0.1~Başlangıç~

2.3K 130 288
                                    

Başlangıç: 12 Mayıs 2020

Ben Kim Taehyung. Dünyanın daha gelişme aşamasına giremediği, bilim alanında gelişmelerin yaşanmadığı bir çağda yaşıyorum. Yaşadığım bu çağda güzel tıp makinaları yerine, kısa sürede etki eden ilaçlar yerine doğal yollar kullanılıyor. Bitkilerden hastalık için ilaçlar yapılıyor. Araba olarak kullandığımız tek şey at arabasıdır.

Umarım bu söylediklerimden yaşadığım çağı az çok anlayabilmişsinizdir.

Ben çok küçükken, yaklaşık 7-8 yaşlarındayken dünyaya bir çocuğu koruma göreviyle gönderildim. Bu çocuk da tıpkı benim gibi 7-8 yaşlarındaydı. Güzel sarı saçları ve minik bir yüzü vardı. Boyu henüz benimle aynıydı ama gelecekte benden kısa olacağına eminim. Ben Kim Taehyung, Park Jimin adlı insanı korumak için bu dünyaya gönderildim.

Henüz küçükken ve dünyada değilken meleklerin yaşadığı yerde bir telaş vardı. Neler olduğunu anlamamış bir şekilde büyükleri izliyordum. Daha sonradan Tanrı'nın (tövbe tövbe) insanların yaşamını zorlaştıracağını öğrenmiştim. Neden böyle birşey yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu. Sanırım canı sıkılmıştı.

Büyük melekler etrafta koşuştururken tek yaptığım olduğum yerde durup onların telaşlarını izlemekti.

Ben diğer meleklere oranla biraz daha psikopattım. İnsanların ve diğer varlıkların hak ettikleri cezaları çekmesinden hoşlanırdım. Ne kadar acı vericiyse benim için o kadar keyifliydi.

Daha sonradan etrafta bir sessizlik oldu. Melekler sıraya girdiler ve Tanrı'nın önünde diz çöktüler. Bende yanlarına gidip onlara katıldım. Alnım yere değik bir şekilde Tanrı'nın konuşmasını bekliyordum.

Sonunda konuşmuştu fakat konuşması fazla uzun sürmemişti.

-Birkaç melek görevlendirilecek ve insanları korumak için dünyaya gönderilecek.

Daha sonra hiçbir açıklama yapmadan olduğumuz yeri terk etmişti. O hep böyleydi. Fazla konuşmazdı. Buna alışmıştım.

Melekler telaşla kendi aralarında konuşurlarken içlerinden en yaşlı ve bilgeli olanı az önce Tanrı'nın durduğu yere geçti.

-Sizlere bütün herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacağım. Fakat öncelikle dünyaya gönderilecek olan meleklerin isimlerini açıklamama izin verin.

Güldüm, burada durmam boşunaydı. Ben daha küçük bir melektim. Beni dünyaya göndermezlerdi çünkü güçlerim azdı. Güçlerim daha gelişme aşamasındaydı.

Burada durmam saçmaydı fakat bunca melek oturmuş bir şekilde bilge meleği dinlerken ayağa kalkıp gitmem de saygısızca olurdu değil mi?

- Öncelikle herkes sakin olsun. Bunun çok ani olduğunu biliyorum ve ben de en az sizin kadar şaşkınım. Tanrı birşeyi yapıyorsa eminim bir bildiği vardır.

Herkes aralarında fısıldaşmaya devam ederken bilge onları susturmak adına sahte bir şekilde öksürdü.

-İsimleri açıklıyorum: Kim Woo Bin, Na Haneul, Kim Ni Na, ...

-Taehyung.

Yanıma gelen benden birkaç yaş büyük olan hyunga baktım.

-Jong Hyuk hyung.

Gülümsedi ve göz ucuyla bilgeye baktı.

-Eminim beni de görevlendirecek. Gitmeden önce veda edeyim dedim.

Yüzümde hiçbir mimik oynamadan hyungu izledim.

-Ben yokken buralar sana emanet tamam mı?

Jong Hyuk hyung bana her zaman bunca meleğin arasından en yakışıklının ben olduğumu söylerdi. Buna sadece gülüp geçerdim. Doğruluğu tartışılırdı çünkü melekler gerçekten çok güzel varlıklardı, hepsi.

Angel Of The Past ➳ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin