16- Karmaşık Duygular

18 2 1
                                    


Seokjin kafası son derece karışık bir şekilde okulun devasa kütüphanesine gittiğinde saat neredeyse beşi gösteriyordu. İki saat önce Hyung Shik'in söylediği cümleler kafasında dönüp durmuş ve onu bir hayli düşündürmüştü.

Seokjin kütüphanenin ikinci katına çıktığında Namjoon'u kendisine yolladığı mesajda söylediği gibi sol tarafın en sonundaki masada kendisini beklerken buldu.

Seokjin yavaş adımlarla gri saçlının yanına ilerlemiş ve Namjoon onu görür görmez oturduğu yerden ayağa kalkmıştı. Seokjin onunla göz göze geldiğinde ise istemsizce utandığını hissetti. Hepsi Hyung Shik denen o baş belası yüzündendi. Seokjin'i saniyeler içinde rezil etmiş ve bununla da yetinmeyip gitmeden önce söyledikleriyle kafasını da allak bullak etmişti. 

"Selam." dedi gergince gülümseyerek, Namjoon'un yanında durduğunda. 

"Selam."

Seokjin siyah sırt çantasını sandalyenin arkasına asıp montunu çıkartmış ve yan tarafına bırakmıştı. Hemen ardından Namjoon'un sağ tarafındaki sandalyeye oturdu. Masanın üzerinde birkaç tane matematik kitabı ve Namjoon'un önünde de üst üste dizilmiş not kağıtları duruyordu. Seokjin not kağıtlarını almış ve Namjoon'un yazdığı şeyleri dikkatlice incelerken aralarındaki sessizliği bölmüştü.

"Sana nasıl yardımcı olmamı istersin?" diye sordu elindeki kağıtları incelemeyi bitirdikten hemen sonra. Not kağıtlarını masanın üzerine tekrardan bırakmış ve hemen arkasından sol tarafında oturan Namjoon'a bakmıştı.

"Ee şey.." dedi Namjoon çantasından bir defter çıkartırken. Daha sonra da defterin sayfalarını hızlıca karıştırmış ve istediği yerde durmuştu. Parmağıyla sayfanın bir yerini işaret ederken konuşmaya devam etti. "Şu konuyla ilgili hiçbir fikrim yok."

Seokjin onun gösterdiği yere bakıp, daha sonra da çantasındaki boş A4 kağıtlarını aralarına yerleştirdi. Hemen arkasından kalemliğini çıkartmış ve içindeki kalemlerden bir tanesini almıştı. 

"Pekala." dedi hemen yanında oturan Namjoon'a bakarken. "Şimdi beni dikkatlice dinle."

Seokjin bir öğretmen edasıyla konuştuğunda Namjoon gülümseyerek başını sallamış ve hemen sonra Seokjin'i pür dikkat dinlemeye koyulmuştu. Seokjin konuyu özenli bir şekilde tüm ayrıntılarıyla anlatırken bir yandan da boş kağıda Namjoon'a yardımcı olacak notlar yazıyordu. 

Yaklaşık bir saat geçmiş ve Seokjin onun anlamadığı tüm noktaları net bir şekilde açıklamıştı. Namjoon hiçbir dikkat dağınıklığı belirtisi göstermeden onu dinliyor ve arada bir de kendi defterine kısa notlar alıyordu. Seokjin açıklamasını bitirdiğinde, masadaki kitaplardan birini almış ve sorulan sorular üzerinden tekrardan geçerek, konuyu daha anlaşılır bir şekilde açıklamıştı. Konu anlatımı bittiğinde ise hafifçe boğazını temizledi.

"İşte bu kadar." dedi gülümseyerek Namjoon için ortalarındaki kağıda son bir not daha yazarken. İnci gibi yazısı beyaz kağıdın üzerinde oldukça dikkat çekici görünüyordu. "Anlamadığın başka bir yer var mı? Ya da tekrardan anlatmamı istediğin bir şey?"

Seokjin kağıda dikkatlice not yazmaya devam ederken bir yandan da Namjoon'un cevabını bekledi. Fakat nedense yan tarafındaki gri saçlı olandan herhangi bir yanıt gelmemişti.

Seokjin son cümleyi de yazmış ve hemen arkasından sol tarafına doğru dönmüştü. Gözleri, döner dönmez Namjoon'un kahve gözleriyle buluştu. Fakat gri saçlı olan herhangi bir yanıt verecekmiş gibi durmuyordu. Zira Namjoon sol kolunun dirseğini masaya koymuş, sol yanağını da avucuna yaslayarak Seokjin'e bakmakla meşguldü. Seokjin onun bakışları karşısında bir an için baştan ayağa kızardığını düşünmüştü.

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin