26- Beş Dakika

47 2 0
                                    


Seokjin aynanın karşısında kendi yansımasını süzerken, Taehyung ise onun gardırobunu karıştırmakla meşguldü. Taehyung abisinin randevuya çıkacağını öğrendiğinden beri her şeye canavarca el koymuştu. Sabahtan beri Seokjin'in ondan izinsiz nefes bile almasına müsaade etmiyordu. Seokjin cinnet geçirmenin eşiğindeydi fakat kardeşine laf geçiremeyeceğini bildiği için her şeyi akışına bıraktı.

"Bunu giyeceksin." dedi Taehyung elinde tuttuğu mavi, uzun kollu, penyeyi havaya kaldırırken. Daha sonra ise penyeyi yatağın üzerine bırakmış ve gardırobun içinde yaptığı keşfe hız kesmeden devam etmişti. Seokjin, Taehyung'un yatağa bıraktığı tişörtü giyerken, Taehyung bu kez de koyu renk bir kot pantolon çıkardı. "Ve altına da bunu."

Seokjin üstündekini giydikten sonra kot pantolonunu kardeşinin elinden almış ve Taehyung da bu kez Seokjin'in diğer taraftaki çekmecelerini karıştırmaya koyulmuştu.

Az sonra Seokjin kot pantolonu yatağına bırakıp daha sonra da çekmecelerini hızlıca karıştıran kardeşinin başında dikildi.

"Yah Taehyung! Dikkatli ol biraz. Darmadağın yaptın her yeri."

"Buldum!" dedi Taehyung çekmeceden çıkardığı bilekliği sanki çok önemli bir şey bulmuş gibi havaya kaldırıp gülümserken. Abisinin serzenişini tabi ki zerre kadar takmamıştı. Kocaman gülümsemeye devam etti ve daha sonra da bilekliği abisine uzatıp emretti. "Bunu tak."

Seokjin gözlerini devirme dürtüsüne engel olmaya çalışarak kardeşinin uzattığı bilekliği de almış ve dikkatlice koluna takmıştı.

"Tamam. Her istediğini yaptım." dedi Taehyung'u odasından dışarıya doğru itekleyerek. "Ve artık sana ayrılan sürenin sonuna geldik. Git şimdi."

"Kot pantolonu da giy."

"Giyeceğim." dedi Seokjin kardeşini dışarı itmeye bir son verip, kapıyı kapatmadan önce. "İzin verirsen eğer.."

Bunun üzerine Taehyung onun yanağından hızlıca bir makas almış ve daha sonra da sırıtarak abisini geride bırakıp salona doğru yürümüştü. Seokjin ise onun arkasından gülümseyip kafasını iki yana salladı.

Birkaç dakika sonra Seokjin, Taehyung'un onun için seçtiği kot pantolonu da üzerine geçirmiş ve saçlarını tarayıp odasından çıkmıştı. Taehyung koltuklardan birinde otururken, yanına gidip ona çıkacağını haber verdi.

"Gidiyorum ben."

"Dur!" dedi Taehyung hemen ellerini havaya kaldırıp gözlerini kocaman kocaman açarak. "Önce seni son bir kez kontrol edelim."

Taehyung, Seokjin'in etrafında yavaş adımlarla bir daire çizdi ve onu incelerken de oldukça ciddi bir ifadeye büründü. Seokjin ise onun bu moda ikonu tavırlarına derin bir nefes vererek karşılık vermişti.

"Bitti mi incelemen Coco Chanel?" diye sordu alaycı bir tavırla kardeşine bakarken. Taehyung ise her zamanki gibi onu dinlemeden konuşmuştu.

"Kıyafetler tamam. Aksesuarlar tamam. Saçlar güzel. Ve parfüm de sıkılmış." dedi Taehyung bilmiş bir şekilde kafasını aşağı yukarı sallayarak sırıtırken. "Eveet.. İlk randevuna hazırsın Kim Seokjin."

Taehyung abisini baştan aşağı dikkatlice incelerken Seokjin kol saatine bakıp mızmızlanmıştı.

"Artık gidebilir miyim o halde?" diye sordu gülümseyerek. "Geç kalıyorum da."

"Tamam tamam." dedi Taehyung onaylayarak. "Ama önce bir fotoğrafını çekeyim dur. Bu olağanüstü anı belgelemem lazım. İlerde yavrularıma anlatacağım."

Seokjin oflamış Taehyung ise onu her zamanki gibi umursamayarak telefonunu çıkarıp onun birkaç tane fotoğrafını çekmişti. Hemen sonrasında ise ekrana bakıp ağlarcasına konuştu.

"Tanrım! Abim resmen randevuya çıkıyor. Aciz ölümlü gözlerim bu günleri de mi görecekti? Yemin ediyorum çok duygusalım şu an, dokunsan ağlarım. Tüylerim diken diken oldu bak."

"Saçma sapan konuşma." dedi Seokjin kardeşinin bu alaycı dramatizmine göz devirirken. "Bir şeyi de abartmasan ölürsün değil mi?"

"Sen anlamazsın." dedi Taehyung yalancı gözyaşlarını silerek. "Abim büyüdü de yuvadan uçuyor."

"Off!" dedi Seokjin arkasını dönüp salondan dış kapıya doğru yürürken. "Seni bu saçma dramınla baş başa bırakıyorum drama queen. Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz." dedi Taehyung neşeli bir ifadeyle abisini kapıya kadar geçirirken. "Hadi göreyim seni. Kim Seokjin olmanın hakkını ver ve ağına düşür onu."

"Salak mısın Taehyung?"

"Doğru, benimki de salaklık." dedi Taehyung kocaman sırıtarak. "Zaten çoktan ağına düşmüş de kölen olmayı bekliyor."

"Hoşça kal Taehyung."

Seokjin kardeşine daha fazla dayanamayarak ayakkabılarını ayağına geçirdi ve daha sonrasında da el salladı. Fakat dışarı doğru tam da bir adım attığı sırada Taehyung onu yeniden durdurmuştu.

"Abi?"

"Efendim?"

"Hemen öptürme."

"Ne?!"

"Gecenin sonuna kadar bekle." dedi Taehyung, Seokjin'in şaşkın bakışlarına aldırmayarak. "Biraz kıvransın önce. Sonra kapıda öptürürsün."

"Taehyung kes saçmalamayı da içeri gir artık."

"Sen benim dediğimi yap." dedi Taehyung ciddi bir ifadeyle direterek. "Rahibe Teresalığın da tutmasın ayrıca. Kaç aydır yan yanasınız. Kurumuştur çocuk. Bak bak nereye kadar?"

"Tae!"

Seokjin en sonunda sabrı taşıp bağırdığında Taehyung kıkırdamış ve daha sonra da içeri girmeden önce abisine parmaklarıyla kalp yapmıştı.

"Ben de seni seviyorum Kim Muhteşem Seokjin."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin