1.7~Konuşma~

336 47 21
                                    

Kapıyı birkaç kez tıklattığımda kapı yavaşça açıldı. Gözlerim Jungkook'un kahveleriyle buluştuğunda zorla gülümsedim.

-Selam.

Elimi havaya kaldırdığımda Jungkook da gülümseyip kapıyı sonuna kadar açtı.

-İçeri gel hyung.

Kafamı sallayıp elimi indirdim ve odaya doğru adımladım. Jimin ve Seon Woo burada değillerdi.

-Jimin'ler nerede?

Merakla Jungkook'a baktığımda kapıyı kapatıp yer yatağının üzerine oturdu.

-Yurt için alınması gereken birkaç birşey varmış.

Başımı salladım ve bende ilerleyip yanına oturdum. Aramızda bir süre sessizlik olduğunda Jungkook bunu bozmaya karar vermişti.

-Hyung, bana şu işten bahsetsene.

Host'luktan mı bahsediyordu? Host'luk hakkında pek birşey bildiğim yoktu ki.

-Şey, aslında bende pek birşey bilmiyorum. Sadece çok para kazanacağımı ve size bakabileceğimi biliyorum.

Jungkook gözlerini önüne çevirdi.

-Bunca zamana kadar bize sen baktın zaten hyung, biraz da kendi ayaklarımızın üzerinde durmamız gerekmez mi?

Parlayan gözlerini bana çevirdiğinde başımı iki yana sallayıp elimi saçlarına koyup saçlarını okşadım.

-Hayır Jungkook, bunca zaman siz bana baktınız ve şimdi sıra bende.

Jungkook birşey demediğinde iç çekip geriye doğru uzandım. Ellerimi başımın altına koyup gözlerimi tavana çevirdim.

-Jungkook, eğer size yanlış gelen bir şeyi yaparsam benimle buna rağmen konuşmayı devam ettirir misiniz?

Jungkook gözlerini bana çevirip şaşkınca bana baktı.

-Ne gibi?

Omuz silktim.

-Herhangi birşey.

Jungkook da geriye doğru uzanıp gözlerini tavana çevirdi.

-Ne olduğuna bağlı hyung.

Birşey demediğimde Jungkook ekleme yaptı.

-Ama büyük ihtimal konuşmaya devam ederiz.

Yüzümde ufak bir gülümseme oluştuğunda gözlerimi yumdum. Onlar benim herşeyimdi. Bana güveniyorlardı ve onların güvenlerini boşa çıkarmamalıyım.

-Biz geldik.

Jimin'in hiçbir neşe barındırmayan sesi odada yankılandı. Sanırım sabah olanlara morali bozulmuştu. Ama ne yapıyorsam onun iyiliği için yapıyorum.

-Hoş geldiniz hyung.

Jungkook neşeyle yattığı yerden doğrulduğunda bende iç çekerek doğruldum.

-Ne zaman geldin?

Jimin'in merakını gizlemeye çalışan sesi kulaklarımı doldurduğunda gözlerimi ona çevirdim. Yüzünde üzgün bir ifade vardı. Onu üzmek istemiyorum. Onunla küs olmayı da istemiyorum.

-Az önce geldim.

Jimin başını sallayıp arkasını döndüğünde ayağa kaktım. Önce Jimin'le aramdaki meseleyi çözmeliyim. Fakat bunu diğerlerinin yanında yapamazdım.

-Jimin, iki dakika gelir misin?

Kapıya ilerlediğimde Jimin ikiletmeden peşimden gelmişti.

Angel Of The Past ➳ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin