19- Eve Dönüş

18 3 0
                                    

Seokjin'in büyük annesini hastaneye ikinci götürüşünün üzerinden tam bir hafta geçtikten sonra anne ve babası işlerini yoluna koymuş ve sürpriz bir şekilde eve geri dönmüştü. Seokjin onları oldukça özlemişti. Bu yüzden uzun bir süre ikisiyle de hasret giderdikten sonra eşyalarını toplamaya girişti ve daha fazla ders kaçırmadan evvel Seoul'e dönmesi gerektiğini söyleyip çiftlik evinden ayrıldı.

Büyük annesi şimdi çok daha iyiydi. Büyük babası ise gitmeden önce onu sıkıştırmış, yeniden aynı konuyu açarak Namjoon'un rütbesini yükseltmesini söyleyip durmuş ve Seokjin'in başının etini yemişti. Seokjin iki buçuk saatlik bir uçuşun ardından hava limanında bavulunu beklerken o konuşmaları hatırlayıp kendi kendine gülümsedi. Telefonunu açtığında ise Namjoon'un mesajları arka arkaya bildirimlerine düşmüştü.

'Seokjin bugün nasılsın?'

'Hey, büyük annen iyidir umarım.'

'Yine telefonunu evde unutmadın öyle değil mi?'

'Telefonun neden kapalı? Açtığında beni arar mısın?'

'Tanrım! Cidden beni endişelendirmek için yaratılmışsın.'

Son mesaj birkaç dakika önce atılmıştı. Seokjin bavulların dönüp durduğu yürüyen bantı dikkatlice kontrol etmiş ve kendi bavulunun henüz ortalarda olmadığını anladığında hızlıca Namjoon'a mesaj atmıştı.

'Hey!'

Mesajı gönderdikten tam iki dakika sonra telefonunun zil sesi çınlayarak kulaklarına ulaştı. Ve Seokjin ekrana bile bakmadan onu arayanın Namjoon olduğunu biliyordu.

"Selam Namjoon."

"Yakında beni endişelendirmekten zevk aldığını düşünmeye başlayacağım."

"Öyle bir zevk anlayışım yok." dedi Seokjin gülerek. "Bence sen biraz fazla endişelisin. Azıcık rahatlasan mı acaba?"

"Denerim." dedi Namjoon hoşnutsuz bir ses tonuyla. Bu ton Seokjin'e oldukça tatlı gelmişti. "Ne yapıyorsun?"

"Annemler bu sabah geldi. Ben de hava limanındayım."

"Ciddi misin? Dönüyor musun?"

Seokjin onun bu heyecanlı sesine kıkırdadı. Namjoon yeniden endişeli ve sinirli adamdan, küçük bir çocuğa dönüşmüştü. Onun içinde barındırdığı bu birbirine taban tabana zıt iki ruh hali Seokjin'i eğlendiriyordu.

"Döndüm bile." dedi Seokjin kocaman sırıtarak. Sonra da alaycı bir tavırla ekledi. "Sürpriz!"

"Bir dakika, bir dakika.. Şu anda cidden Seoul'da mısın?"

"Evet."

"Yah! Neden bana haber vermedin?!" dedi Namjoon huysuz bir şekilde söylenerek. "Seni hava limanından almaya gelirdim."

"Sorun değil. Bir taksiye atlayacağım."

"Kim Seokjin sen cidden imkansız birisin."

"Yengeç'i buraya kadar yormak istemedim." dedi Seokjin esprili bir şekilde. "Ona iyi bakman gerek. Hastalanmasını istemeyiz öyle değil mi?"

"Yengeç şu an en az benim kadar kızgın sana."

"Hadi ama Namjoon.." dedi gülerek bavulunu yürüyen bantın üzerinden yakaladığında. "Huysuzluk etme."

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin