-Çocuklar burada tartışmak yerine güvenli bir yere gitmemiz gerekmez mi?
Yanda bulunan taşa oturduğumda diğerleri de taşlara oturdu.
-Fakat nereye?
Seon Woo haklıydı. Nereye gidebilirdik ki? Ayrıca herkesin beni aradığına eminim. Beni gördükleri an tanıyacaklarına da eminim. Gitsek bile yakalanma riskimiz çok fazla.
-Yakınlarda kasaba olmalı...
Jungkook elini çenesine koyup düşündü.
-...ama eğer o adamlar Taehyung'un peşindelerse orada bulunma olasılığımız çok fazla.
Saçlarımı karıştırdım. Şimdi ne yapacaktık? Burada durursak ya yakalanırdık ya da açlıktan ölürdük.
-Denemekten başka şansımız var mı? Burada durursak açlıktan öleceğiz.
Jimin haklıydı, denemekten başka şansımız yoktu.
Jimin kendini az da olsa toparlamıştı. Artık ağlamıyordu ama ağlamaması daha kötü değil miydi? Annesi ölmüştü ve arkasından yas tutmalıydı.
Jungkook'da öyleydi. Ebeveylerinin ölümlerini çok çabuk kabullenmişlerdi. Ya da belki de yas tutmak için güvenli bir yere ihtiyaçları vardı.
-O zaman hadi gidelim.
7 kişi olarak en yakın olan kasabaya yürümeye başlamıştık.
Yol boyunca gözlerimi Jimin'den ayırmamıştım. Gerçekten onun gözünde bu muydum? Bir cadı? Belki de gözünde oyuncaktım. İstediğinde öptüğü, istediğinde kenara attığı bir oyuncak.
Onun gözünde ne olduğumu neden bu kadar önemsiyordum ki? Onu neden önemsiyordum? Benim buraya gelme amacım belliydi. Sadece Jimin'i koru.
-Pekala çocuklar.
Jungkook konuşarak hepimizi durdurmuştu. Etrafıma bakındığımda bir kasabanın girişindeydik.
-Öncelikle ne yapmamız gerektiğini konuşalım.
Önde Jungkook olmak üzere ağaçların sık olduğu bir yere gittik ve yere oturduk. Hem dinlenirken hem de düşünüyorduk.
-Buranın yetkilisiyle konuşmalıyız, belki bizi aralarına alırlar.
Bir çocuk konuştuğunda başımla onu onayladım. Düşük bir ihtimal olsa da denemeye değerdi.
-Bizi aralarına alırlar da bu cadıyı alacaklarını sanmıyorum.
Bayık bakışlarımla çocuğa baktım.
-Bu cadı birazdan seni kurbağaya çevirecek, ayağını denk alsan iyi olur.
Çocuk gözlerini kısarak bana baktı.
-Taehyung'u gizlememiz gerekmez mi? Büyük ihtimal herkesin dikkatini çekecek.
Elimi tekrardan saçlarıma atıp karıştırdım. Saçlarım uzamıştı, şuan annem olsa saçlarımı keserdi ama o artık yoktu. Onun yokluğuna alışmam gerek.
-Ne yapacağız? Hırkası olan yok ki? Hırkamız olsa şapkayı kafasına geçirirdik.
İç çektim ve etrafıma bakındım. Canım sıkılmaya başlamıştı. Gizlenmeyi sevmemiştim.
-O zaman o burada kalsın, eğer bizi içlerine almayı kabul ederlerse bir hırka bulup onu da yanımıza alırız.
-Olmaz.
-Olmaz.
Jimin'le aynı anda konuştuğumuzda şaşkınca ona baktım.
-Kabul etmekten başka şansın yok cadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel Of The Past ➳ Vmin
FantasíaDaha çok küçük yaşta olmasına rağmen bir melek bir insanı koruyabilir mi? Kim Taehyung çok küçük yaşta olmasına rağmen bir insanı korumak için dünyaya gönderilmişti. Tek amacı ne olursa olsun Park Jimin'i korumaktı. Bu yolda ilerlerken önlerine bir...