11- Yengeç

19 2 0
                                    

Seokjin saat tam 12'ye beş kala kampüsün devasa giriş kapısının önündeydi. Sol bileğindeki saatini kontrol edip geç kalmadığından emin olduktan sonra derin bir nefes vermişti. Birilerini bekletmekten hiç hoşlanmazdı. Beklemekten de.. Bu nedenle saat tam 12 olduğunda yanında biten Namjoon'u gördüğüne bir hayli sevinmişti. Namjoon da onun gibi dakik biriydi anlaşılan.

"Merhaba." dedi gülümseyerek kendisine yaklaşan Namjoon'u selamlarken. Gri saçlı olan da gülümsemiş ve gamzeleriyle Seokjin'e güzel bir görsel şölen sunmuştu. Seokjin gamzelerden bu derece etkilendiğini onu tanıyana kadar bilmiyordu.

"Merhaba Seokjin."

Namjoon nihayet Seokjin'in yanında durduğunda Seokjin onu incelemeyi bıraktı. Gri saçlarını hafifçe geriye atmış ve üzerine saçlarıyla aynı renk bir tişört, altına siyah bir pantolon ve Seokjin'i sapıktan kurtardığı gecedeki deri ceketini giymişti. Seokjin istemsizce onun tehlikeli çocuk imajının ona bir hayli yakıştığını düşündü.

"Ee? Diğer gönüllüler nerede?"

"Onlar çoktan alana gittiler." diye açıkladı Namjoon gülümsemeye devam ederken. "Normalde herkes direkt söylenilen alanda buluşur. Ama bugün senin ilk günün. Bu nedenle bu projenin kurucusu olarak sana eşlik etmem gerek."

"Ah.." dedi Seokjin mahcup bir ifadeyle Namjoon'a bakarken. "Keşke söyleseydin. Buraya kadar beni almak için mi geldin?"

"Sorun yok." dedi Namjoon gülümseyerek ellerini sallarken. "Bu benim kişisel tercihim."

"Pekala. Teşekkür ederim." dedi Seokjin de onu onaylarken. "Nereye gidiyoruz?"

"Önce karşıya geçelim." dedi Namjoon eliyle caddenin karşı tarafını işaret ederek. Sonrasında yaya geçidinden yararlanarak karşıya geçmişler ve gördükleri ilk sokağa girmişlerdi.

Namjoon kırmızı bir arabanın arkasındaki park halinde olan motora doğru yürürken Seokjin onu izledi. Hemen ardından Namjoon motora oturdu ve ardından motorun arka tarafından çıkardığı beyaz kaskı nazikçe Seokjin'e doğru uzattı.

"Hadi canım." dedi Seokjin gözlerini kocaman açarak. "Bana bu şeye bineceğimizi söyleme."

Namjoon Seokjin'in bu haline kıkırdamış ve daha sonra da eliyle üzerinde oturduğu motoru işaret etmişti.

"Tamam, önce sizi tanıştırayım. Seokjin bu motorum Yengeç. Yengeç, bu da Seokjin."

Namjoon Seokjin'le motorunu tanıştırdığında Seokjin bu sanki çok normal bir şeymiş gibi onu izledi. Tanrı aşkına az sonra bu adamın motoruna binecekti ve daha şimdiden onun ruh sağlığından şüphe duymaya başlamıştı.

"Memnun oldum Yengeç." dedi Seokjin alaycı bir ifadeyle. "Seni üzmeyi hiç ama hiç istemem ama sana binip yolculuk yapmam mümkün değil maalesef. Lütfen beni affet. Daha ilk tanışmamızda seni reddetmek istemezdim."

Seokjin'in sözlerinden sonra Namjoon koca bir kahkaha patlatmış ve hemen ardından oturduğu yerden kalkıp Seokjin'in tam karşısında durmuştu.

"Korkma, gayet güvenli bir yolculuk olacak. Söz veriyorum."

"Korkudan arkanda can verdiğimde de böyle söyleyebilecek misin acaba?"

"Merak etme Seokjin." dedi Namjoon güven veren bir gülümsemeyle. "Yengeç ve ben ölmene izin vermeyiz."

Seokjin kararsız bir ifadeyle dikilmeye devam ederken Namjoon elindeki beyaz kaskı Seokjin'e doğru uzatmış ve hemen ardından ona güven veren bir gülümseme hediye etmişti.

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin