı Seol, Jungkook ne yapacağını bilemez şekilde küçük kıza susmasını işaret ederken, ‘’Bizim evin üç sokak altındaki bir parkta bekliyoruz.’’ Dedi Taehyung’a. Telefonu kapattığında Seol’e dönerek küçük kıza baktı, abisinin kendisini azarlayacağını anlayan küçük kız koşmaya başladığında Jungkook da onu yakalamak için etrafında koşuşturmaya başladı, bir ara neden koştuklarını unutmuş bir şekilde gülerek oyuncakların etrafında koşturuyorlardı.

Onun birkaç kez içten gülümsemelerini görmüş olsa da parkın etrafında kahkaha atarak koşuşturmaya başlayan Jungkook’u görmek, içindeki özlemi daha da körüklerken gidip ona sarılmak, kolları arasına almak ve nerede olduğunu unutmasını sağlayacak kadar öpmek istiyordu. Küçük kız nefes almak için durduğunda ona baktı Taehyung, kendi bacak boyuna bile gelmiyordu, üzerinde iki tavşan deseni olan kırmızı bir kazağı ve kot pantolon giymişti. Gri yağmurluğu o koştukça arkasında bir pelerin gibi açılıyordu. Boncuk gözleri, dişleri ve siyah saçları ile küçük bir Jungkook’tu adeta. Bakışlarını yukarı kaldırdığında kendisine gülümseyerek bakan Jungkook ile karşılaştı, iç çekerek ona doğru yaklaşarak adım atmaya başladığında Jungkook da kendisine doğru geliyordu. Kollarını onun boynana dolarken beline sarılan kollar ile başını kendisinden daha kalıplı olan küçüğünün omzuna yasladı. Kokusunu ve varlığını o kadar özlemişti ki ondan bir an olsun ayrılmak istemiyordu, nasıl yaşamıştı bu zamana kadar onsuz?

nighttime walk | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin