20- Güzel Bir Gece

15 2 0
                                    




Burun buruna duruyorlardı.

Seokjin kalbi saniyenin onda birinde atarken, gözleri Namjoon'un kahve gözlerinde adeta kaybolmuş gibiydi. Bir an için nefes alamadığını düşünmüş ve büyük bir endişeye kapılmıştı.

Gözleri Namjoon'un gözlerine kenetlenmişti ve ikisi de yerlerinden bir milim bile kıpırdamadan şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlardı. Fakat birkaç saniye sonra Namjoon'un şaşkın bakışları yerini bambaşka bir duyguya bıraktı.

Seokjin onun derin bir nefes alıp verdiğini fark ettiğinde, Namjoon'un bakışları yavaşça aşağıya doğru düşmüş ve Seokjin'in dolgun dudaklarına sabitlenmişti. İşte Seokjin de bundan korkuyordu. Şu anda o kadar savunmasızdı ki, Namjoon eğilip onu öperse ona karşı koyacağını hiç sanmıyordu. Her şeyi bir kenara bırakacaktı ve gri saçlı olanın oracıkta kendisini öpmesine izin verecekti. Zaten ona karşı koymak istemediğini fark ettiğinde ise ne yapacağını bilemedi.

Namjoon'un dudaklarına kenetlenmiş bakışları bir an sonra tekrardan gözlerine doğru çıkmış ve Seokjin yutkunmamak için kendisini bir hayli zorlamak zorunda kalmıştı. Zira Namjoon'un karanlık bakışı, Seokjin'in bedenini baştan aşağıya ürperten bir elektrik dalgası göndermiş gibiydi.

Seokjin kendini tutamadı ve kocaman yutkundu. Aynı anda Namjoon sabırsız bir ifadeye bürünmüş ve kahve rengi gözleri Seokjin'e kapkara görünmüştü.

Saniye bile geçmeden önce Seokjin'in içten içe beklediği oldu ve Namjoon ona doğru hafifçe eğilirken hiçbir şey yapamadan öylece bekledi. Fakat şans pek de Namjoon'dan yana değildi. Zira gri saçlı olan Seokjin'e doğru eğilirken Seokjin'in telefonunun melodisi mutfakta acımasız bir desibelde yankılanmıştı.

İkisi de aynı anda yerlerinden sıçramış ve hemen sonra gerçek dünyaya dönmüşlerdi. Seokjin önce biraz daha beklerse yanmaya başlayacak olan yemeğin altını hızlıca kapattı ve hemen sonrasında telefonuna doğru koşar adım ilerledi. Hala çalmakta olan telefonunu eline alıp sarsakça cevaplarken beyni sanki çalışmıyor ve kalbi ise az önceki anın etkisiyle durmaksızın atmaya devam ediyordu.

"A-alo?"

"Seokjin?"

Seokjin Yoongi'nin tanıdık sesini telefonun öbür ucunda duyduğunda tuttuğunu bile yeni fark ettiği nefesini bırakmıştı. Arkasında duran Namjoon'a bakmaya cesareti yoktu. Bu yüzden arkası ona dönük bir şekilde konuşmayı sürdürdü.

"Efendim?"

"İyi misin sen?" diye sordu Yoongi karşı tarafta meraklı bir ses tonuna bürünerek. "Sesin bir garip geliyor. Bir şey mi oldu?"

"Hayır." dedi Seokjin hala kendisini toparlamak için uğraşırken. "Sen niye aradın?"

"Şu bahsettiğin arkadaşın geldi mi?"

"Evet."

"Tamam. Döndüğümde konuşacağız." dedi Yoongi ciddi bir ses tonuyla. "O yüzden beni bekle demek için aradım."

"Olur." dedi Seokjin onun görmeyeceğini bile bile kafasını sallarken. Kalp çarpıntıları biraz daha normal bir seviyeye inmişti ve nefes alış verişleri düzene ancak girebilmişti. "Döndüğünde konuşuruz."

"İyi olduğuna emin misin sen?"

"Evet. Şimdi kapatmam lazım. Yemekler buz gibi olacak."

"Tamam. Afiyet olsun."

"Teşekkürler."

Seokjin telefonu kapattı ve Namjoon'la yüzleşmek adına derin bir nefes aldı. Arkasını döndüğünde ise gri saçlı olanın onu izlediğini görmüştü. Bakışları buluşur buluşmaz ikisi de ne diyeceğini bilemeden öylece durdu ve hemen ardından Namjoon elini ensesine atıp utangaç bir şekilde kaşırken bakışlarını yere çevirdi.

"Ee, ben kimchiyi masaya götüreyim o zaman."

"Olur." dedi Seokjin hemen onu onaylarken. Onun sanki az önce hiçbir şey olmamış, sanki telefon çalmasa neredeyse öpüşmeyeceklermiş gibi oynadığı oyuna dahil olmaya hazırdı. Zira bu gergin havadan kendisi de tıpkı Namjoon gibi bir an önce kurtulmak istiyordu. "Ben de yemeği tabağa koyup geliyorum hemen."

Namjoon kafasını salladı ve daha sonra da içi kimchi dolu küçük tabağı dikkatlice eline aldı. Seokjin'e bakıp mahcup bir gülümseme yolladıktan hemen sonra ise mutfaktan hızlı adımlarla çıkmıştı. Arkasında bıraktığı Seokjin ise yemeği tezgahın üzerinde duran beyaz, porselen tabağa alırken kendisini az önceki anı unutmak için zorlamıştı.

NOTICE MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin