Ertesi gün Seokjin ve Yoongi, Jimin'in gelmesini beklemiş ve Jimin evden çıkarken abisine yakalanınca, Yoongi evde histeri krizleri geçirmişti. Neyse ki Jimin bir şekilde abisini atlatmayı başarıp akşam saatlerinde sevgilisinin evine gelebilmeyi başarmıştı.
Şimdi Yoongi ve Jimin kanepede el ele otururken, Seokjin önlerinde bir sağa, bir sola doğru volta atıyordu.
"Abimi ilişkimiz için ikna edecek o mükemmel planını duymak için sabırsızlanıyorum hyung." dedi Jimin gözleri kaybolana kadar gülümseyerek Seokjin'e bakarken.
Seokjin onun gördüğü en tatlı insan olduğunu düşündü tam da o an. Jimin o kadar sevgi dolu ve iyimser bir insandı ki, Seokjin onunla daha ilk tanıştığı andan itibaren çok iyi anlaşacaklarını fark etmişti. Ve beklediği gibi de olmuştu. Artık Jimin de onun kardeşi gibiydi. Ve Yoongi'nin mutluluğu Seokjin'i oldukça mutlu ediyordu. Bu nedenle onları kavuşturmak için kollarını sıvamış ve müthiş bir fikir bulmuştu.
"Evet." dedi Yoongi sabırsız bir ifadeyle. "Söyle bakalım şu fikrini."
"Söyleyin bakalım dünyanın en huysuz insanı bile olsa, bir insanı değiştirebilecek, onu daha iyi biri haline getirebilecek tek şey nedir?"
Seokjin bir öğretmen edasıyla sorduğu sorunun cevabını almak için karşısındaki ikiliyi süzdü. Jimin konsantre olmuş bir şekilde soruya yanıt ararken, Yoongi gözlerini devirmişti.
"Tanrı aşkına Seokjin, öğretmenlik egonu başka yerde tatmin eder misin?"
"Nankör." dedi Seokjin kaşlarını çatarak. "Ben senin mutluluğun için planlar yapayım, senin şu yaptığın muameleye bak. Ben bunları hak etmiyorum Yoongi."
"Tamam balım, tamam." dedi Yoongi sabır dileyerek iç çekerken. "Sen dünyadaki en iyi, en cefakar, en vefa dolu arkadaşsın. Oldu mu?"
"Oldu." dedi Seokjin pis pis sırıtarak. Bunun üzerine Yoongi hemen sabırsızca söylendi.
"Hadi anlat o zaman!"
"Tamam tamam, anlatıyorum." dedi Seokjin ciddiyete dönerek. "Bir insanı değiştirebilecek en önemli güç aşktır."
"Ee? Yani?"
"Yanisi şu, Jimin'in abisini biriyle tanıştırıp, baş göz edeceğiz. Böylelikle size sarmaktan vazgeçip, kendi sevgilisiyle ilgilenecek." diye açıkladı Seokjin bilmiş bir ifadeyle gülümseyerek. Daha sonra da Jimin'e baktı. "Senin abinin tüm bu huysuzluğunun tek bir sebebi var tatlım. Sevgilisinin olmaması. Adam belli ki boşluktan seni takip ediyor. Birini bulursa eğer, sevgilisiyle fingirdeşmekten senin adını dahi hatırlayacağını sanmıyorum."
"Oha çok mantıklı." dedi Yoongi gözleri parlayarak. Daha sonra da arkadaşına büyük bir sevgiyle baktı. "Jinnie hatırlat da bir ara seni alnından öpeyim."
"Önlenemez bir zekam olduğunun farkındayım Yoongi. Teşekkür ederim."
Seokjin kendinden emin bir gülümsemeyle arkadaşına bakarken, Jimin biraz düşünceliydi.
"Peki nasıl olacak bu iş?" diye sordu Yoongi hemen sonrasında. "Bunu söylediğim için kusura bakma Jiminie ama abin huysuz hıyarın teki. Kim çeker ki onu?"
"Elbet çevresinde onu da çekecek birisi vardır." dedi Seokjin tekli koltuklardan birine otururken. "Sonuçta her topal satıcının, bir kör alıcısı vardır."
"Doğru."
"Abinin çevresinde uygun birileri var mı Jimin?" diye sordu Seokjin meraklı bakışlarla Jimin'i süzerken. "Yoksa da ben birilerini bulurum. Nefes alsın yeter mantığıyla hareket eden bir sürü insan tanıyorum."
